MSOM? -26- ❝Sana İhtiyacım Var❞

147K 5.6K 2.8K
                                    

Merhaba, sevgili okurlarım. Ne geç bir geri dönüş oldu, değil mi? Tabii, çoğu insan benim boş boş yattığım için bölüm yazmadığımı zannediyor... Bütün bu zaman boyunca, afedersiniz, kıçım doğru düzgün yere değmedi arkadaşlar. Ödevler, bölüm dersi için tasarlanacak çalışmalar, her dersten verilen performans ödevleri, başlamak üzere olan sınavlar, YGS hazırlıkları, çözülmesi gereken testler, bir ay içerisinde okumamız gereken kitaplar, sunum ödevleri, 19 Mayısta sunulacak dans gösterisi, seneye gideceğim staj yeri için yaptığım görüşmeler, 100 sayfalık yazı ödevi ve daha niceleriyle nasıl yatmamı bekliyorsunuz acaba? İnanın fırsat buldukça bölüm yazdım size. Son zamanlarda uyumayı bile unuttum. Gözlerimdeki halka halka morluklarla geziniyorum. Bu dönem o kadar yoğunum ki, bence hikâyeyi askıya almıyor oluşum bile bir mucize. Siz ne kadar yeni bölüm için çıldırıyorsanız, ben de o kadar yeni bölüm yazabilmek için kafayı yiyorum. Haftaya teslim edeceğim Tarih ve İnkilap ödevime daha yeni başlayacağım. Neden biliyor musunuz? Çünkü ödevleri yapmak yerine size bölüm yazdım ve şimdi bu bölümü yazdıktan sonra direkt ödeve başlayacağım.

Sabırla bekleyen herkese teşekkür ederim ve eğer beni haksız gören varsa, özür dilerim.

Bu bölümü canım sınıf arkadaşım Özlem'e ithaf ediyorum. Bu bölümü ona ithaf edeceğimi duyunca çıldırdı. Nihayet beklediğin bölüm geldi canım. Umarım hoşuna gider. Seni çok seviyorum. ♥♥♥

@OzlemmKhrmann

**Multimedya'da bölümle ilgili resimler var!**

Keyifli Okumalar.

~

26. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

Arabanın camından, yanından hızla geçip gittiğimiz insanları, ağaçları ve arabaları seyrediyordum. Sanki bana inat herkes daha bir neşeliydi bugün. Kaldırımda yürüyen insanlar yanındakilerle konuşup kahkahalara boğuluyor, kırmızı ışıkta yanımıza denk gelen arabanın içindeki insanlar birbirlerine bakıp gülümsüyor ve havanın soğuk olmasına rağmen tepedeki güneş bütün göz kamaştırıcılığıyla etrafı renklendiriyordu. Kuşlar ağaçların tepesinde uçuşuyordu ve ister istemez aklımda tek bir soru baloncuğu beliriyordu.

Acaba onlar da mutlu muydu?

İnsanların ve hatta havada uçan kuşların bile mutluluğu canımı acıtıyordu. Şu an yanımdaki şoför koltuğunda oturan adam, beni mutsuzlukla dolup taşan bir sandığın içine kilitlemişti ve sessiz çırpınışlarımı işitmeden, öylece duruyordu. Eve neredeyse varmak üzereydik ve yol boyunca ikimizin ağzından da tek bir kelime çıkmamıştı. Barlas, bir an olsun gardını indirmeden bakışlarını yola sabitlemişti. Aramızdaki bu soğukluk her ne kadar canımı sıksa da, hiçbir şey belli etmeden ifadesizce dışarıyı seyrediyordum. Keyifsizdim.

Dün gece dere kenarından eve girer girmez yukarı kata çıkıp sıcak bir duş almıştım. Sıkıca giyinip ıslanan kıyafetlerimizi yıkamıştım ve salondaki koltuğun üzerine dizmiştim. Sonra ise Barlas'ın getirdiği odunlarla şömineyi yakıp cesaretimi toparlayıp onun odasına çıkmıştım. Niyetim ısınması için onu aşağıya çağırmaktı. Fakat odaya girdiğimde, bir anda iki kat battaniyenin altında uyumakta olan bir adamla karşılaşmıştım. Uyurken o kadar masumdu ki, onu ne kadar süre öylece izlediğimi bilmiyordum. Sonradan onun iki tane battaniyenin altında gayet iyi olduğu kanaatine varıp aşağı inmiş ve şöminenin karşısına geçmiştim. Yumuşacık bir yer yatağının üzerinde yatmış, başım kuş tüyü yastığa gömülmüş ve beni iyice ısıtan bir battaniyenin altında, çatırdayan odunların sesini dinleyerek uykuya dalmaya çalışmıştım.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now