~Seçim Sizin~

89 8 0
                                    

Savaş’dan

Hala Geceye sıkıca sarılmış bir şekilde ağlamaya devam ediyordum. Doktor odadan çıkınca Gece'den ayrılıp hemen doktorun yanına gittim.

“hanımefendi kör olmuş. Bu körlük ya 6 saat, ya 2 ay da gözlerini açılabilir ya da bir daha asla gözleri açılmaz bunu bilemeyiz. Güçlü olun. Hanımefendinin sizin desteğine ihtiyacı var. Birkaç saate hastayı götürebilirsiniz. Geçmiş olsun ” diyip yanımızdan ayrıldı.

Doktor yanımızdan gidince herkes ağlamaya krizine girdi. Allah'tan bayılan falan olmadı.

×××

Aradan saatler geçti. Eve gelmiştik. Hepimiz salonda oturmuştuk. Biz ablama dolu gözlerle bakarken o boş duvara bakıyordu.

“Savaş? “dedi. Hemen cevap verdim.

“efendim abla? “dedim sesimi normal çıkarmaya çalışarak. Kaşlarını çattı ve konuştu.

“yok sadece burda mısın diye adını söyledim de, sen ağladın mı? “dedi. Nasıl anladı ya? Eee o benim ablam sonuçta ondan birşey saklayamam ama ağladım diyip de onu üzemezdim.

“yok abla ne ağlaması sana öyle gelmiştir? “dedim. Kaşlarını düzeltti ve gülümsedi.

Gece ve Ezel’in telefonu çalınca ikiside bahçeye çıktılar konuşmak için. Acaba kim aradı?

Gece’den

Hepimiz evde Yudum’a dolu gözlerle bakarken benim ve Ezel’in aynı anda telefonu çalmıştı. Beni arayan Melisaydı. Ezel’i arayan galiba Asaftı. Hemen bahçeye çıktık. Ben bir köşeye o bir köşeye gittik ve telefonu açtım.

“efendim Melisa? “

“nasılsın Gececiğim?” sesi baya sinirli geliyordu. Onları çok ihmal etmiştim ve son olanları onlara hiç anlatmamıştım.

“Melisa bak farkındayım. Sizi bu sıralar baya ihmal ettim ama ailemi bulmam lazımdı. Buldum da sonrasında olaylar olaylar. Sizi aramak istedim ama hep bir olay oldu ordan oraya koştuk. Doğru düzgün okula gidemiyorum bile. Hadi hepiniz Yudum’un evine gelin size olanları anlatayım. “dedim. Derin bir nefes aldığını duydum ve konuşmaya başladı.

“kız bir dur nefes al azcık. Neyse ben sana sonra ihmal etmenin bedelini ödetirim. Şimdi şu salakları da alıp geliyorum… Nerden salak oluyoruz biz? “ dediğinde arkadan Berk’in sesi gelmişti.

“tamam görüşürüz Yeşil “dedim ve kapattım. Gerçekten onları çok özlemiştim. Neredeyse 1 aya yakın bir zamandır onlarla ne zaman geçirdim ne de konuştum. İçeri girdiğimde herkes aynı şekilde oturuyordu. Ezel içerden değildi hala telefon konuşuyor olmalı. Savaş'a baktığımda bana kaş göz işareti yapıyordu. Galiba’ kim aradı?’ diye soruyordu. Ağzımı oynatıp’ Melisa’ dedim. Kafasını salladı ve Yudum’ a bakmaya devam etti. Cidden neden sordu ki şimdi kim aradı diye? Ve ben neden cevap verdim? İnanılmaz.

Ezel’den

“Asaf tamam affedin beni. Bakın çok özür dilerim, Nolur affedin beni? “dedim. Tamıtamına 5 dakikadır. Affedin diyorum ama Nuh diyor peygamber demiyor ama yinede beni affetmiyorlar. Nasıl iş bu? Mübarek hepsinde karı inadı var ama yinede çok seviyom be onları.

“Ezelciğim, canım sen bizi ek bide de ki bizi affet. Kolay mı o kadar affetmek? Sen benim huyumu bilmiyor musun?”dediğinde kafa salladım ve onun göremeyeceğini bildiğim için ‘evet ‘dedim. Asaf bizle tanışmadan önce eski arkadaşlarından baya kazık yemiş. Bu yüzden insanlarla hep soğuk konuşur. Sadece bizimle samimidir, şimdi o düşünüyor ki onları sattım. Ne satması, ailemi bulmak için bisürü olaya ritmi ve onları hiç arayamadım. Ama ben Ezelsem size kendimi afettirmeyi bilirim.

“Asaf eğer şimdi Yudum’un evine gelip söyleyeceklerimi dinlemezseniz, bu soğuk havada havuza girer kendimi boğarak öldürürüm. Şimdi buraya gelmeniz için size 15 dakika veriyorum. Geldiniz geldiniz, gelmediniz artık cenazemi taşırsunız. Seçim sizin “dedim ve telefonu suratına kapattım. İşte ben.

Içeri girdiğimde aynı yerime oturdum. Bakalım gelecekler mi?

TOZLANMIŞ Kalpler - Tamamlandı-Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon