SON BİLGİLENDİRME VE FİNALDEN KESİTLER

6.5K 252 177
                                    

Herkese merhabalar.

Uzun zamandır burada değildim, farkındayım. Bölümleri geç yayınladığıma dair aldığım bütün eleştirel yorumlarda haklısınız; fakat sizi önemsemediğime dair dolanan söylentileri kesinlikle kabul etmiyorum.

"Bölüm neden bu kadar gecikti?" sorusuna verecek bir sürü cevabım var; fakat bu soruya elimden geldiğince kısa bir cevap vereceğim. Finalin son partını yaklaşık dört defa silip en baştan yazdım. Mutsuz sonu denedim, mutlu sonu denedim, aşırı mutsuz sonu denedim, iki sonu bir arada içeren ilginç bir sonu da denedim... Nihayetinde bir tanesi içime sindi ve yazdım, yazdım, yazdım... Normalde de uzun bölüm yazıyordum; fakat abartısız diğer bölümlerin üç katı uzunluğunda bir final bölümü yazdım. Final bölümü hazır, yalnızca son bir sayfacık kaldı ve ben tamı tamına 3 aydır o son bir sayfayı tamamlayamadım. Kim bilir belki 200 sayfa bölüm yazan ben, yalnızca o bir sayfayı yazamıyorum. Nedenini inanın bilmiyorum. Kendimi yırtsam bile, son sayfa bir türlü istediğim gibi olmuyor. Çıldırmak üzereyim.

İçinde bulunduğum bu durumu annem nazar, babam ilham kıtlığı, ben de karakterlerinden kopamayan yazar sendromu olarak tanımlıyorum. Artık biri çıkıp suratıma sağlam bir tokat atıp "Barlas Seçkiner gerçek bir karakter değil! Her hikayenin bir sonu var, bitir artık!" demeli.

Her neyse, yine çok uzattım. Bir de sözde "kısa" bir açıklama yapacaktım. Umarım bana anlayış gösteriyorsunuzdur. Aranızda anlayış göstermeyip hâlâ bana kızgınlık duyan varsa yapabileceğim bir şey yok; çünkü yazmak için kendisiyle mücadele eden bir yazar olarak benim vicdanım rahat.

Şimdi size bölümü hangi zaman diliminde yayınlayacağımı söyleyeceğim. Kesin olarak 15 tatilde Final Part II yayınlanacaktır. Aynı zamanda tüm eksik bölümleri düzenleyip yeni hikayemi de yayınlayacağım. Orta okul ve liselerin yarıyıl tatili 25 Ocak'tan 5 Şubat'a kadar sürecekmiş. Benim final haftam tahminen 28 Ocak'ta son bulacak. Büte kalmazsam tatilim 29 Ocak itibariyle başlıyor. Bölümü en erken 30-31 Ocak tarihleri arasında yayınlayabilirim. En geç ise 7 Şubat'ta.... Ben genelde tarih verince bir sorun çıkıyor; ama umuyorum ki bu defa her şey sorunsuz hallolacak.

Final için fragman niteliğinde bir video hazırladım; ama buraya ekleyemedim. Sanırım müzikte telif hakkı var. Oysa ki buraya ekleyebilmek için çok da uğraşmıştım. Neyse ki Instagram sayfamızda video yüklü. İzlemek isteyen olursa Instagram'da "wattpad.mayissinegimolurmusun" şeklinde aratıp sayfamızdaki son iki videoyu izleyebilir. Takip etmek zorunda değilsiniz, hesabı herkese açtım.

