48. BÖLÜM

10.9K 292 87
                                    

Hoca gözlerini pencereye dikti. Sonra gözlerini kapattı. Bir şeyler okuyordu. Bu sefer sesli, bağırıyordu. Dışarıdan hocaya gülüyorlardı. Hoca bağıra bağıra okudukça, dışarıdan daha sesli gülüyorlardı. Ama bu gülme normal bir gülme değil, nefretle dolu korkunç bir gülme… Şiddetli bir rüzgar var dışarıda, sesler seslere karışıyor. Hoca okumaya devam etti. Arkamı döndüm, hocanın gelini yoktu. “Hocam!” diyorum, bağırıyorum; beni duymuyor. Sadece pencereye bakarak okuyordu.

O okudukça dışarıdan gelen gülüşmeler artıyor. Gelini arıyor gözlerim; odamın kapısından bakıyorum, dış kapının açık olduğunu görüyorum, kapıdan bana bakıyorlar. Kapıdan bana baktıklarını görüyordum. Hoca sadece sesli bağıra bağıra okuyordu pencerenin önünde ayakta.  Bana bakanların en önünde gelin duruyordu, kapıdan içeri giremiyor fakat beni çağırıyorlardı. O kadar cezbedici bir sesleri vardı ki kapıdan onlara bakıyordum.

Gelin bana bakıyordu, arkasındakiler bana bakıyordu, hiç kımıldamıyor, sadece çağırıyorlardı. “Gel” diyorlar, “dağlara gidelim” diyorlardı. Sadece gözlerini görebiliyordum. Gözlerinin konumundan boylarını anlayabiliyordum. Gidiyordum onların yanına. Beni götüreceklerdi. Kendimi teslim ediyordum. Hocanın okuduklarını duymuyordum. Sadece onlara gitmek, onların olmak istiyordum. İlerliyordum çıkış kapısına. Hocanın sesiyle irkildim. Hoca “Dur!” dedi. Hakim olamıyordum kendime. gitmeliydim. Hoca geçti önüme. Kapıya doğru okuyor ve üflüyordu.

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin