MSOM? -35- ❝Ölü Mayıs Sineği❞

73.9K 3.5K 3.4K
                                    

Şuraya bir kaç gün deyip iki hafta sonra bölüm atan bir yazar çizelim...

Ya bu bölümü yazarken can verdim resmen. Kurguyu değiştirdim, bir sürü düzenleme yaptım ve bir türlü bölümün sonunu bağlayamadım.

Ama şükürler olsun bitti...

Hadi sizi tutmayayım daha fazla. Barlas ve Ecrin'e çabucak kavuşun.

**Multimedya'da bölümle alakalı resimler var!**

Multimedya'daki şarkıyı dinlemenizi isterim. Bu bölüm ile (Daha çok Barlas ile) çok uyumlu bulduğum bir gerçek... "Sancak - Gün Olur Beni Unutursan"

-Keyifli Okumalaar❤

~

35. Bölüm

6 YIL SONRA

▪Ecrin Karayel▪

Üzerime çöken rehavetle salondaki koltuklardan birisinde uzanıyordum. Sabahın köründe uyandırılmış ve uykumu alamamıştım. Uykulu gözlerle etrafıma bakınırken, kocaman açılıp duran bir ağza sahiptim. Esnemekten çenem ağrıyordu. Sıcak hava, beni uykunun serin kollarına itiyordu. Bugün Ankara'da bunaltıcı bir hava hakimdi. Yaz ayının en sıcak aylarından birindeydik: Temmuz...

Tepemde duran klimadan gelen soğuk hava, bir nebze de olsa beni serinletti. Kucağımda uzanan küçük bedenin kıpırtılarıyla bakışlarımı üzerine diktim. Televizyonda izlediği çizgi filmin müziği eşliğinde yattığı yerde dans ediyordu. Sanki çok zayıf bir şeymiş gibi, tüm ağırlığını üstüme yüklüyordu.

"Sabah sabah ne bu enerji?"

Sorduğum soru karşısında kıpırdanmaya bir son verdi. Başını yukarı doğru kaldırıp koyu mavi gözleriyle gözlerime baktı. Dudakları iki yana büküldüğünde tombik yanakları iyice ortaya çıktı. O güldüğü an, kalbimde tanıdık bir sızı hissettim.

Gülüşü, ona benziyordu.

"Anne, bu şarkıyı seviyorum."

Verdiği yanıta karşılık yalnızca başımı onaylarcasına sallayabildim. Gözleri televizyona tekrardan odaklandığında, bu defa sakince izlemeye devam etti. Ellerim ipek kadar yumuşak olan sarı saç tellerini okşadı. Saçlarının sarılığından tut, gözlerinin maviliğine dek beni andırıyordu. Ona her bakışımda, küçüklük fotoğraflarımın yansıması gözümün önüne düşüyordu. Dış görünüşüne nazaran, hiçbir davranışı bana benzemiyordu. Sevincinden tut, hüzünlenişine dek her şeyi Barlas'ın kopyasıydı. Her öfkelenişinde sanki karşımda onun bir kopyası beliriyormuş gibi hissediyordum.

"Anne, periler ölümsüz müdür?"

Mayıs'ın sorduğu soru karşısında, kendimi düşüncelerimin kasvetinden çekip çıkarttım. Yine başlıyorduk... Bu soru masum gibi görünebilirdi, fakat beni bu sorudan yola çıkarak, derin bir soru selinin içine esir düşüreceğini biliyordum. Mayıs, o kadar konuşkan bir çocuktu ki, bu huyu kesinlikle İrem'e çekmişti. Bunun nasıl mümkün olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu.

"Evet, ölümsüzdür bebeğim."

"Neden ölmüyorlar ki?"

"Bu sadece bir hayal ürünü kuzum. Gerçekte böyle şeyler yok."

Verdiğim cevap karşısında kaşlarını çattı. "Bu çizgi film de amma saçmaymış."

Bir anda değişen ruh hali istemsizce gülümsememe sebep oldu. "Neden kuzum, ne oldu birden?"

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now