~ Keskin Bir Acı~

102 8 3
                                    

Barlas’dan

Buzdolabından içecekleri alıp masaya götüreceğim sırada, Ezel’in çıktığı sandalyenin oynadığını gördüm. Ayağı kaydığında hızla yanına gidip kucağıma aldım. Düşürdüğü bardağın kırılması ve ayağıma batması umrumda değildi şuan. Gözleri hala sımsıkı kapalıydı. Kolları boynumda sarılıydı. Sanki hiç bırakmak istemezmişçesine sarılıyordu. Kulağına yaklaştım ve konuştum.

“gözlerini aç artık”dediğimde yavaşça gözlerini açtığı gibi kahve gözleri görüş alanıma girdi. Ona her baktığımda içimde bir volkan patlıyordu. Gözlerimi hala gözlerinden çekmemişken salondan Gece’nin sesi duyuldu.

“Ezel, Barlas hadi gelin artık yemekler soğudu. “Diye bağırdı. Tam da zamanıydı. Ezel’i cam kırığı olmayan yere indirdiğim an ayağımı fark etmişti.

“Barlas! Ayağın kanıyor. Çabuk otur şuraya. Sakın kalkma geliyorum”dedi panikle. Beni sandalyeye oturtup mutfaktan çıktı.

Mutfağa geldiğinde elinde ilk yardım çantası vardı. Onun arkasından diğerleri de mutfağa gelmişti. Ezel yavaşça ayağımı kaldırdı ve cam kırıklarını aldı. Sonrasında kanları temizleyip ayağımı sargı bezle sardı. Yaptığı her adımda ona bakmıştım. Sonra aklıma geldi neden bu kadar endişelenmişti. Aklımdaki düşünceyi dile getirdim.

“niye bu kadar endişelendin? “ dedim. Cevap vermedi sadece gözlerime bakmakla yetindi.

Uğur’un yardımıyla salona kadar gittim. Masaya oturup sessizce yemeğini yedi herkes.

Savaş’dan

Hala ablamın gizli odasında defterleri okuyordum. 2008 yılından başladım. Şuan 2012 yılından devam ediyorum. Ablam 2008’de yaşadığı talihsizlikleri yazmış ama 2009 yılında ve sonrasında sürekli benden bahsetmiş. Özellikle bir tane yazdığı sayfa ona bir kez daha bağlanmamı sağladı.

6 Nisan 2010

Dün senin doğum günündü. Bugün de benim. Beraber kutlayamadığımız doğum günüm kutlu olsun. Görüyor musun? Doğum günümü kutlayan bile yok. Bir tek sen varsın, ama senin de benden haberin yok.

Savaş, eğer bir gün ablan olduğumu öğrenirsen şunu bil ki seni çok seviyorum. Şimdiden söylemeliyim, öğrendiğin gün kalbin sıkışır ve hastaneye yetiştiremezlerse ölürsün.

Bu yüzden şunu bilmeni istiyorum. Annen ve babanın öldüğü için kendini yalnız hissetme, ben seni takip etmesem de hep yanında olacağım. Sana söz veriyorum, hem abla hemde katil sözü.

Son cümlesini okuduğumda gülmüştüm. Gerçekten ablamı daha erken yaşımda bulsaydım, şuanda insanlara karşı bu kadar soğuk birisi olmayacaktım.

Uğur’dan

Yemekleri yedikten sonra Efe abi davanın sonuçlandı mı diye bakmaya gitti. Bizde oturup beklemeye başladık.

Yudum’u o gün barınakta görünce şaşırmıştım. Neden burda diye düşündüm. Meğerse teyzemle arkadaşmış. O gittikten sonra teyzeme ondan uzak durmasını, onun bir katil olduğunu söyledim ama öldürme sebebinin böyle korkunç birşey olduğunu bilmiyordum.

Daha sonraki zamanlarda onu her gördüğümde nedense üzülüyordum. Onun durgun hali beni de durgunlaştırıyordu. Özellikle Savaşla kardeş olduğunu öğrendiğim an şok geçirmiştim. Sonrası malum, hastanenin yolunu tuttuk.

1 gün sonra hastaneden çıkıp adliyeye geldik. Onu getirdikleri zaman kalbim heyecandan yerinden çıkacaktı. Ezel ve Geceye söyledikleri ise şaşkın ördeğe dönmemizi sağlamıştı. Duruşma salonunda ise müebbet hapis dediklerinde ağlamamak için kendimi zor tutmuştum.

O zamandan beri onu görmek için can atıyorum. Neden böyle bilmiyorum ama onu görünce sevinçten havalara uçacaksın garanti.

Yudum’dan

Yine bir temizlik rutininin içindeydim. Bu sefer ki görevim ayak yıkamaktı,bir de tek hanımağanın değil herkesinkini yıkayacaktım. Hayır o kadar iş nitride mi ayak yıkıyorum acaba?

Hanımağanın önünde ayaklarını yıkamaya başladım. Birde güzel yıka diye emir vermiyor mu? Beni benden alıyor.

×××

Yeter artık! Bu ne be. Benimde bir sınırım var canım. Ayak yıkamayı falan geçtim de kafasından bit ayıklamak ne demek oluyor?

“asla olmaz! “Diye isyan ettim hanımağaya. Hanım Ağa bana öyle bir bakışı var ki, korkudan altıma edeceğim kapasitede.

“yapacaksın. Hadi başla “Diye bağırdı sert sesiyle. Allahım sana yalvarıyorum yeni bir mahkum gönder. İşlediğim suçların cezasını böyle ödemek istemiyorum. Eğer öldürecekse öldürsün, yinede yapmam.

“yapmıyorum ulan zorla mı yaptırcan? “dedim yüksek sesle. Hanım Ağa ayağı kalktı ve tam önümde durdu.

“emin misin yapmayacağına? “ Diye  sordu kısık sesle.

“evet “ dedim gayet ciddi sesimle.

“iyi benden günah gitti”dedi ve ben ne olduğunu anlamadan karnımda keskin bir acı hissettim. Gözlerim kararmaya başlamıştı. Gözlerim tamamen kapanmadan önce son duyduğum ses gardiyan’ın adımı söylemesiydi.

TOZLANMIŞ Kalpler - Tamamlandı-Where stories live. Discover now