MSOM? -11- ❝Kavurucu Ateş❞

148K 5.6K 2.2K
                                    

İLK 10 BÖLÜM DÜZENLEMEYE ALINDIĞI İÇİN KALDIRILMIŞTIR. DÜZENLENDİKTEN SONRA TEKRARDAN YAYINLANACAKTIR!

Normalde kısa bir bölüm yazıp erkenden atacaktım ama ben kendimi öyle kaptırdım ki, neredeyse 6000 kelimelik bir bölüm yazdım. EcBar ile dolu bir bölüm oldu. Ben yazarken çok eğlendim ama siz okurken eğlenir misiniz bilemem...

Kitabımın yeni isminden çok memnunum. Klişe olduğunu hiç düşünmüyorum. Mayıs Sineği adında 3 kitap daha olduğunu öğrenince, şahsen bu isme bayıldım. Kitabın ismini alâkasız bulanlar var, onlara sadece şunu söylüyorum; Daha kitabın çok başındayız, henüz hiçbir şey olmadı. İleride eminim kitabımın adının ne kadar uyumlu olduğunu göreceksiniz.

Bu bölümü Özge'ye ithaf ediyorum. Benim mesajlarımı en çok umursayan yüce insan, seni çok seviyorum ♥

@ozgecivi1111

**Multimedya'da bölümle ilgili bir sahne var!**

▲▼▲▼▲

11. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

Ruhum, âdeta uykunun derinliklerinde kayıplara karışmıştı ve bu deliksiz huzur, bedenimde ki tüm gerilimi yok etmişti. Uykunun verdiği tatlı rahatlığın içerisinde soyutlanmak üzereyken, ansızın işittiğim telefon sesiyle, ruhumun yavaş yavaş o huzur dolu derinliklerden çekildiğini hissettim.

Lanet olası telefon!

Telefonun zil sesi, diğer odadan geliyor olmasına rağmen, yeterince duyacağım desibeldeydi. Homurdanarak çıkarttığım bir kaç inleyişin ardından, üzerine tonlarca ağırlık binmiş gibi olan göz kapaklarımı, güçlükle araladım. Gözlerimi açar açmaz, gördüğüm ilk görüntünün kaslı bir göğüs ve gergin durmasına rağmen, kusursuzluğu simgeleyen yüz hatları olmasından daha paha biçilmez bir armağan olamazdı.

İnatla çalan telefonuma en içten dileklerim ile söverken, aynı zamanda Barlas'ın o muazzam yüzünü avuçlarım arasına alıp öpücüklerimle renklendirmemek için kendi içimde büyük bir savaş veriyordum. Güç bela kolunu belimde hissettiğimde, sanki bir tüyün üzerime konulduğunu zannettim. Onun bel kıvrımıma yerleşmiş dokunuşunu, uyandığımdan bu yana nasıl da hissedememiştim ? Gerçi bu kadar yumuşak bir dokunuşu, hissedebilmem olanaksızdı.

Elimi gönülsüzce Barlas'ın koluna yerleştirdiğimde, dokunuşunu usulca belimin üzerinden uzaklaştırdım. Hüsran dolu iç geçirişlerimin ardından, yanağımı gömdüğüm yastıktan kaldırdım. Hızlıca yataktan doğrulduktan sonra, tam ayaklarımın üzerinde sağlam bir duruş sergileyecekken, ayağımın altını gıdıklayan tüylü tabaka ile başımı yere doğru eğdim ve ansızın Çapkın'ı görmemle ağzımdan ufak bir çığlığın kaçmasına engel olamadım.

Az kalsın güzelim köpeğin canına katledecektim ve Barlas'ta beni lime lime doğrulayacaktı.

Çığlığımı bastırmak için elimi ağzıma kapattığımda, uyanıp uyanmadığını kontrol etmek için bakışlarımı yatağa çiviledim. Barlas'ın hâlâ mışıl mışıl uyuyor olduğunu gördüğümde, içime su serpilmişti resmen. İçerideki telefonumun sinir bozucu melodisi kesildiğinde, fırsattan istifade biraz daha Barlas'ın muntazam fiziğini süzmeye karar verdim.

Dün gece altındaki düşük bel siyah pantolonu ile uyuduğu için, pantolonu boxerını farkettirecek kadar aşağı doğru sıyrılmıştı ve yana dönük olduğu için belinin ne kadar ince olduğunu görebilmiştim. Pürüzsüz sırtı o kadar hoş görünüyordu ki, ona dün gece sarıldığımda hissettiğim yumuşaklığı anımsadım. Aldığı her nefeste göğsü inip kalkıyordu ve gerilen karın kasları daha da belirginleşiyordu. Boxerının içine doğru uzanan adonisleri ise insanın boğazında bir şeylerin düğümlenmesine sebep oluyordu.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin