❝Ufak Bir Açıklama ve Gelecek Bölümden Kesit❞

18.8K 975 290
                                    

Canlar, merhaba.

Evet, maalesef ölmedim, yaşıyorum. Uzunca zaman bölüm gelmedi, farkındayım. Bekleyenlerden özür dilerim. Bu kaçıncı oldu, artık kabak tadı verdiğimin de farkındayım.

Üniversiteyi kazandım. Vizelerimi atlattım. Yeni bölümü vizelerden sonra yayınlamayı planlıyordum, olmadı. İnşallah finallerden sonra yeni bölümle geleceğim. Hâlâ bekleyen varsa tabii.

Ocak ayının sonuna kadar yeni bölüm gelecektir.

Bana Instagram ve WhatsApp'tan ulaşamayanlar buradan bir sorun olup olmadığını sormuşlar. Ufak tefek sorunlar atlattım; fakat şimdilik iyiyim. Hayatımda gizlenmem gereken bir dönemdeyim. Bu sebeple sosyal medya hesaplarımı kapatıp numaramı değiştirdim. Şu anda sadece kendimi derslerime adadım. Finalleri atlattıktan sonra yapacak hiçbir şeyim olmadığından mütevelli kendimi hikayeme adayacağım. Sizi çok ihmal ettim, inşallah bunu sınavlardan sonra telafi edeceğim.

Finali erkene çektim. Tahminen 5-6 bölüm sonra hikayeyi noktalıyoruz. Barlas ve Ecrin'e layık bir son yazabilirim umarım.

Sizleri özledim. Yakında kavuşacağız. Hepinize kucak dolusu sevgiler gönderiyor ve kocaman öpüyorum. Allaha emanet olun.❤

GELECEK BÖLÜMDEN KESİT

▪BARLAS SEÇKİNER▪

Kendi kendime söylediğim sözlerin ardından başımı yan tarafa doğru çevirdim. Yanıbaşımda duran komodine bakışlarımı odakladım. Elimi komodinin çekmecesine uzatıp açtım. Orada duran sararmaya yüz tutmuş eski zarfı elime aldım. Sırtımı yatak başlığına yaslayıp zarfın kapağını kaldırdım. Elimi zarfın içine daldırıp içindeki mektubu çıkarttım. Kat izlerini bozup mektuptaki yazıların tamamıyla görüş alanıma girmesini sağladım. Yazıların üzerinde parmağımı hafifçe gezdirdim. Kelimeleri tek tek hissettim. Bilmem kaçıncı defa o cümleleri sanki onun sesinden duyar gibi okudum.

"Merhaba abiciğim. Sana fotoğrafımı göndermek istedim. Belki dolabına yapıştırırsın ve beni özledikçe bakarsın diye düşündüm..

Ben seni çok özlüyorum. Bu yüzden dolabıma asılı olan fotoğrafına bakıp uzun uzun öpüyorum. Derslerime çalışmaya devam ediyorum. Kendimi gittikçe arkadaş ortamımdan tamamen geri çektim. Artık sadece derslerimle ilgileneceğim. Umarım hayalimi gerçekleştirip yanına gelebilirim..

Üniversiteye birlikte gider geliriz, birlikte İstanbul'un her yerini gezeriz, sana güzel güzel yemekler yaparım.. Bütün bunlar için sabırsızlanıyorum. Neyse daha fazla uzatmadan kısa keseceğim.

Seni seviyorum, abiciğim. Öpüyorum.. (: "

Mektubunda onun yazımına özgü farklılıklar yine gözüme çarptı. Paragrafı bitirdiği zaman diğer paragrafa geçmeden önce iki nokta koyuyordu. Söyleyecek sözü son bulduğunda ise en sona ters bir gülücük ifadesi ekliyordu. Bu huyu hiç değişmemişti. Bana yazdığı bazı mesajları da böyle yazardı. Yazım tarzı bile bana çok farklı, özel ve sevimli geliyordu. Mektubun üzerindeki gözyaşı lekeleri gözüme çarptı. Onlara parmağımın ucuyla hafifçe dokundum. O gözyaşlarının, onun güzel yazısındaki harfleri kirletişi canımı sıktı. Bu benim suçumdu; çünkü o yaşlar bana aitti.

Zor geceler geçirmiştim, zor sabahlar ve zor öğlenler... Ona ait bir parçaya ihtiyaç duyduğumda ona ait fular yeterli gelmiyordu; çünkü üzerindeki kokusu tamamıyla yitmişti. Bu yüzden ikinci olarak onun mektubuna ihtiyaç duyardım. Elimde tuttuğum şu incecik kağıda uzun uzun bakardım. Üst üste okurdum ve onun unutulmaya yüz tutan sesini anımsayarak kendimi telkin ederdim.

Kağıttaki yazılara son bir kez bakıp kat izlerine uygun bir şekilde katlayarak zarfın içine geri koydum. Ardından zarfın içinde ona ait olan bir diğer parçayı parmaklarımla kavradım. Zarfın içinden çıkardım. Görüş alanıma giren fotoğraf ile kalbimde o tanıdık sızlama peyda oldu. Önce güneşin altında parlayan sarı saçlarına baktım. Ardından elmacık kemiklerin, sonrasında sevimli burnuna kaydı gözlerim. Pembe dudaklarında, bembeyaz dişlerinin üzerindeki tellerde gezindi. En sonunda ise beni mahveden şeye sıra geldi: Masmavi gözlerine... Işık saçıyordu. Mutluluğu bakışlarından seziliyordu. O gözlere bakarken sizin de gülmemeniz imkansızdı; çünkü çok içten bir gülümsemeydi bu. Kalbinizi ısıtıyordu, kanınızı kaynatıyordu.

Beni ise ağlatıyordu. Her defasında, hıçkıra hıçkıra... Çünkü ben bu gülüşün katletmiştim. Sadece fotoğrafa hapsetmiştim. Artık bu, asla gerçekte göremeyeceğim bir kareydi.

Göz pınarlarım yaşla dolarken güçlü kalabilmek için kendimi zorladım. Dişlerimi sıkarak gözlerimi hızla kırpıştırdım. O olumsuzlukla dolu düşünceleri kafamın içinden yok etmeliydim. Kendime yıllarca acı çektiriyordum. Zerre umudum olmadığı için bunu yapıyordum. Bundan sonra yapmayacaktım. Onu dün gördüğüm andan itibaren hâlâ onun içinde bir parça da olsa kalabildiğime inanmıştım. Bana bakışlarında, hâlâ soğumayan harlı öfkesinde, ona dokunduğumda vücudunu saran panik dalgalarında benden bir parça görmüştüm. Sanki beni kalbine gömmek istemiş; fakat öldürememiş gibiydi. Canlı canlı üzerime toprak atmıştı.

O toprağı üzerimden atıp beni gömmek istediği yerden doğrulmalıydım.

Yıllarca onun sözlerindeki gerçekliğe inanmıştım, bundan sonra gözlerindeki umuda kanacaktım. Belki umut beni daha da çıkmaz bir kapıya sürükleyecekti. Belki de vardığım noktada beni darmaduman edecekti. Yine de ne olursa olsun o tekrardan bu şehri terk edinceye dek onunla konuşacaktım. Eğer umut ettiğim gibiyse onu geri kazanabilirdim; fakat tam tersine yıllardır bildiğim gibiyse, değişen bir şey olmayacaktı. Ben onu zaten kaybetmiştim. Bir kez kaybettiğin birini ikinci defa kaybedemezdin.

Fotoğrafa tekrar baktım ve nemli gözlerime rağmen hafifçe tebessüm ettim. "Bana kafamı karıştırma demiştin. Mutluluğumu çalma demiştin. Fakat dün gözlerin bana bakarken farklı bakıyordu Ecrin. Benim gibi bakıyordu. Bensiz mutlu olamamış gibiydi, eksik parçasına bakıyor gibiydi. Zaten en başından beri kafan karışıkmış ve mutluluğu hiç bulamamış gibiydi... Söylesene bana, yanılıyor muyum yoksa?"

 Söylesene bana, yanılıyor muyum yoksa?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now