71. BÖLÜM

9.3K 236 26
                                    

Bütün bunları konuşurken telefonum çaldı; arayan babamdı. Dedemgilin köydeki evin alt katı ve ahırı yanmış. Ölen yoktu ama evin çoğu harap olmuş. “İstersen köye bir gel oğlum.” dedi. Atakan’ı buldum bu sefer kaçırmazdım elimden. Onu da yanıma alıp köye gittim. Hiç hoş karşılamadılar beni. Evin üst katında pek zarar yoktu ancak alt kat ve hemen bitişikteki ağıl bayağı yanmış, harabe olmuş.

Vardığımızda; üst katta dedem, babannem, annem ve babam oturuyorlardı. İçeri girince dedem yüzüme dahi bakmadı. “Hoşgeldin” bile demedi. Babannem de gözlerini yere dikmiş, halının desenini süzüyordu. Kısacası benim orada olmamın ve yaşadıklarımın; dedemin de babannemin de umrunda olduğu söylenemezdi. Yanan evlerine üzülüyorlar, suçlu olarak da beni görüyorlardı. Dedem yüzüme baktı “Bize zarar veriyorsun.” dedi. Başkalarının yaptıkları neyse de öz dedemin böyle demesi çok üzmüştü beni.

“Ne yaptım ben dede, bilerek isteyerek sana ne zararım oldu şu yaşıma kadar?1 dedim. “Ev senin yüzünden yandı. Onları başımıza topladın, uğursuzluk getirdin.” dedi. Yangın da şöyle çıkmış: Dedem inekleri yemlemeye gitmiş. Babannem o sırada mutfakta kahvaltılık hazırlıyormuş. Mutfağın kapısında dedemi görmüş. Dedem gözlerini yere dikmiş, ayakta duruyormuş öylece. Babannem bakmış dedeme “Ne istiyorsun?” demiş. Dedem hiç konuşmamış. “Konuşsana efendi! Niye tuhaf tuhaf dikiliyorsun orada?” demiş. Dedemin babanneme bakmasıyla, babannemin çığlığı köyü inletmiş. Gözlerinin içi alev gibi kıpkırmızıymış!

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin