MSOM? -37- ❝Yüzleşme❞

35.7K 1.9K 700
                                    

YENİ BÖLÜM BİLDİRİMİ ALMAYANLAR İÇİN TEKRARDAN YAYINLANDI!


Merhabalar. Ben geldimmm. Sınavlarım biter bitmez size upuzun bir bölüm yazdım. Hadi gelin ben daha fazla uzatmadan yeni bölüme geçelim.

**Multimedya'da bölümle alâkalı resimler var!**

-Keyifli Okumalar.💕

♧♧♧

37. Bölüm

▪Barlas Seçkiner▪

Bölük pörçük tattığım uykunun içerisinden telefonumun zil sesiyle sıyrıldım. Gözlerimi açmak için çabaladım; fakat göz kapaklarım buna müsaade etmiyordu. Güçlükle tek göz kapağımı aralayıp etrafa bakındım. Telefonumun komodinin üzerinde olduğunu fark ettim. Tembel bir sürünmeyle yatağımın üzerinde yana doğru kaydım. Telefonumu elime aldığımda tek gözüme hücum eden ışığa alışmak için duraksadım. Ardından ekranda yazan ismi okudum.

Duhan.

Sabah sabah saçmalamaması için duacı olarak aramasına cevap verdim. Tam telefonu kulağıma götürecekken gözüm saati buldu. "13:03" Pekâlâ, pek de sabah sayılmazdı. Resmen öğlen olmuştu.

Karşı hattan Duhan'ın sesi yükselince telefonu kulağıma yasladım. "Hayırdır?"

"Sen hâlâ uyuyor musun?"

"Uyuyordum. Şu an seninle konuştuğuma göre artık uyanığım."

"En yakın arkadaşın hastanede, sen bu saate kadar uyuyorsun. Sendeki bu rahatlığı çözemiyorum açıkçası."

Açılmamak için direnen diğer gözümü ovalarken derin bir iç geçirdim. "Dün gece doğru düzgün uyuyamadım. Anca sabah uykuya dalabildim. Bu saate kadar uyumuşum."

"Hakkında çıkan haberlere sinirlenmişsin. Sabahın 5'inde sosyal medyada paylaştığın videoyu gördüm az önce. Ateş saçıyordun. Bu yüzden mi uyuyamadın?"

Oya ile benim hakkımda yazılıp çizilen yalan dolan haberler tekrardan aklıma geldi. Telefonu avcumun içinde anlık bir öfkeyle sıkıştırdım. "Dün gece çok hassas bir psikolojideydim. Üzgündüm, uykusuzdum. Sabaha karşı telefonu elime aldığımda gördüğüm haberler bardağı taşıran son nokta oldu. O sinirle video çekip sosyal medyaya yükledim. Neler dediğimi tam olarak hatırlamıyorum; fakat küfür etmiş olsam bile pişman değilim."

"Yok yok, küfür etmiyordun da neye üzüldün bu kadar? Ecrin'i gördüğün için üzüleceğini zannetmiyorum. Yoksa o yüzden mi?"

Duhan'ın sorusu beni, dün Ecrin'i yıllar sonra ilk kez gördüğüm ana götürdü. Gözlerimin önüne onun şaşkın gözlerini getirdi. Dudaklarında solan o eşsiz gülümsemeyi... Beni gördüğü an yüzünde meydana gelen karmaşayı tekrardan hissettim. O an kalbimin atışını anımsadım. Göğsümden fırlayacakmış gibi şiddetli ve süratle atıyordu. Etraftaki tüm sesler yok olmuş, kulaklarım sadece kalbimin atışını duyar olmuştu. Küt küt, küt küt... Ona sarılmamak için tüm kaslarımı germiş, kendimi olduğum yerde sabitleyebilmek için büyük bir güç sarf etmiştim. Gittikçe artan hasretim tüm hücrelerimde yakıcı bir etki bırakmıştı. Şu anda da o yakıcı etki içimde hapsolmuş haldeydi. Ya beni kül edecekti ya da Ecrin'in varlığıyla sönükleşecekti.

"Barlas?"

Duhan'ın adımı seslenişi beni hayal aleminden çekip aldı. Uyku tamamen tesirini kaybettiği için diğer gözüm nihayetinde aralanabildi. Sertçe yutkundum. Ağzımdaki acı tat yüzümü buruşturmama neden oldu. Yatakta doğrulup oturur pozisyona geldim. Duhan'ın sorusunu kendime hatırlattım.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now