MSOM? -19- ❝Gerçek Aşk❞

120K 5.3K 1.7K
                                    

Telefonum bozulduğu için garantiye gönderdim ve bir ay kadar telefonsuz kalacağım. Telefonum olmadığı için bölüm yazamıyorum, Allah'tan kardeşim Alper'in tableti var da, ondan yazabildim. Bir sonraki bölüm inanın ki ne zaman gelir ben bile bilmiyorum ama bu bölüm bu zamana kadar yazdığım en uzun bölümdü. Bölüm gelene kadar sizi idare eder. Umarım beğenirsiniz.

Bu bölümü sevgili okurum Ahu Buse'ye ithaf ediyorum. Canım benim, seni seviyorum :)

@LastRomaNce28

**Multimedya'da bölümle ilgili bir sahne var!**

-Keyifli Okumalar.

★☆★

19. Bölüm

2 Ay Sonra

▪Ecrin Karayel▪

Her şey güzel olacak Ecrin!

İçimden durmaksızın aynı cümleyi dile getirirek kendimi motive etmek için çabalarken, diğer yandan da büyük gün için son rötuşlarımı tamamlıyordum. Hazırlanmam neredeyse son bulmuştu fakat içimdeki, gittikçe beni daha da çıkmaza sokan tedirginlik bitmek tükenmek bilmiyordu.

Cem hocanın kursun ikinci haftasından beri çalışmam için verdiği senaryoyu neredeyse yalayıp yutmuş olmama rağmen bir türlü kendime güvenemiyordum. Cem hoca bana 'Ne zaman kendini hazır hissedersen, o zaman oyunu sergile.' demişti. Gerek ertesi gün, gerek aylar sonra... Bu rolü ne zaman sergilersem sergileyeyim, eğer başarırsam sertifikamı bana verecekti. Ben ise bir aydan fazla süreçtir, bu role çalışıyordum. İşte tam da dün, artık hazır olduğumu hissetmiş ve bugün ise kendimi kurtuluşu olmayan bir kasırganın kollarına bırakmıştım.

Bugün ya benim için bir dönüm noktası olacaktı, ya da hayallerimin ölüm yıl dönümü.

Telefonumun hareketli melodisi kulaklarıma iliştiğinde, Aras'ın aradığını tahmin ederek telaşsızca aynadaki yansımama baktım. Üzerime tam olarak oturan siyah mini elbise kumral tenime çok yakışmıştı. Altına geçirdiğim siyah opak külotlu çorap ve gövdemi saran siyah kapşonlu mont ile gayet hoş duruyordum. Yine siyah olan topuklu botlarıma göz ucuyla baktığımda, resmen karalara bağladığımı farketmiştim. Ama bu kimin umrundaydı, zaten şu an bedenime istila eden yoğun stresle, pekte renkli bir gün geçireceğim söylenemezdi.

Ben düşüncelerim arasında nitekim yitip giderken, telefonumun melodisinin kesildiğini farkedebilecek kadar kendimde olduğuma şükrettim. Telefonum ısrarla tekrardan çalmaya başladığında, aynanın karşısında dikilmeye bir son verip komodinin üzerinde öten telefonumu elime alıp arayana baktım. Ekranda Aras yazısını görmeyi beklerken, karşılaştığım isimle neredeyse nutkum tutuldu. Alper...

İç çekerek çağrıyı yanıtladım ve telefonu kulağıma yakınlaştırdım. "Efendim Alper?"

"Ecrin, nasılsın?" dedi gerginlik saçan bir ses tonuyla.

"Sesini duyana kadar gayet iyiydim." dedim bıkkınlıkla.

"Senden kaç kere daha özür dileyeceğim ben? Nereden baksan 2 ay oldu Ecrin, haberin var mı senin?" dedi öfkeyle sesini yükselterek.

"Ne kadar olduğu umrumda değil. Sana arkadaşım olmam için bir şans daha veremeyeceğim Alper. Yalana affım yok, üzgünüm." dedim ve telefonu yüzüne kapattım.

Okulda her zaman peşimde dolanıp af dilemesinden gına gelmişti artık. O gün kendi çıkarı için beni düşürdüğü durumu asla affedemezdim. Zaten son zamanlarda sürekli arayıp duruyordu. Kim bilir bu defa neyin peşindeydi? Barlas ile aralarında ki düşmanlığın nedeni neydi bilmiyordum ama kesinlikle Alper'in oyuncağı olmayacağım bir gerçekti.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora