Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)

MSOM? -28- ❝Benliğimin Sahibi❞

Selamlar, arkadaşlar. Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım fazla bekletmemişimdir. Gerçi, sekiz bin kelimelik bir bölüm yazdım. Bu her şeye değer, değil mi? Her neyse, sizi bekletmeden sadede geliyorum.

Bölümün büyük bir çoğunluğu cinsel içeriklidir, arkadaşlar. Çoğu kişinin -Özellikle Merve'nin (@sevimlipalyaco)- sabırsızlıkla beklediği bölüm geldi. Büyük bir çoğunluk bu bölümü atlamadan yazmamı istedi. Ben, normalde kesmeyi planlıyordum. Fakat, okurlarımı kıramadım ve kesmeden yazdım. Çok fazla araştırma yaptığımı ve Grinin Elli Tonu, Sana Soyundum, Kalpsiz, Sıcak gibi bir çok romanı gözden geçirdiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Umarım kaynaklarım sayesinde, yazmayı becerebilmişimdir. UNUTMAYIN Kİ BU BÖLÜM, OKUMAK İSTEYENLERE ÖZELDİR!

☆ÖNEMLİ: Bu bölüme +16 sınırı koymak istiyorum. Mümkünse 16 yaşından küçükler okumasınlar. Çünkü yanlış bir mesaj vermek istemiyorum ben. Sanki böyle bölümler yazdıkça, kuzucuklarıma yanlış mesaj vererek, cinselliğe sempati duymalarına neden oluyormuş gibi hissediyorum.

Bu bölümü iki kişiye ithaf edeceğim. Gelelim ithaflara;

Bu bölümü, hikâyemi yayınlamadan önce, benden bu bölümün ithafını isteyen, sevgili eski okurum Esra'ya ithaf ediyorum. Aramıza soğukluk girmiş olsa da, ben zor durumda kalmadıkça verdiğim sözü tutmamazlık etmem. Seviliyorsun, Esra. ❤

@50krsvertirrek

Diğer ithaf da, sevgili kuzenim Rümeysa'ya. Umarım bu bölümü çok beğenirsin, bir tanem. Yarın bize geldiğinde uzun uzun yorumunu yüzüme karşı yaparsın artık. Seni çok seviyorum, balım. Öpüyorum. ❤💋

@tatlimanyakk

-Keyifli Okumalar.

~

28. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

Şöminenin içinde yanan odunların çıtırtı sesleri kulaklarımı dolduruyordu. Ateşin dışarıya yaydığı sıcaklıkla iyice mayışmıştım. Saçlarım çoktan kurumuştu. Barlas, beni eve davet ettikten sonra, yukarı kata çıkmış ve benim için kırmızı bir elbise getirmişti. Banyoda, akan makyajımdan kurtulup, ıslak kıyafetlerimi çıkartmış ve kırmızı elbiseyi üzerime geçirmiştim. Elbisenin eteği dizimin üzerine kadar uzanıyordu ve bana sadece bir beden büyük olmuştu. Muhakkak genç ve zayıf bir kadına aitti bu elbise. Acaba kimindi? Barlas'ın eski sevgililerinden birisine ait olabilir miydi? Ya da tek gecelik ilişkiye girdiği kadınlardan birisine? Yoksa Nesrin'in miydi?

Birden bire içimde yoktan var olan merak, dişlerini bilemeye başlamış ve içimi yavaş yavaş kemirmeye koyulmuştu. Barlas, bana elbiseyi verdikten sonra odasına gitmişti ve hâlâ oradaydı. Uzun süreden beri, şöminenin önüne yerleştirdiğim minderin üzerine oturmuş öylece bekliyordum. Barlas'ın yüzünü görme ihtiyacıyla kavruluyordu içim. Ben de odasına gitsem, ne olurdu? Onunla konuşmak istediğimi dile getirirdim ve eğer bu talebimi geri çekmezse, ona her şeyi anlatırdım.

Bu fikrim kafama yattığı an, ayağa kalktım ve çıplak ayaklarımla lüks parkelere basarak merdivenlere doğru ilerledim. Basamakları teker teker çıkarken, gözlerim ister istemez etrafta geziniyordu. Ev çok büyüktü ve evdeki her eşyanın pahalı olduğu bir bakışla anlaşılabiliyordu. Bir insan, böyle bir evi bırakıp, başka bir evde kiracı olarak nasıl yaşayabilirdi? Bunu bir türlü aklım almıyordu işte.

Nihayet yukarı kata çıktığımda, karanlık holü aydınlatan odaya doğru ilerledim. Işığı yanan tek bir oda vardı ve o oda da, Barlas'ın odası olmalıydı. Odanın kapısının önünde durduğumda, elimi kapıya doğru uzatıp yavaşça kapıyı tıklattım. İçeriden ses gelmesini beklerken, birden kapının açılmasıyla şaşkınlıkla karşımdaki yarı çıplak adama baktım. Altında lacivert bir eşofman altı vardı ve üzerinde hiçbir şey olmadığı için, çıplak göğsü ihtişamla parıldıyordu. Tek omzunun üzerine bir baş havlusu asmıştı ve saçları ıslaktı. Bakışlarımı güçlükle mükemmel fiziğinden uzaklaştırıp yüzüne çevirdiğimde, onun hayran bakışlarla beni süzmekte olduğunu fark ettim. Dudaklarında buruk bir tebessüm vardı ve gözleri yaşarmıştı. Bakışları kısa süre sonra gözlerimi bulduğunda, hüzüne bulanmış kahvelerini gözlerimden kaçırıp arkasını döndü ve kapıdan uzaklaşıp odanın içine girdi. Neden durduk yere böyle bir tavır sergilemişti ki? Her neyse, şimdi buna kafa yoramazdım.