MSOM? -23- ❝Akıl Almaz Tuzak❞

133K 5.4K 2.6K
                                    

Selam! Ben yine geciktim, farkındayım. Ama performans ödevlerimi son ana bıraktığım için, şu sıralar çok yoğundum. Tabii birde ikinci sınavlarım yeni başladı. Birde bu bölüm çok olaylıydı ve hayal dünyamı bayağı zorlamam gerekti. Ben bile yazarken kalp krizi geçirecektim neredeyse, bakalım siz de heyecanlanacak mısınız? Bu bölümü ben fazlasıyla sevdim, umarım sizde seversiniz. Upuzun ve heyecan dolu bir bölüm oldu. Gizemli geçmişten en önemli detayları ortaya çıkarttım. Okurken paragraflara bırakacağınız yorumları sabırsızlıkla bekleyeceğim :)

Bu bölümü adaşım olan bir okuruma ithaf ediyorum. Bu bölümü kendisine ithaf etmemi istedi. Aleyna, seviliyorsun canım :) ♥

@_Aleyna_06

**Multimedya'da Barlas, Ecrin, Nesrin ve Eren var!**

-Keyifli Okumalar.

☆★☆

23. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

Tabağımdaki omletten bir çatal daha alıp ağzımda evirip çevirirken, gözlerim karşımdaki zırhını kuşanmış adamdan bir saniye olsun ayrılmıyordu. Barlas, bu sefer inat edip özenle hazırladığım kahvaltı sofrasına oturmama girişiminde bulunmamıştı, ama sanki şu an burada varlığıma dair hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu. Bir kez olsun başını kaldırıp yüzüme bakmamıştı. Yaptığı tek şey, tabağındaki omleti yemekti. Arada sırada başını kaldırıp masanın ortasındaki kızarmış ekmeklere uzanıyor ve üzerine reçel veya sürme peynir sürüyordu. Sanki benimle göz göze gelmemek için and içmişti ve bu fazlasıyla sinir bozucuydu.

"Abim hâlâ eve gelmedi." dedim birden bire, ölüm gibi sessizliği bozmak için. "Aradım, telefonu kapalı. Senin bir haberin var mı?"

Omuz silkti ve yüzüme dahi bakmadan çatalını ağzına götürdü. "Haberim yok."

Konuşmayı devam ettirecek bir şey söylese ne olurdu sanki?

Yine koca bir sessizlik eşliğinde omletlerimize gömülürken, sıkıntıdan neredeyse patlayacağımı zannettim. Abim hangi cehenneme kaybolduysa, geldiğinde onu mahvedecektim. Eğer o şu an burada olsaydı, onunla sohbet ederek güzel güzel yediklerimi mideme indirebilirdim. Fakat şu an resmen yediklerimden hiçbir şey anlamamıştım. Ben abimle ilgili düşüncelere bu denli dalmışken, birden bire kapının tıklatılması ile yüzüme yerleşen gülümsemeyle beraber, elimdeki çatalı tabağımın kenarına bırakıp oturduğum yerden kalktım. Hızlı adımlarla mutfağı terk ettiğimde, hemencecik koridorda ilerleyip dış kapıya ulaştım. Elim kapı kolunu kavrar kavramaz kapıyı kendime doğru çektim.

"Abi, nerede-"

Cümlemi tamamlamama engel olan şey, karşımda duran kişinin abim olmadığını fark etmemdi. Aras yüzündeki çarpıcı tebessümüyle bana bakarken, ben de yüzümdeki şaşkınlığı silip gülümsedim. Film çekimleri nedeniyle, son zamanlarda neredeyse hiç görüşememiştik. Sabahları okulda, öğlenleri sette, akşamları ise yorgunluğumu atabilmek için derin uykumda oluyordum. Kapı komşum olduğu için, eve girerken ya da evden çıkarken onu görebiliyordum, o kadar.

"Ah, sen miydin Aras? Dün geceden beri abim ortalıktan kayboldu da, o yüzden öyle açtım kapıyı."

"Öyle mi? Merak etme canım, er ya da geç çıkar ortaya."

"Büyük olasılıkla İrem ile birliktedir diye düşünüyorum. Bu arada dikilme orada, geçsene içeriye."

"Yok güzelim, ben seni almaya geldim. Uzun süredir görüşemiyoruz doğru düzgün ve ben seni çok özledim. Bugün kahvaltıyı beraber dışarıda yapmaya ne dersin?"

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Место, где живут истории. Откройте их для себя