MSOM? -12- ❝Özür Dilerim❞

135K 5.7K 2.6K
                                    

Öncelikle hayırlı ramazanlar sevgili okurlarım. Biliyorum, bölüm yine gecikti. Ama oruçluyken çok halsiz oluyorum ve bir türlü oturup doğru düzgün bölüm yazamıyorum. Fakat ben bu defa geçte olsa, gerçekten çok uzun bir bölüm yazdım. Yazdığım en uzun bölüm bu olmalı. Çünkü yaz yaz bitiremedim yahu... Yine olaylı bir bölüm oldu ve bu bölüm çok sevilen Alper Beyin, gerçek yüzü azar azar ortaya çıkıyor gibi... Hadi bakalım, okuyalım da görelim. Ayrıca gecikme için özür dilerim, umarım bu upuzun bölüm ile telafi edebilirim.

Bu bölümü, Aymila'ya ithaf ediyorum. Sen gerçekten çok değerlisin Aymi. Sürekli bana asılan değerli insan tanesi, çok tatlısın ve bugün senin doğum günün. 25 Haziran... İyiki doğdun kuzum, iyi ki varsın. Seni çoook seviyorum ♥♥♥

@kygsay

**Multimedya'da Barlas, Ecrin ve Alper'in partideki hâlleri var!**

-Keyifli Okumalar :)

~

12. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

Öfke dolu bakışlarım, onun alaycı bakışları üzerinde kayıp giderken, göz bebeklerini parçalamak istercesine, gözlerimi gözlerine perçinlemiştim. Kelimelerine hâkim olan cüretkârlık, bedenime enjekte ettiğim cesaretimi, suistimal ediyordu. Elimde kalan, bir parça da olsa gururumu, yitip gitmemesi için, sıkı sıkıya sarıyordum. Katlanmam gerekiyordu. Kalbim ne kadar acıyla kıvransa da, gücümden ödün vermemem gerekiyordu.

Madem oyun oynamak istiyordu, o zaman ben de onun kitabına göre oynardım.

Bakışlarımda ki öfkeyi duvarlarımın arkasında gölgelendirirken, yüzüme takındığım maskeye, kalan bütün gücümle sığınmıştım. Hissettiğim bütün duyguları kamufle ederken, elimi usulca havalandırdım ve çıplak göğsüne doğru kaydırdım. Tenim tenine temas ettiği an, dokularıma hitap eden kasları birer birer kasılmaya başladı. Yüzünde ki ifadesizlik yavaş yavaş etkisini azaltırken, göz bebekleri, kahverengi harelerini ele geçirdi ve gözleri, iki birer zifiri karanlığa büründü.

Parmak uçlarım bütün zarafeti ile, tenini usul usul fethederken, elim göğsünden karnına doğru yol aldı. Göğsü şiddetle inip kalkarken, burnundan soluk alıp veriyordu. Kasılan çenesinden anladığım kadarıyla, dişlerini sıktığı bariz bir şekilde ortadaydı. Onun karanlık hislerini, olabildiğince insaflı bir şekilde açığa çıkartmak için çabalarken, elimden geldiğince telaşsız görünmeye çalışıyordum.

Parmak uçlarım bu defa sıkı karın kaslarının üzerinde minik bir gezintiye çıkarken, kaya gibi sert tümseklerinin üzerine hafifçe tırnaklarımı batırıyordum. Tırnağım, tenine her değdiğinde adem elması hızla yukarı tırmanıp geri aşağı iniyordu. Bu da sertçe yutkunduğunun işaretiydi. Bedeni, dokunuşlarıma tatmin edici bir talepkarlık ile karşılık veriyordu.

"Nedense, ansızın sana dokunmak istedim. Lütfen, buna izin ver, bu hissi tatmak istiyorum."

Sesimdeki baştan çıkarıcı tını, Barlas'ın bedeninden bir ürpertinin geçip gitmesine sebep olmuştu. Tam birkaç kelamın, dudakları arasından dökülebilmesi için ağzını aralamışken, tırnağımı tekrardan tenine acımasız bir şekilde batırdım ve alt dudağını dişlerinin arasına alıp, söyleyeceği bütün inkâr cümlelerinin, içine akmasına öncülük verdim. Dudağını serbest bıraktığında, hafif bir kırmızılığın dudağına bulaştığını farkettim.

En can alıcı an kapıya çattığında, içimdeki şeytan kıs kıs gülüyordu ve tüm hücrelerimi cayır cayır yakan intikam ateşi, gittikçe daha da körükleniyordu. Gururumun kırık parçaları dokularımı aşındırırken, aklımdan geçen sinsi düşüncelere gittikçe daha da aşina olmuştum.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now