~Nesi Var?~

63 5 2
                                    

1 Yıl sonra
Gece’den

Sabah yanağıma konan öpücüklerle uyanmıştım. Gözlerimi açmadan örtüyü kafama çekip konuştum.

“Savaş lütfen 5 dakika daha” dedim uykulu sesimle. Bir süre ses gelmeyince tekrar uykuya dalacaktım ki bir şeyin gürültülü bir şekilde sesi gelince Korkuyla yattığım yerden kalktım.

“Savaş? “ Diye  bağırdığımda  ses gelmeyince koşarak odadan çıktım. Mutfağa geldiğimde kimse yoktu. Mutfaktan çıkmak için adım atmıştım ki arkamdan birinin sarılması ile çığlık attım. Ağzımı kapatan eli tutup kıvırıp belinde sabitledim. Fakat o kişinin savaş olduğunu nerden bilebilirdim. Hızla elimi kolundan çektim. O da bileğini tutmuş ovuyordu.

“Savaş niye birden arkama geliyorsun ki? “ dedim. Savaş gülmekle yetindi. Bir yandan da bileğini ovmaya devam ediyordu. Bir süre daha bileğini ovduktan sonra ellerimden tuttu ve öptü.

“özür dilerim meleğim ama nerden bilebilirdim senin böyle birşey yapacağını? “ dediğinde güldüm ve konuştum.

“eğer senin yerinde bir başkası olsaydı şimdiye kan kusuyor olurdu” dediğimde o da güldü ve beni sandalyeye oturttu. Sandalyeye oturana kadar hazırlanmış kahvaltıyı görmemiştim.

“sen mi hazırladın bunları? “ Diye sordum masaya bakarken. Savaş da karşımdaki sandalyeye oturdu ve konuştu.

“evet hem de sırf senin için” dediğinde güldüm

“kendinizi baya geliştirmişsiniz Savaş bey sizi tebrik ediyorum” dediğimde sırıttı ve konuştu.

“ bir tebrik bu kadar kuru olmamalı” dediğinde kaşlarımı çattım ve konuştum.

“hemen şımarma! Kahvaltını et işine git” dediğimde ‘akşam bunun hesabını sorarım ‘ dediğini duydum.

“anlamadım birşey mi dedin? “ dedim anlamamış gibi yaparak. Kafasını hayır anlamında sallayınca gülümsedim ve kahvaltımı ettim.

Kahvaltımız bitince Savaş masadan kalkıp yanağıma öpücük kondurdu ve kapıya yöneldi. Bende arkasından gidip kapıya kadar uğurladım. Savaş evden çıktığında masayı topladım, bulaşıkları yıkadım ve kendime bir kahve yapıp salona geçtim.

Zaman çok çabuk geçmişti. Daha 1 yıl öncesine kadar asker yolunu gözlerdim. Şimdi ise akşam saatleri yol gözler olmuştum. 1,5 ay önce Savaşla evlenmiştik. Düğünümüz çok güzel olmuştu. Annem, babam, kardeşim gibi sevdiğim arkadaşlarım hepsi yanımdaydı o gün daha ne isterdim ki. Evlendikten sonra Savaş çalışmamamı söyledi. Kabul etmedim ilk başta ama yemin ettirince el mecbur kabul etmiştim.

Düşüncelerimden çalan telefonun sesi ile sıyrılmıştım. Arayana baktığımda ‘Annemm’ yazısını görünce hemen telefonu açtım.

“alo”

“nasılsın kınalı kuzum? İyi misin? “

“iyiyim anneciğim sen nasılsın? “

“ben iyiyim güzel kızım. Şimdi sana birşey söylemek istiyorum”

“söyle anne”

“bu akşam bize gelseniz “

“bilemiyorum anne benim önce Savaş'a sormam lazım”

“peki kızım ben kapatıyorum”

“tamam anneciğim görüşürüz “

“görüşürüz “ dediğinde telefonu kapattım ve Savaş'a mesaj attım. Tam o sırada kapı çaldı. Kapıya gidip delikten kim olduğuna Baktım. Benim canım mı canım, onsuz yaşayamayacağım canım görümceciğim gelmiş! Kapıyı açtım ve Yudum’ a sarılıp konuştum.

“günaydın görümce “ dedim.

“günaydın yengeciğim” dediğinde ondan ayrıldım ve konuştum.

“Ezel nerde? “ dedim.

