20. BÖLÜM

17.4K 423 168
                                    

Suyun içine baktığında gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Sonra iğneyi aldı eline “Kolunu uzat.” dedi. Hiçbir şey demeden uzattım. Koluma küçük küçük beş tane delik açtı. Hepsinden toplu iğne başı kadar kan aktı. Bu kanı, tastaki suyun içine akıttı. Parmağıyla bu suyu karıştırdı. Sonra “Sen çık.” dedi bana. Ben de dışarı çıktım. Beş dakika kadar sonra dedem ve babam yanıma geldiler. Yüzleri düşmüş. Arabaya bindik hiç konuşmadan. Sonra arabada dedem “Oğlum, sen bu illetlere nerede bulaştın?” dedi.

“Ne illeti dede?” dedim. “Oğlum sen *** kabilesinden birilerinin çocuğunu öldürmüşsün. O yüzden sana musallat olmuşlar.” dedi. “Ne çocuğu dede? Ne diyorsun?” dedim. Hocanın ona verdiği bıçağı gösterdi. “Onlara karşı yapılabilecek şey buymuş oğlum. Bunu yanından ayırma.” dedi. “Biz seni yalnız bırakmayız. Hep yanında oluruz; merak etme. Hocanın da yapabileceği tek şey buymuş. Bu bıçağı okuyup, bize verdi. Yanından hiç ayırma.” dedi.

Ne olduğunu anlamıyordum. Artık ne olursa olsun modundaydım. Tekrardan dedemlerin evine geri döndük. Akşam olmuştu. Yemek yiyorduk. hepimizde bir sessizlik vardı. Yatma saatine yakın kapı çalındı. Bu saate kapıyı kim çalardı acaba? Kapıda beş tane köylü vardı. En arkadaki adamı tanımıştım; bu adam ilk gittiğimiz ve bizi evinden kovan hocaydı. Dedeme bir şeyler dediler, dedem sinirli bir şekilde “Burası benim evim.” dedi. Bunu duyabildim sadece. Sonra dedem, babamın yanına gitti.

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin