MSOM? -27- ❝Güneş ve Ay❞

120K 5.4K 1.6K
                                    

İlk defa bu kadar fazla geciktim. Biliyorum, çok beklediniz beni. Sizlerden tüm içtenliğimle özür diliyorum. Sınav haftam çok yoğun geçti ve birçok uygulama ödevlerimle uğraştım. Ancak kafamı toparlayıp bölüm yazabildim. Umarım bana kızgınlığınız çabucak geçer. İnanın, siz ne kadar bölüm okumak istiyorsanız, ben de en az o kadar yazmak istiyorum. Barlas ve Ecrin'i öyle çok özlemişim ki, bunu kelimelerle anlatamam. Sizi de çok özledim ayrıca. O güzel yorumlarınız, neşe kaynağım oldu resmen. Sizi çok seviyorum. ♥

Multimedya'ya yüklediğim videoyu, Elif Ateşal hazırladı. Çok güzel bir video olmuş, canım. Ellerine, emeğine sağlık. Umarım sana ithafen olan bu bölümü, en az benim kadar beğenirsin. Seni seviyorum ♥

@ElifAteal

**Multimedya'da bölümle ilgili bir sahne ve tanıtım videosu var!**

★Umarım videoyu izlersiniz. Yorumlarınızı bekliyorum!

-Keyifli Okumalar.

~

27. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

"Kızım ne diye izin veriyorsun seninle konuşmasına? Birde gelmiş aşk itirafı yapmış, üstüne cebinden yüzüğü çıkartmış. Senin arkana bile bakmadan kaçman gerekiyordu. En büyük suç Aras'ta tabii. Kasıtlı olarak yapmış besbelli, pislik! Ya evlenme teklifi etmesine ne demeli? Bu ne cesaret? Çocuk g*tüne motor mu takmış, bu ne hız? Aşk itirafından hemen sonra evlenme teklifi nedir yahu? O da ayrı bir manyak. Valla Barlas, seni dinlememekte çok haklı. O mesafeden sizi duymamış olmalı. Birde senin arkan ona dönükmüş. Yüzüğü reddettiğini de görememiştir.  Bu yüzden, Aras'ın evlenme teklifini kabul ettiğini düşünüyor. Sonuç olarak, sana mı inanacak yoksa gördüklerine mi? Üstüne Aras ile sarılmışsınız. Elini falan öpmüş... Ecrin, sen gerçekten çok safsın kuzum yaa!"

Göz yaşlarım kesintisiz bir sıklıkla elmacık kemiklerimden süzülürken, elimde buruşturduğum peçeteyi burnuma götürüp iç organlarımı söküp alırcasına burnumu çektim. Hâlâ gözlerimin önünde aynı kare vardı. Barlas'ın gidişi... Ve ben hâlâ aynıydım, yıkık dökük. Sanki Barlas ayaklarındaki prangaya benim kalbimi sıkıştırmıştı ve o gittikçe, kalbim de peşinden sürükleniyordu. Şu an kalbim benimle değildi. Onunlaydı. Onun ayaklarının altında, geçtiği yollarda güç bela sürükleniyordu.

"İrem, Aras'ı üzmek istemedim. Ben kasıtlı olarak bunları yaptığını idrak edemedim. Sarılmak da istemedim, elimi öpmesini de... Hepsini beni isteğim olmadan gerçekleştirdi. Aras'ın beni seviyor oluşu aklımın ucundan bir kez olsun bile geçmemişken, birden evlenme teklifi etmesi beni şoke etti. O öyle bir anda aşkını itiraf edince, nutkum tutuldu. Şoktan ve onu kırmaktan korktuğum için, çekip gidemedim. Barlas'ın bizi izlediğini ve her şeyi yanlış anladığını nerden bilebilirdim ki? Olayların bu raddeye geleceğini bilseydim, sokağa bile çıkmazdım."

Yaşlı kirpiklerimin arasından İrem'in yüzüne baktığımda, onun da bakışlarında hüznün yer edindiğini fark ettim. Boğazımdan acı dolu hir hıçkırık daha koptuğunda, İrem elini yanağıma yaslayıp baş parmağıyla göz yaşımı sildi. Başımı onun eline doğru eğip yanağımı avcuna yasladım ve gösterdiği destek için minnettarlığımı, dudaklarıma yerleşen buruk tebessümle gösterdim. Ardından zar zor dizginlediğim göz yaşlarımı bir kez daha esaretten kurtardım. Yanaklarımdan süzülen yaşlar, içimdeki yangında ateş kesiliyor ve yüreğimin orta yerine düşüyordu sanki. Kalbimin merkezi cayır cayır yanıyordu.

"O gitti, İrem. Onun her haline aşıkken, birtek gidişinden nefret ettim. Gözümün önünden gitmiyor. Bana bakışları, elimi bırakışı, çiçekler, kravat ve gidişi... Hepsi aklıma kazındı. Onun canını yaktım ben... Hem de onu iyileştirmem gerekirken!"

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now