41. BÖLÜM

11.7K 297 40
                                    

Yorgun bir halde eve çıktık. Dışarıda bir kelime bile etmemişti, ne babam sormuştu yangının nedenini ne annem. Sadece kaygılı, bitkin gözlerle odamın yanışına bakmışlardı. İçeri girince sordum babama “Merak etmiyor musun neden çıktığını?” diye. Sadece başını öne eğdi. Hiçbir şey söylemedi. Sanki babam da farkındaydı her şeyin. Oturduk salonda üçümüz. “Ne zaman kurtulacağım baba?” dedim; ağlıyorum bir taraftan da. “Bilmiyorum oğlum.” dedi “Bilmiyorum.” Odaya hiç girmedim o gece. Sabaha kadarda uyku girmedi gözüme.

Sabah ezanıyla beraber odaya girecek cesareti kendimde buldum ve son durumunu görmek için odaya girdim. Odaya girdiğimde; her yer isten simsiyahtı. Aslında odaya girince yine bana bir oyun oynayacaklarını düşündüm. Eskisi gibi korkmuyordum onlardan. Çünkü okulumu mahvettiler, ailemi mahvettiler, daha başka ne yapabilirlerdi ki?

Her şey harab olmuştu. Ayağımı bastığım halının altında bir kabartı hissettim. Ayağımı kaldırıp halıya baktığımda; kolyem yerde duruyordu ancak simsiyah olmuştu. Kitabı arıyordu gözlerim ama o yangından yanmadan çıkması imkansızdı. Kolyemin kapağını açtım. Resmim hala duruyordu. Resmimin alın kısmında o yazı vardı yine. Bu sefer rüya değildi; her şey, bizatihi gerçekti. O ana kadar yaşadıklarımdan en ürkütücüsüydü belki de. 

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin