MSOM? -17- ❝Sevgili Rolü❞

120K 5.1K 1.8K
                                    

Gecikme adına çok özür dilerim! Almanyadan gelen kuzenlerimle ilgilenmekten bir türlü bölüm yazmaya vaktim olmadı. Bölümü sabırla bekleyenler, ne olur beni affedin!

Bu bölümü güzel yorumlarıyla beni havalara uçuran ve eleştirileriyle hatalarımı düzeltmemi sağlayan bir tanecik okuruma ithaf ediyorum. Selen'im bir tanesin sen, seni çok seviyorum ♥

@sleeplessyoung

**Multimedya'da bölümle ilgili bir sahne var!**

-Keyifli Okumalar.

★☆★

17. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

Ağzımdan çıkan her bir kelime benliğime yerleşen korkuyu kuytu kıyılara iterken, kısa bir süreliğine de olsa bedenimde hâkimiyet kuran cesaret, korkusuzluğu ruhuma empoze edip daha da cesaretlenmeme etken oluyordu. Karşımda dikilen yabancının ağzı, işittikleri üzerine bir anlığına şaşkınlıkla aralandı ve bu hareketine karşılık, dudaklarımda müstehzi bir tebessüm peyda oldu. Ardından adam, üzerine çöreklenen şaşkınlığından arınıp aralanan ağzını kapattı ve yüzüne ürkütücü ifadesini takındı. Yüzünü iyice kamufle edebilmek için burun kemerine yerleştirdiği gözlüğünü daha da ileri itti. Oysaki alnındaki dikiş izi ve dudağının sağ kıyısındaki ben ile, onu her halükarda tanıyabilirdim.

"Yoksa sen o piç kurusunun sevgilisi misin?" diye sordu adam, dudaklarına yerleşen sinsi tebessüm ile. "Eğer öyleyse, patronun işine çok yararsın."

"Hayır, bir sevgilim yok ve şu an benim kim olduğumun bir önemi de yok." dedim, yüzümdeki korkusuzluğu koruyarak. "Buraya hiç gelmemeliydin."

"Hadi yaa, yoksa beni öldürecek misin?" dedi, alaycı sırıtışıyla.

"Hayır, seni küçük kız kardeşim ve doktorum gibi öldürmeyeceğim." dedim, boğuk ve kulağa ürkütücü gelen bir sesle.

"Ne demek şimdi bu?" diye sordu adam ve eli hemen beline yerleştirdiği silaha uzandı. "Sen bir katil olduğunu mu imâ ediyorsun?"

"Hayır, ben katil değilim. Kız kardeşim bana deli olduğumu söyledi ve canımı yaktı. Onu bu yüzden balkondan aşağıya attım. O lanet olası tımarhaneden çıkabilmek için ise doktorumu öldürmem gerekiyordu." dedim ve yüzümdeki ürkütücü soğuklukla, başımı hızla iki yana sallamaya başladım. "Ben deli değilim, anlıyor musun? Ben deli değilim..."

Birden bire deli oluvermiştim ve kendime hem bir kız kardeş hem de bir doktor yaratmıştım. Vay canına...

"Pekâlâ," dedi ve elini silahının üzerinden çekip başını aşağı yukarı salladı. "Sen deli değilsin, sen uslu bir kızsın ve birazdan buradan gideceksin. Sonra ise kimseye bir şey anlatmayacaksın, zaten anlatsan bile inanacaklarını zannetmiyorum."

Son sözüyle imâ ettiğine göre, deli olduğuma kanmış olmalıydı.

"Hayır, gidemem. Kara burada kalmak istiyor." dedim, aklıma gelen ikinci bir fikirle.

"Kara mı? O'da kim?" dedi adam, merakla.

"O benim en yakın arkadaşım. Şu an bu odada bizimle birlikte. Onu görmüyor musun?" dedim, sahte bir şaşkınlıkla.

"Bu-Burada mı? Ne saçmalıyorsun sen? Bu odada ikimizden başka kimse yok." dedi adam, telaşlanarak.

Başımı tehlikeli bir yavaşlıkla sola doğru çevirdim. "Sen onu göremiyorsun ama ben görebiliyorum ve duyabiliyorum da... Ayrıca o'da seni görebiliyor."

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now