MSOM? -7- ❝Taraftar Oyunu❞

125K 5.4K 1.9K
                                    

**Multimedya'da Ecrin, Barlas, Erkin, İrem ve Duhan var!**

-Bu bölümü selvi boyluma ithaf edeyim dedim. Kendisi en değerlilerim arasındadır ♡ Bana hep çikolatalı süt alır, yerim seni aşkım ♡ Nam-ı diğer PB (Kurşun) seni çok seviyorum ♡ İyiki varsın ve fanatik bir fenerli olduğun için maç bölümünü sana ithaf ettim :D :*

@aleynaa_pb

Dipnot: Sınavlar yüzünden bölüm biraz gecikti. Bu yüzden çoook çoook çoook uzun bir bölüm yazdım.

Keyifli Okumalar!

-

7. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

"Ne ?"

Şaşkınlıkla ağzımdan kaçan söze dikkat dahi edememiştim. Onun yanında durmamı mı istiyordu ? Peki ya neden ? Şu an bana sinirli olması ve derhal yanından kovması gerekiyordu. Fakat şu an gözlerimin içine bakan gözlerde, sinir namına bir şey yoktu. Öfke bu derin kahvelerden firar etmişti sanki. Şimdi o kadar çaresiz görünüyordu ki. Kimsesiz bir sokak çocuğu gibi...

"Kâbuslar... Bilinç altımı terk etmiyor... Sadece birkaç dakika daha... Çabuk uykuya dalabilirim... Uyuduktan sonra, nereye gidersen git!"

Söylediklerini beynimde tarttığımda, hiçbir sonuca varamadığım bariz bir şekilde ortadaydı. Eğer Barlas'ın davranışlarını bütünüyle adlandıracak olursak, dengesizin tekiydi! Çoğu zaman, kalpsiz bir ucube gibi davranıp beni deli ederken, bazen ise bana, kalbinin sadece kan pompalamadığını sergiliyordu.

O, fırtınaya kapılmış bir uçurtma gibiydi sanki. Kendini rüzgârın kollarına bırakıyordu ve hangi yöne gideceğini kendisi bile bilmiyordu.

"Odanda uyuman daha doğru olmaz mı ? Burada rahat edemezsin. Hadi gel seni odana götüreyim. Sonra da uyuyana dek yanında durabilirim."

Uykulu gözlerinin altında yatan umursamaz bakışları kendimi aptal gibi hissetmeme sebep oluyordu. Fakat her ne kadar umursamaz görünürse görünsün, şu an bana ihtiyacı vardı.

"Neyin doğru olacağı umrumda bile değil. Rahat etmeyi de kafama takmıyorum. Tek istediğim kâbus görmeden deliksiz bir uyku çekebilmek. Eğer uyumama yardımcı olmayacaksan, sabaha kadar ayakta dikilip sonra da seni sinir küpüne çevirebilirim. Zaten senden nefret ettiğimi biliyorsun, birde uykusuzken yapabileceklerimi tahmin et."

Alttan alttan verdiği imâlarla sertçe yutkunmakla yetindim. Bavulumu tekmeleyen, Kahvaltı masasını yerle bir eden ve Kum torbasını yumruk manyağı eden adamdan bahsediyorduk değil mi ? Aman Allah'ım, bu sinir hastası uykusuzken daha çekilmez olurdu...

Tek bir cevap verme gereksiniminde bulunmadan, bu zamana kadar üst üste duran ellerimizin farkına vardım. Ellerimizi alelacele birbirinden ayırdığımda, hemen ayağa kalktım ve arkamı dönüp kapıya doğru ilerledim.

"Nereye ?"

Barlas'ın merak içinde sorduğu soruya karşılık omuz silktim ve ilerlemeye devam ettim. Kapının hemen yanında bittim ve parmaklarım ile uzanıp lambayı kapattım. Oda bir anda kasvetli bir karanlığa bürünürken odayı aydınlatan tek etken ay ışığıydı. Barlas'ın cüretkâr kokusu burun deliklerime üşüştüğü için onu bulmak daha kolay bir hâl almıştı. Karanlık nedeniyle temkinli adımlarla kokusunu takip ediyordum. Aklımın uyuştuğunu hissettim. Bu koku insanın zihnini bulandırabilecek bir güce sahipti.

"Sadece lambayı kapattım." diye mırıldandım.

Kokusunun etkisi altından çıkmak için tüm çabamı sarfederken ay ışığının arsızca sergilediği keskin yüz hatlarını inceledim. Gece bile onun çatılmış kaşları ile gölgelenmiş çehresini saklayamıyordu. Sanki aydınlık, onun karanlığına hükmetmek istiyordu.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now