Bölüm 100

559 43 34
                                    

Ay şaka gibiii!

 100. bölümde buluşacağımızı söyleseler ilk zamanlar güler geçerdim ama bu günleri de gördük ya!

 Bugüne kadar yanımda olduğunuz için çok çok teşekkür ediyorum güzel insanlar. Umarım hep böyle eğlenmeye devam ederiz.

 Sizleri seviyorum, keyifli okumalar.


 Temmuz 28

16.03

 Hayatı sorguladığımız çok an var sanırım. Durup dururken gördüğümüz herhangi bir şey bile tüm ömrümüzü, tüm yaşadıklarımızı sorgulatabilir gibi geliyor bana. İşler nasıl çığırından çıkar ya da nasıl yola girer anlamayız bile. Bir bakmışsın tepetaklak olmuşuz, bir bakmışsın her şey günlük güneşlik.

 Ali hayatıma ilk girdiğinde benim için beklenmedikti. Nasıl olduğunu anlamadığım bir anda karşıma çıktı, beni buldu, onu tanıdım.

 Sonra Ali gitti ben tepetaklak oldum. Beklenmedikti, hem de hiç beklenmedik. Yine ne olduğunu anlamadan geri geldi ama.

 Her şey yine günlük güneşlik.

 Böyle söylediğimde ne kadar da basit ve kısa geliyor değil mi? Öyle anlık duygu değişimleri falan...

 Sanki hayatımızı kökünden değişen olaylar değilmiş gibi bir anda dökülüveriyor dudaklarımız arasından.

 Ne kadar da kolay!

 Bizim için değil, başkaları için yanlış anlamayın sakın.

 Benim için asla kolay olmadı bunları konuşmak, düşünmek, ailemle dertleşmek bile. Şimdi neden dökülüyorsun diye sormazsınız biliyorum ki siz de nedenini benim kadar iyi biliyorsunuz.

 Sadece neden bugün, şu vakitte onu düşünüyorsun diye sorabilirsiniz sanırım. Ama buna da cevabım yok açıkçası. 

 Uzun yolculuklar hayat sanırım hayatımızı, son zamanlarda yaşadıklarımızı sorguladığımız en büyük anlardan biri.

 Hıhı, uzun bir yolculuktayız hemşireler.

 Trabzon'da değiliz. Yola çıkalı baya bir oluyor ki şu an Ankara'dan da çıkalı 3 saat geçti. Yaklaşık olarak söylüyorum tabii bunları.

 Arabayla eve dönüş yolumuzdayız. Trabzon'daki kısa, kırıcı ama bir o kadar da bize iyi gelen tatilimizin sonuna gelmiş bulunduk. 

 Annem ve babam hala orada. 1 aya tamamlayıp dönelim dediler. Kimse de ısrar etmedi çünkü elimizde olsa hepimiz kalırdık eminim ki.

 Bizim gibi düşünmeyenler yok değil miydi? Tam olarak benim koltuğumun arkasında Ali'yle sohbet etmeye çalışan Ferdan bizim gibi düşünmeyenlerin başını çekiyordu.

 Yola çıktığımızda önümüze atladı. Ali ya basıp onu ezecekti ya da durup arabaya alacaktı. Saf yüreklim durmayı tercih etti. Şimdi o da bizimle birlikte İzmir yolunun seksenini tamamlamış bulunuyor.

 Söylendiğime bakmayın, kardeşim benim. Geldiği için mutluyum çünkü Bengi İdil gidiş yolundaki sakinliğini asla korumadı. Ferdan abisi onunla ilgileniyor olmasaydı ben bu kadar kolay depresyona giremezdim kesinlikle.

 Gerçekten ne diyorum ben ya?

 Kendi kendime sessiz söylemlerde bulundukça psikolojimin nasıl bozulduğuna siz de şahit oluyorsunuz işte.

 Buna bir son vermem gerekiyor.

'Yorulduysan direksiyona ben geçebilirim sevgilim.'

 Aslında geçemem. Bu dalgınlıkla ben Tanrı'm korusun bizi Ege Denizi'ne uçururum hiç affetmem.

ZEYNAWhere stories live. Discover now