TOZLANMIŞ Kalpler - Tamamlandı-

~Mecburum~

Savaş’dan

Evden çıktığım gibi hızla kendi evime gittim. Eve gelince herkesi aradım, Uğur hariç herkesi.

Gelmelerini beklerken böyle birşeyin nasıl olabileceğini düşünüyordum. Nasıl olur da bizi kandırabilir, nasıl? Kapı çaldığı için düşüncelerimden sıyrıldım. Kapıyı açmaya gittiğimde hepsinin aynı anda gelmiş olduğunu gördüm, bu iyiydi. Hepsi içeri girince kapıyı kapatıp salona geçtim.

“ee anlat bakalım şu çok önemli konu neymiş? “dedi gülerek Pars. Anlaşılan uyanır uyanmazda içkiyi fazla kaçırmış.

“ Yudum’un bize söylediği herşey yalanmış. Onun benim ablam olması, kör olması, öldürme sebebleri, cezaevine girmesi herşey koca bir yalandan ibaretmiş. Öldürdüğü kişileri can sıkıntısından öldürmüş.“ dedim tek nefeste. Çoğu kişi şaşkınca bakarken Ezel, Gece, Alişya ve Pars gözlerinden ateş çıkacaktı mübarek. Dördü birden ayağa kalkıp evden çıktıklarında bu işin sonunun kötü biteceğine kanaat getirdim.

Yudum’dan

Öğlen olmak üzereydi. Savaş evden çıkıp gideli 1 saat olmuştur. Yanaklarımın acısına birde kolumun acısı eklendi. Bakalım daha ne kadar tokat atılacak veya başka birşey olacak.

Balkona çıkıp yerdeki çimlerin üstüne oturdum. Eğer o adam karşıma çıkmasaydı belki şuan sevdiğim adamla birlikte olurdum. Kardeşim bana tokat atmazdı, Lanet olsun o adama.

Sert bir fren sesi duyulduğunda kafamı oraya çevirdim. Pars, Alişya, Gece ve Ezel arabadan inip bahçe kapısından içeri girdiler. Ayağa kalktım ve bana ne yapacaklarını düşünmeye başladım. Bana herşeyi yapabilirler. Pars’ın yanıma geldiği gibi yumruk atmasıyla yere yapışmıştım. Yerden kalkmaya çalışırken bir kolumdan Ezel, bir kolumdan Gece tutup beni ayağa kaldırdılar.

“Can sıkıntısı öyle mi? “diyip bir yumruk indirdi Pars. Karnıma vurduğu için iki büklüm olmuştum. Anlaşılan Pars sabahları da içmeye başlamış. Çünkü leş gibi içki kokuyor.

“o bize söylediğin öldürme sebeblerin yalan mı? “ diyip bir kere daha vurdu, sonra bir tane daha, bir tane  daha vurdu derken Ezel ve Gece kollarımı bırakıp yere düşmemi sağladılar. Ağzıma iğrenç bir tat geliyordu. Anlaşılan dudağım patladı. Alişya karnıma birkaç kere tekme attığında hafif olan öksürüklerim artmıştı. Gözlerim kapanmak üzereydi. Tüm gücümü kaybetmiştim. Yolun sonuna geldim, herşey buraya kadarmış. Pars yere oturup iki eliyle boğazıma yapışınca kalan son gücümle onu itmeye çalıştım ama nafile.

“ Asyamı nasıl öldürdüysen, sen bin kat daha fazla acı çekip öleceksin. “ dedi Pars. Beni yavaşça ayağa kaldırıp bahçe duvarına doğru sertçe itti. İtmesinin sonucuyla başım sert şekilde duvara çarptı. Gözlerim bulanıklaşmaya başladı. Fatiha mı okumaya başlasam iyi olacak. Kızlardan birisi Pars’ın eline gördüğüm kadarıyla bir odun parçası verdi. Pars yanıma geldi ve tam Odunu vuracağı sırada biri tarafından tutuldu. Gözlerim kapanmadan önce son söyledikleri şuydu.

“bırakın şu şerefsizi. Ne hali varsa görsün. Elinizi kana bulamaya değmez” dedi. Sonrası karanlık…

×××

Gözlerimi açtığımda heryer kapkaranlıktı. Anlaşılan Gece olmuştu. Ayağa kalkmaya çalıştım ama ağrılarımdan dolayı kıpırdayamadım bile. Biraz öyle bekledikten sonra zorda olsa ayağa kalkıp eve girdim. Eve girer girmez. Telefonuma mesaj geldiğini duydum. Telefona baktığımda o adamdan olduğunu anladım.

0537… Gönderen

İkinci işini de hallettin seni tebrik ederim ama baya bir de dayak yedin yazık sana. Başka birşey yapmana gerek kalmadı. Zaten gerçeği bile söylesen kimse sana inanmayacağı için sorun yok ama polise gidersen hepsini tek tek gözlerinin önünde öldürürüm. SERİ KATİL.

Bu adam tımarhaneye falan mı kaçtı acaba? Önce Görümce bozuntusu, şimdi de Seri katil. Sabır ver allahım bana. Telefonuma bildirim sesi gelince yine o adamdan olduğunu anladım.

0537...Gönderen

Yarın saat tam 12 ‘de atacağım konuma gel yoksa neler olacağını biliyorsun

Telefonu bir kenara bırakıp yavaş adımlarla yukarı çıktım. Odama girince aynanın karşına geçtim. Yüzüm ve kollarım mosmordu. Tişörtümü biraz yukarı kaldırıp karnıma baktım. Karnımda hafif kızarıklık vardı. Biraz krem sürdükten sonra yatağa uzandım. Bu yaptıklarım için affedin beni ama buna mecburum, üzgünüm.