MSOM? -21- ❝Bedeninin Arzuladığı Kadın❞

134K 5.1K 1.6K
                                    

Bölüm yine gecikti farkındayım, ama yazmak hiç içimden gelmedi. Bende sadece ilham perilerimin bana sık sık uğradığı zamanlarda yazarak, bölümü derleyip ancak yayınlayabildim. Umarım beğenirsiniz.

Bu bölümü Şevval'e ithaf etmek istedim. Güzel yorumlarınla beni mutlu ettiğin için teşekkür ederim kuzum. İyiki varsın ve seviliyorsun ♥

@Svll-6

**Multimedya'da bölümle ilgili bir sahne var!**

-Keyifli Okumalar.

★☆★

21. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

Temiz havayı ciğerlerime yolcu ettiğim her saniye, biraz daha ferahladığımı hissediyordum. Denizin havaya yaydığı tuzlu su kokusu, ciğerlerimi açıyordu. Elimde Pasaklı'nın tasmasını tutmuş, peşinden hızlı adımlarla ilerliyordum, hemen hemen her sabah yaptığım gibi. Kasım ayının son haftasında olduğumuz için havalar iyice soğumaya başlamıştı. Bu yüzden altıma giyindiğim mor sporcu atletinin üzerine, lacivert kapşonlu bir ceket geçirivermiştim. Altımda ise bacağımı tamamıyla saran siyah bir tayt vardı. Lacivert-mor airmax ayakkabılarım ile yürüyüş için hoş bir kombin yaratabilmiştim. Yüzüme vuran her sert rüzgârda, dağınık bir şekilde topladığım saçlarımdan dışarı taşan saç tutamları geriye doğru savruluyordu.

Aklım Barlas ile doluydu. Bu yüzden doğanın üzerimde bıraktığı etkinin hiçbiri umrumda değildi.

Zemine değen her hızlı adımımda, Barlas'lı düşüncelere dalış yapıyordum âdeta. Dün bana dokunuşu, bedenini bedenimin üzerinde hareket ettirişi aklımın kıyılarından hiç silinmiyordu. Dudağımın kenarında hâlâ onun dudağının bıraktığı ıslaklık duruyordu sanki. Tenim, onun sıcaklığı için yanıp tutuşuyordu. Burun direğim, onun kokusuna karşı hissettiği hasretle sızlıyordu. Ağzını kulağıma doğru yaklaştırıp sıcak nefesini kulağıma üfleyerek söylediği her bir kelime hâlâ kulaklarımda asılı kalmıştı. Durmaksızın kulaklarımda çınlıyordu. Bedenimi bir hazine olarak nitelendirmesi, aklımı başımdan almaya yetmişti.

Pasaklı'nın tasmasını sıkıca tutmaya devam edip koşar adımlarla peşinden ilerlerken, bir anda çok yakınımdan gelen adım seslerini işittim. Sert ve hızlıydılar. Her ne kadar kim olduğunu merak etsem de, arkamı dönüp bakmaya yeltenmedim bile. Büyük olasılıkla daha önce hiç yüzünü dahi görmediğim birisi olmalıydı. Belki bir bayan, belki de bir adam. Her kim ise, o'da benim gibi yürüyüş yapıyordu. Ya da bir yere yetişmesi gerektiği için hızlı adımlarla ilerliyordu. Bir anda yanımda bir siluet belirdiğinde, arkamdan gelen adım seslerinin kime ait olduğunu anlamak için göz ucuyla yan tarafımı taradım. Yapılı bir adamdı yanımdaki. Gri eşofman takımıyla gayet hoş duruyordu. Bir anda başını bana doğru çevirip tebessüm ettiğinde, bu adamın kim olduğu anında şimşek gibi düştü beynime.

Bu uçakta tanıştığım ve neredeyse her yürüyüşe çıktığımda karşılaştığım adamdı.

"Günaydın güzelim. Bu ne güzel bir tesadüf böyle." dedi ve yüzündeki tebessümünü silmeden bakışlarını önüne çevirdi.

Önüme dönüp şaşkınlığımı üzerimden attım ve yanında hızlı adımlarla ilerlemeye devam ettim. "Günaydın Eren. Nasılsın?"

"İyi sayılırım. Uzun zamandır yürüyüşe çıkmıyordun." dedi karşısına bakmaya devam ederek.

"Film çekimleriyle uğraşıyordum. Değil yürüyüş yapmak, kafamı kaşıyacak vaktim olmadı." dedim, bakışlarım pasaklının salladığı kuyruğa kayarken.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now