Bölüm 31

1.4K 82 0
                                    

ÇARŞAMBA 13.28

 Dün gece eve 3 gibi ulaştık ama bundan rahatsızlık duyanımız asla çıkmadı. Konserin bitişi 1'i buldu ve biz hiç eğlenmediğimiz kadar eğlendik resmen.

 Konser alanından çıktıktan sonra 2 saat olabildiğince yürüyüp sohbet ederek eve döndük. Aslında arabayla gittik konsere ama hepimiz hafiften içki aldığımız için kimse arabayı kullanmaya cesaret dahi edemedi.

Bu yüzden çok da uzun olmayan mesafeyi yürüyerek dönmeye karar verdiler. Sohbet etmek ve güzel konseri değerlendirmek için bire bir taktik anlayacağınız.

Sohbet ettiler desem daha doğru olur! Ben dahil değilim. Aynı karar verdiler dediğim gibi, olaydan biraz uzağım.

Bir süre sonra ben Kemal'in sırtında uyuduğum için tam olan biteni bilmiyorum. Kesin saat dilimini Hale'den öğrendim. Biraz ballandıra ballandıra anlatı ki uyuduğuma üzüleyim istedi.

Ama inanır mısınız, bende o göz hiç olmadı. Uyumaktan zevk bile aldım.

Uyudum, doğru duydunuz! Uykusuzluk serüvenim ancak bu kadar sürebildi çünkü. Düşünün hala kendime gelebilmiş değilim. Gözlerim kıpkırmızı, ruhum çekilmiş gibi hissediyorum.

Buna rağmen sabah 9'da Yaren'in hazırladığı kahvaltı için uyandım ve birkaç atıştırmayı yerine getirdim.

 Açlığımı hissedemeyecek kadar uyuyordum belki ama önemli olan bu değil. Yine yorgunluğumu bahane ederek işleri kızlara bıraktım ya buna bana yetti. Hazır yaptıracak iş bulmuşum, yapacak kişi bulmuşum; inanın tatil benim de hakkım.

 Ama ne kadar iş yaptırıyorum desem de yalnızca kahvaltı sofrasıyla uğraşıyorlar. Sonra yine kendimizi evden dışarı atıyoruz. Kızların burada 2 günü daha kaldığı için cıvkını çıkarmayı düşünüyoruz da.

'Şimdi nereye gidiyoruz?'

Başımı yasladığım masadan kaldırdım ve cevap veremeden önce kahvemden peş peşe 2 yudum aldım.

Ayılmam lazım!

Düşünebilmem lazım!

'Neresi kaldı gezmemiz gereken?'

Tansel, Hale'nin göz devirerek sorduğu soruyu sanırım önce bir içine çekti. Bu onun şu dakikalar sindirme aşamaları.

 Oturduğumuz 27 dakika boyunca yalnız ikisi konuştuğu için sessiz kalmayı seçtik biz yine. Ve ben önümdeki kek diliminde bir çatal daha aldım. Bizim kafenin keklerine gerçekten bayılıyorum.

Islak keki resmen Eda'nınkiyle yarışıyor. -En çok Eda'nın ıslak kekini severim de ben. Harika yapar.-

 Masanın üzerindeki telefonum tekrar titredi ve düşüncelerimden sıyrıldım. Bu sefer tahmin ettiğimin aksine Sena veya Eda değil.

13.42

Ali Mirza: Müsait misin?

 Ağzımdaki kakao tadı beni biraz olsun oturduğum yerde dikleştirdi. Kesinlikle mesajdaki soru yüzünden olmadı bu.

13.43

-Evet, neden?

 Mesajı gönderdikten sonra kahvemden son bir yudum aldım ve ellerim dolu ayaklandım. Sağ elimdeki telefon kesintisiz titremeye başlarken görmezden geldim ve masanın ortasına konuştum.

'Kahvemi tazeleyip geliyorum. Bir şey isteyen var mı?'

Kızlar başını olumsuz anlamda sallarken Kemal yalnız 'Su.' demekle yetindi ve ben de elimde ikinci kez titremeye başlayan telefonla kahve tezgahına yöneldim.

ZEYNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin