MSOM? -39- ❝Araf❞

37.1K 2.1K 1.2K
                                    

☆SEVGİLİ OKURLARIM, BÖLÜMÜ ÜÇÜNCÜ KEZ YAYINLIYORUM. UMARIM BİLDİRİM ALABİLİRSİNİZ.☆

Merhaba canlarım. Vizelerim bitti ve söz verdiğim gibi yeni bölümü yazıp geldim.😇

Yine uzun bir bölümle birlikte sizlerleyim. Cidden çok romantik bulduğum bir bölüm oldu. Barlas'a erimeyen de ne bileyimm yanii...😍 Olaya fazla yer veremedim. Daha çok duyguların ağırlıkta olduğu bir bölüm oldu. Umarım okurken keyif alırsınız.💕

Neyse ben uzatmayayım da daha fazla meraklanmadan okumaya başlayın. Satır arası yorumlarınızı bekliyorum. Lütfenn eksik etmeyin!💗

♡Bu bölümü geçen bölüm attığı güpgüzel yorumuyla benim kalbimde çiçekler açtıran okuruma ithaf ediyorum. Güzel kalbinden öpüyorum seni. Bu bölüm senin... Kocaman sevgiler gönderiyorum sana, biriciğim.💘

@moonlightsaurora

☆Multimedyaya bir göz atın derim. Barlas ve Ecrin'i temsil ediyorlar daa. 😍

Keyifli okumalar dilerim, sevgili okurlarım. 💋

♧♧♧

39. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪


Bazı anlar vardır, yelkovanın hakimiyetini ele geçirmek istersin. Zamanı kendine göre şekillendirerek bitmesini istemediğin anları uzatırsın ya da bir an evvel son bulmasını istediğin anları noktalarsın. Şu anda böyle bir yetkim olsaydı, zamanı uzatmak isterdim. Burada geçen dakikalarımı saatlere katlamak, ardından her bir saniyesini dakika gibi yaşamak isterdim. Dışardan bakılınca çok basit bir anın parçasıydım. Eski sevgilim dizlerimde uyumuştu... Ne yazık ki, her şey bundan ibaret değildi. Ne o yalnızca eski sevgiliden ibaretti ne de dizlerimde uyuması anlamsız bir tasvirdi. O dizlerimde hiç yaralanmamış gibi huzur içinde uyuyordu, ben de onu hiç incitilmemiş gibi doludizgin bir çarpıntıyla seyrediyordum.

Dudakları küçük bir tebessüm ile kıvrıldığında belirginleşen yanaklarını okşama isteğime sıkı sıkı sarıldım. Sakallarının tenimde bıraktığı tatlı sızıyı hissetmemek için mücadele ettim. Onun yanağına elimi yaslamak yerine, göğsündeki bıçak yarasına tişörtü batırmayı sürdürdüm. Diğer elimi ise kucağımda yumruk yaptım. Ona doğru her uzanmak isteyişinde, yumruğumu daha fazla sıktım. Kim bilir rüyasında ne görüyordu. Mutlu bir anın parçası olmalıydı. Yüzünü kırıştıran gülümseyişinin bıraktığı her izde, mutluluğu okuyabiliyordum.

Birden bire evi sarsan kapı yumruklama sesini duyduğumda bu anın son bulduğunu biliyordum. Ardından Duhan'ın Barlas'ın adını haykırışlarını işittim. Barlas göz kapaklarını usulca araladı. Yüzündeki gülümseme kayıplara karıştı. Huzurlu uykusunu terk eder etmez gözleri gözlerimi buldu. Sersemlemiş bir şaşkınlıkla beni seyretti.

"Hâlâ rüyada mıyım?"

Sorusu üzerine çenemle göğsündeki yarayı işaret ettim. "Değilsin. Seni bıçakladım ve dizlerimde uyudun."

Yarasına bakmak için başını kaldırdığı esnada, acıyla inledi. Kıpırdanması üzerine yarası sızlamış olmalıydı. Gözlerini yumdu ve alt dudağını dişleyerek başını tekrardan dizlerime düşürdü.

"Deliler gibi öpüştüğümüz kısmı atladın." dedi, arsız bir ses tonuyla.

Diliyle dudaklarını yalarken gözleri aralandı. Kızarmaya başlayan suratımda keskin bakışlarıyla turladı. Bu cümleyi kurması damarlarımdaki kanın akışını hızlandırmıştı. Öpüştüğümüz anı hatırlamanın yükü fazlasıyla ağırdı. Tam olarak tabir ettiği gibiydik. Deliler gibi öpüşmüştük. Aklımızın pimini çekmiştik ve patlayarak yok oluşuna izin vermiştik. Hislerimiz dudaklarımızı istila ederken özlemin sindiği öpücüklerimizi özgür bırakmıştık. Yılların geride bıraktığı tüm bedelleri dudaklarımıza ödetmiştik.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now