Bölüm 90/Ali Mirza

1.1K 59 3
                                    




Pazartesi

5.42

Güneşli günler dilerim hanımlar ve beyler!

Ne saate ne de bana şaşırıyorsunuz sanırım artık. Hepimiz uyumamamı kabullenmiş bir halde takiptesiniz bunu da biliyorum.

Yine öyle bir zamanda; uyku benim için bir yerlere kaçmış bulunuyor, hiç yakalama derdinde değilim inanın. Halimden oldukça memnunum.

Mutluyum.

Siz de yakalayıp gelmeyin, uykunun benden uzakta oluşunu seviyorum. Yorgunluktan ölsem bile!

Şu an huzurla tek kolumun üzerine yaslanmış karımı izliyorum. Sabah uyanır uyanmaz İzmir'e döneceğimizi yine o yoğun tempoya başlayacağımızın farkındayım. Eminim o da farkında. Dudakları öne uzanmış, kaşları hafif çatık uyuyor; öyle bebek uykusu değil anlayacağınız. Bundan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Aklından sürekli bir şeyler geçiyor.

Hani hayatta her şeyi planlayan tipler olur ya, Alçin Zeyna onların başını çekmekte. Hatta Tansel'in arkasından dediği gibi 'lord of the kontrol manyaklığı' kendisi.

Bakın bu aramızda, Zey'in duyması demek Tansel'den başlayarak hepimizi sıraya koyup öldürmesi demek ki daha doğmamış 2-3 çocuğum, hayalini kurduğum birkaç gezi planım var.

Yapmayın etmeyin!

Her neyse ne diyordum ben?

Evet, yanımda uyuyan güzel karım her şeyi planlamak konusunda aşırı titiz davranıyor.

Hele ki İdil'den sonra işler daha da karışık bir hale geldi. Sürekli her şeye ve herkese yetişme derdinde.

Özellikle sadece bizim küçük ailemize değil bu titizliği. Hala ikizleri, Alperen'i Mehmet Ogeday'ı sonuna kadar ilgi manyağı yapma derdinde.

Anlatabiliyor muyum?

Tüm bu yorgunluğunun, çatık kaşlılığının sebeplerinden biri de bu!

Şimdi olduğu gibi!

Dokunduğum an dönüp beni çevreleyecek ölçüde çatık kaşlı.

Sakin değil!

Tabii tüm bunlara rağmen yine de çok güzel!

Sessiz ve sessiz...

Derin bir nefes aldım ve tek elimle Zey'in açıktaki omzunu okşamaya başladım. Gözlerim dudaklarından çok çabuk oraya kaydı bile.

Dikkatimin dağılışı gibi.

Doğumdan sonra tek tük kalmış çillerinin üzerinde dolaşıyor parmağım. Bunları de en az yüzündeki ve sırtındaki çilleri kadar seviyorum.

İşin güzel yanı ise onda azalan çillerden İdil'in vücudunda az da olsa bulunuyor olması. Annesine göre Zey çillerini İdil'e hediye etmiş. Zey ve Kemal'in doğumundan sonra Ogeday babamın da çilleri azalmış. O dönemde de babasının çillerini hediye ettiğini söylerlermiş.

Ailenin aktarılan genlerinden biri gibi ve ben resmen bunun bağımlısıyım.

Parmağımı omzundan usulca çekip dudaklarımı bastırıyordum ki yerinde kıpırdandı kısa bir an. Sanırım uyanıyor bile diyemeden gözlerini açtı.

Bunu hep yapıyorum ama ben!

'Ali?'

Yorgana sıkı sıkıya sarılmış ellerinden birini çözüp yüzüme koydu ama mırıldanmaya devam ediyor.

ZEYNAWhere stories live. Discover now