“Ezel biraz rahatsızmış o yüzden şimdi biz yanına gidiyoruz” dediğinde şok geçirdim. Daha birkaç gün önce iyiydi. Şaşkınlığımdan çıkınca evin anahtarını ve telefonumu yanıma alıp evi kapattım. Birlikte yukarı doğru çıkıp Ezel’in evinin önüne geldik. Kapıyı çaldığımızda bir süre ses gelmemişti. Daha sonra kapının arkasından’ kim o? ‘ diye çok kısık bir ses gelmişti. ‘biziz’ dedik Yudumla aynı anda. Ezel kapıyı açtığında suratı bembeyazdı. Üzerinde 2 yada 3 tane battaniyeye sarılı bir şekildeydi. Hemen içeri girdik ve kapıyı kapattık. Ezel de anında kendini koltuğa attı.

“Ezel Barlas nerde? “ Diye sordum. Ezel titreyen dişlerinin arasından konuştu.

“zorla işe gönderdim” dediğinde bir şey söylemedim. Çünkü Ezel çok inatçıydı ve bir kere hayır dedimi onu kimse laf edemezdi. Büyük ihtimal Barlasta bunu bildiği için zor bile olsa işe gitmişti.

“çorba yapalım mı sana? Ya da nane limon? “ dedi Yudum. Ezel kafasını sallayarak konuştu.

“iyi olabilirdi ama midem çok bulanıyor ” dedi ve yavaşça ayağa kalktı.

“ben bir lavaboya gidip geliyim” dediğinde kafamı I salladık ve arkasından gidişini izledik. Bir süre sonra gürültülü bir ses gelince oturduğumuz yerden kalkıp sesin geldiği yere gittik. Lavaboya geldiğimizde ezel kapı önünde baygın bir şekilde yatıyordu.

“Ezel? “ Diye bağırıp yanına gittim. Yudumda ambulansı arıyordu.

“ Ezel kendine gel! Ezel” diyip bir yandan da yüzüne hafif hafif tokatlar atıyordum. Umarım kötü birşeyi yoktur.

~~

“ doktor bey nesi var? “ dedik Yudumla. Hastaneye gelmiştik. Hastaneye gelince Barlasa haber vermiştik.

“ sakin olun. Annemize bebekte gayet iyi. Annemizin sadece tansiyonu düşmüş o kadar “ dediğinde şaşkınca doktorun suratına baktık.

“bebek derken?” diye sordum kekeleyerek. Doktor bize şaşkınca baktı ve konuştu.

“haberiniz yok galiba. Ezel hanım 3 haftalık hamile” dediğinde şoktan çıkıp sevinçle Yudum’a sarıldım. Geri çekildiğim de yudum konuştu

“peki onu görebilir miyiz? “ Diye sordu.

“evet görebilirsiniz. Geçmiş olsun” diyip yanımızdan ayrılınca Yudumla birbirimize tekrar sarıldık.

“teyze olduk! “ dedik aynı anda. Gülerek geri çekilince bizimkilerin yüz ifadesini çok merak ediyordum.

Ezel’den

Gözlerimi açtığımda tavandaki beyaz ışık gözlerime çarpmıştı. Gözlerimi birkaç kez kıpıştırdım. O sırada karnımın üzerinde küçük bir dokunuşlar hissettim. Kafamı kaldırdığımda Barkas’ın kafasını karnıma koymuş bir eliyle de karnımı okşamasıyla şaşkınca ona baktım ve konuştum.

“Barlas napıyorsun ? ” diye sorduğumda beni hiç duymamıştı. Derin bir nefes alıp ellerimi saçlarında gezdirdiği an hızla kafasını kaldırıp bana sarılmasıyla yine şaşırmıştım.

“Barlas napıyorsun? ” dedim yine. Barlas hiç benden ayrılmadan konuştu.

“çocuğumuzun annesine sarılıyorum “ dediğinde yavaşça onu ittim ve bağırdım.

“ne!? Bu şaka mı? “ dedim. Barlas kafasını hayır anlamında sallayıp konuştu.

“şaka falan değil Birtanem hamilesin. Hemde 3 haftalık” dediğinde mutluluktan ağlamaya başladım. Barlasa sarılıp konuştum.

“Barlas çok mutluyum” dedim boğuk çıkan sesimle. Geri çekilip gözlerimden öptü ve konuştu.

“bende çok mutluyum Birtanem ama mutluluktan bile olsa ağlama” dediğinde kafamı salladım ve tekrar sıkıca sarıldım ona. Kulağına ‘ seni çok seviyorum ‘ diye fısıldadım. O da aynı şekilde karşılık verdi.

~~

Mutlu pazarlar meleklerim 😊
Size bir haberim var. Adım adım finale yaklaşıyoruz 😮
Ama merak etmeyin ikinci kitabımız olacak bu güzel kurguyu yarım bırakmak olmaz dimi🤭
Neyse canlarım umarım beğenirsiniz
Yorum ve votelerinizi eksik etmezseniz sevinirim 😊
Seviliyorsunuz ❤️💋

TOZLANMIŞ Kalpler - Tamamlandı-Where stories live. Discover now