Aranızda finali çok merak edenler var. O yüzden finalden birkaç kesit bırakacağım. İnanın kesit bulmakta en çok zorlandığım bölüm bu oldu. Her sahne birbiriyle bağlantılı ve her satır çok fazla heyecanlı... Sizin için birkaç kesit derledim, umarım beğenirsiniz. Yorum yaparsanız çok sevinirim. Yapıcı eleştiriye daima açığım.

~~~

FİNALDEN KESİTLER

"Y-Yapma!" dedim, titreyen çenemi dizginlemek için alt dudağımı dişleyerek. "O daha çok küçük..."

Alper gözleriyle yüzümdeki her bir mimiğin canına okudu. Yüzünde merhamet yoktu, yalnızca intikam almanın hazzı vardı.

"Ben de küçüktüm, babam hapishaneye girdiğinde... Ölüm, babasız büyümekten daha az acıtır." dedi.

"O zaten babasız büyüdü!" diye bağırdım. "Onu öldüremezsin, onun ne suçu var?!"

Umursamaz bir burun kıvırmayla başını iki yana salladı. "Tek suçu babasının zaafı hâline gelmesiydi. Hah, orospu bir babaanneye sahip olması da var tabii ki, her ne kadar gebermiş olsa da."

*

Elimde duran zarfın sararmaya yüz tutmuş yüzünü parmağımla okşadım. Bir zamanlar onun parmaklarının şu anda dokunduğum yerlere değişini hissediyordum. Zarfı araladım. İçinde iki farklı kağıt vardı. Birisi iki, birisi dört kez katlanmıştı. Sanki farklı zamanlarda yazılıp aynı zarfta buluşturulmuş gibiydi. İlk önce dört kez katlanmış olanı elime aldım. Kat yerlerini teker teker bozup kağıdın üzerinde yazanlara loş ışığın altında baktım. Bu, Barlas'ın yazısıydı. Bu mektup tıpkı bana altı yıl önce yazdığı mektuba benziyordu. Sadece biraz daha uzun yazılmıştı.

Satırları okumaya başlamadan önce, sağ üst köşede yazan tarihe baktım. Gördüğüm tarih beni şok etti. Tam o günün tarihi yazılıydı. Beni yatakta bir başına bırakıp gittiği günün tarihi... Demek ki, o gün bana iki tane mektup yazmıştı. Ben birisini yazdığı gün okumuştum; fakat şu an ellerimde duran mektubu okumak için biraz geç kalmıştım.

Gözlerim mektubun ilk satırında yazan cümleyi buldu ve o cümleyi okurken yüreğim burkuldu.

"Bil ki küçüğüm, bu mektubu okumaman için elimden geleni yapacağım.

Eğer bu sayfa parçalara ayrılmamışsa, ya ben çoktan ölmüşümdür ya da sen beni kalbinde öldürmüşsündür. Umarım ilk seçenek geçerlidir; çünkü senin kalbinde ölmek, ölümlerin en kötüsü."

*

"Anne!"

Mayıs'ın sesini işitir işitmez gözlerimi vahşetin izlerini taşıyan yere yumdum. "Efendim annem?"

Başını boyun girintimden kaldırıp çenesini omzuma dayadı. "Yağmur yağıyor."

Tenime değen bir iki yağmur damlasından sonra, Mayıs'ın doğru söylediğini anladım. "Evet, bebeğim. Yağmur şimdi burayı temizleyecek."

"Yerler ıslanacak." dedi ve sesinde çözemediğim bir endişe belirdi. "Babam neden yerde yatıyor? Üşütmez mi, anne?"

*

Kana bulanan gri ceketini yumruklarımın arasında sıkıştırdım. Başımı geriye atıp bağıra çağıra ağladım. Daha söyleyeceğim çok şey vardı; ama yüreğim fazlasını kaldıramıyordu. Gözlerimi göğü kaplayan kara bulutlara çevirdim. Gözlerimle artık dinmeleri için yalvardım. Yeniden yıldızları görebilmek için... Sanki son kez sesimi göğe duyuruyormuş gibi, tüm gücümle bağırdım.

"ONU KİMSEYE VERMEM!"

Gök, karşılık olarak gürültülü bir şekilde gürledi. Yağmur şiddetini arttırarak üzerimize akın ederken benim direnişime meydan okur gibiydi. Gözlerim, Barlas'ın sırılsıklam olmuş yüzünü buldu. Yüzünde acı yüklü bir ifade vardı ve gözleri daha da kısılmıştı. Yüzündeki ıslaklıkların arasında göz yaşlarının da var olduğunu biliyordum artık.

"Bu son anım." dedi, titreyen dudaklarının ardından. "Senin kollarında mutluyum. Bu en güzel ölüm."

Gözlerimi yumdum ve içimdeki sızıyı dindirememenin verdiği çaresizlikle biraz daha ağladım. Barlas, artık direnemiyordu ve ruhu bedeniyle son kez kucaklaşmıştı. Bana kurduğu her cümleyle, hayatımıza veda ediyordu.

"Gözlerime bak." dedi, kısık bir melodi gibi duyulan sesiyle. "B-Beni o mavi ışıkla uğurla."

~~~

Olur da özel hayatımda aksi bir durum olursa Instagram'dan ya da Wattpad profilimdeki mesaj panomdan sizlere duyuracağım. Çok yakında görüşmek dileğiyle, kendinize çok iyi bakın.

Sizi çok seviyorum, bunu zaten biliyorsunuz. Şüphe eden varsa etmesin! Çok öptüm...😘😌❤

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now