MSOM -41- ❝Gizli Gerçekler❞

37.8K 2.5K 1.1K
                                    

-BÖLÜMDE TEKNİK SIKINTILAR YAŞAYANLAR İÇİN TEKRARDAN YAYINLANMIŞTIR!-

Herkese merhabalar. Bu kadar geciktiğim için çok üzgünüm; fakat bölümü okuyunca bana hak vereceksiniz. Geçmiş ve şimdiki zaman geçişlerini yazmak beni aşırı yıprattı. Az önce, iki saat boyunca bölümü düzenledim. Şu anda migrenim tutmuş durumda bölümü yayınlıyorum.

☆Multimedyada bölümle ilgili görseller var.

Bu bölümü yazmamda bana büyük yardımları dokunan sevgili kuzenim Rümeysa'ya teşekkürlerimi gönderiyorum. Seni çok seviyorum, bir tanem. Bu bölüm sana ithafen...❤

@tatlimanyakk

Dokuz bin kelimelik bir bölüm yazdım ve bu zamana dek yazdığım rekor uzunluktaki bölüm budur. Duygusallık açısından ağır basan bir bölüm. Olay örgüsü biraz karışık. Zaman atlamaları umarım kafanızı karıştırmaz. Elimden geldiğince akıcı yazmaya çabaladım, umarım hoşunuza gider.

Rica ediyorum, oy vermeyi unutmayın canlarım. Oylar okunma oranına göre çok az; bu yüzden başlangıçta da hatırlatmak istedim. Etkilendiğiniz paragraflara minik bir yorum bırakmayı da es geçmeyin, paragraf yorumlarının hepsiniii okuyorum.😘

Herkese keyifli okumalar dilerim.🌸

♧♧♧

41. Bölüm

▪Barlas SEÇKİNER▪

Kum tanelerine gömülen çıplak ayaklarının bıraktığı izleri; üzerine konan ay ışığının sayesinde seyre daldım. Kalbim, sanki o izlerin bire bir aynılarını kendi üzerinde de taşırcasına deja vu yaşıyordu. Hafif esen meltemin savurduğu sarı saçlarının arasında dalgalandım. Ayak parmaklarına değen su gibi, kıyılarımdan ona doğru taşıyordum. Başını benden yana çevirdiğinde mavi gözlerinin odağıydım. Dudaklarındaki minik tebessüm, gözlerindeki hiçliğin kabuklarını soydu. Bakışları tatlı bir huzura büründü.

"Su çok güzel." dedi, naif ses tonuyla.

"Zannetmiyorum," dedim, gözlerimi ondan alamayarak. "Kendi güzelliğinin farkında değilsin. Senin yanında güzel kalması imkânsız."

Yanaklarını soluk bir pembelik sardığında gözlerini gözlerimden kaçırıp denize çevirdi. Bu sevimli utangaçlığı içimi sıcacık yaptı. Eğilip spor ayakkabılarımın bağcıklarını çözdüm. Ayakkabıyı çoraplarımla birlikte çıkardıktan sonra, ayaklarımı yumuşak kumun üzerine yerleştirdim. Serin kum ayak parmaklarımın arasına süzülürken gözlerimi yumdum. Kum tanelerinin tenime teması, bedenimin gevşemesine neden olmuştu. Şu an bana hissettirdiği huzur, Ecrin'in tenine temas ederken hissettiğim huzurun milyonda biri kadardı.

Ecrin'in yanına yaklaşmadan öncesinde arkamda duran arabama doğru ilerledim. Arabanın camı filmle kaplı olduğu için dışarıdan içini göremiyordum. Kapısını sessizce aralayıp arka koltukta uzanan minik bedeni, görüş alanıma dahil ettim. Yan tarafa doğru dönmüş ve ellerini başının altına yerleştirmişti. Örgülü saçlarının arasından birkaç sarı tel firar olmuştu. Beyaz teni ışıl ışıldı. Ecrin, onu Aras'ın arabasından alıp buraya yatırdığından beri mışıl mışıl uyuyordu.

Yol boyunca onun uykusunu kesintiye uğratmamak için, Ecrin ile tek kelime konuşmamıştım. Şu an gözlerimin önündeki küçük kıza bakarken uyanmamış olmasından mutluluk duymuştum; çünkü hayatım boyunca gördüğüm en güzel manzaralardan birisine şahit olmuştum. Uyurken çok huzurlu ve sevimli görünüyordu.

"Ne kadar da sevilesi bir çocuksun." diye fısıldadım.

Onu uyandırmamaya özen göstererek yüzümü başına doğru yaklaştırdım. Bana ait olmayan bu meleğin sırma saçlarına dudaklarımı değdirdim. Ufak öpücüğüm, onun birkaç saç teline bulaşırken onun kokusunu duyumsadım. O an burnumun direği sızladı. Gonca gül gibi kokuyordu. Küçüğümün goncası... Kim bilir bu goncaya sarılsam, nasıl da gül kokuturdu ruhumu. Bu defa yüreğim sızladı.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now