Bölüm 60

1.2K 66 5
                                    

Cumartesi 11.04

Hayat, öyle garip ki anlayamıyorsun. En azından ben anlayamıyorum dostlarım. Yaklaşık 1 senedir mutluluğun doruklarındayım, yüzüm gülüyor, uzun süredir hasta bile olmuyorum, canım daha az sıkılıyor, okumak çalışmak istiyorum ve gün geçtikçe daha da keyif alır hale geliyorum, daha yaratıcı oluyorum...

Kendime göre böyle olmasının sebebi kesinlikle mutlu olmam evet. Çünkü beynimin gerçekten de çalıştığını hissediyorum artık.

1 sene önce nefes alırken bile gözlerim dolardı. Artık öyle değilim.

Ben ve ailem mutluyuz. Tamam, burası dünya. Her an pozitif bir hayat yaşamıyoruz. Ama yalan yok ben öyle hissediyorum.

  Bir şeylerin kırılması, kavgalar, gecikmeler, sorunlar asla canımı sıkmıyor.

Sadece son dönemlerde bir bunaltı geldi üzerime. Oflayıp pufluyorum. Her şey iyice sarpa sarıyormuş gibi geliyor. Son zamanlarda bunaldıkça bunalıyorum. Bir gün kendimi camdan atacağım o olacak. İçimdeki dert tasa bitmiyor.

  Aslında dert tasa değil de anlamsız bir sıkıntı. Şu hazırlıklar bitsin istiyorum.

  Ya da tarih almalar plan yapmalar falan...

  Düğünler de ev düzmeler de artık aradan çıksın. Gün geçtikçe bunalmam da sanırım bu yüzden.

Tek derdin de bu olsun dediğinizi duyuyorum.

Demeyin!

Zeyna Toygun olarak düğün, damat ve baba üçlemesi oldukça buruk ve gergin ilerliyor.

Bizimkileri ortak noktada buluşturamıyorum. Bu da beynimi yoruyor ve kafamı anca değişik sohbetler açıyor.

'Hala, nasıl oldu?'

Tabi şu kızlar da dahil! Can kuzularım bana yardımcı oluyorlar.

Bir de şu koltuklar arasında koşuşturan Memo var. O da aklımı kurcalıyor ama dedikodu yapamıyoruz.

O da zamanla olacak inşallah. Kendime de genlerine de güveniyorum.

'Çok güzel halam.'

Tabiki yemedi. Dilge bu yer mi?

'Ya hala bakmadın bile bakmadın. Hala bir baksana.'

Tırnaklarımdaki bakışlarımı Dilge'ye çevirdim. Üzerinde benim gömleklerimden biri var, yine içinde kendi elbisesi var. Omzuna da kemerlerimden birini asmış, sanırım henüz beline bağlaması gerektiğini çözemedi.

'Bence saçma olmuş.'

Bu sefer konuşan koltuğun üstüne çıkıp arkadan boynuma sarılan Devin. Kızın aşırı elbise etek nefreti var. Bu yüzden de karşısındaki  elbise yığınını yüzü buruşuk değerlendiriyor.

'Hayır, kıskanıyorsun.'

  Bakışlarım bu sefer de Dilge'ye döndü.

'Kızlar, kavga yok ama. Dilge sen de çok güzelsin halam ama hani anlaşmamış mıydık? Başkalarının kıyafetlerini giymek yok.'

  Omuzlarını hızlı hızlı indirip kaldırdı ve koşar adımlarla salonu terk etti.

  Hayır, küsmedi sadece gömleğimi üzerinden almayayım diye kaçtı cadı.

'Halam.'

  Yanağımı öpüp bir yandan da bana seslenen Devin'e baktım.

  Yine bir şey söyleyecek de dur bakalım.

ZEYNAWhere stories live. Discover now