Kaçış(Final)

5.1K 297 75
                                    

Yarım saattir okulun hademe odasına kendimi kilitlemiş ve ne yapacağımı bilemez halde burada oturuyordum. Sabah buraya ne için gelmiştim, şimdi ne haldeydim? Ne hissedeceğimi, ne yapacağımı hatta niye burada olduğumu bile bilmiyordum. Mutlu muydum, üzgün müydüm, heyecanlı mıydım yoksa telaşlı mıydım bilmiyordum. Allah'ım bu konuda ne hissedeceğimi gerçekten bilmiyordum. Sadece ellerimi başımın arasına almış öylece bekliyordum ayakta. En sonunda yorulup kapıya belimi yaslayarak oturduğumda etrafa bakmaya başladım. Sandalye vardı ancak ben dik oturacak gücü kendimde bulamıyordum. Bu yüzden kapının oraya çöküp sakinleşmeli ve az önce olanları düşünmeliydim. Ah o kadar saf salaktım ki, ancak filmin yarısında fark edebilmiştim tam olarak ben olduğumu ve benden bahsettiğini.

Gözlerimi kapatıp başımı tekrar kapıya yasladığımda duyduklarım ve gördüklerim tekrar tekrar beni çıldırtmak istercesine aklımda durmadan oynuyordu.

" Benimle bu yeni hayata birlikte başlar mısın?"

Ah Marshall bana nasıl aşık olmuştu anlamıyordum. Daha birkaç gün öncesinde neredeyse hiç konuşmuyorduk ve sadece Türkiye'ye geldiğinde konuşmaya başlamıştık. Hiçbir şekilde etkileyici yönüm de yoktu. Neden beni sevmişti ve neden beni böyle bir durumda bırakmıştı? Onunla her konuştuğumda umursamaz davranan çocuk şimdi bana evlenme teklifi ediyordu. Evet gerçekten de hayatımızın 1 saniyesi bile diğeriyle aynı olmuyordu. Ona sinirliydim. Hem de çok sinirliydim çünkü en azından belli etmesi gerekiyordu. Belli etseydi bu kadar şaşırmaz ve onca insanın önünde rezil olmazdım.

Şoku biraz da olsa üstümden attıktan sonra başımı ovalamaya başladım ve düşünmeye başladım. Belki de ben videoyu yanlış anladım. Ah kimi kandırıyorum. Buna 3 yaşındaki bir çocuk bile kanmaz. Basbaya beni sevdiğini söyledi işte. Neden böyle oldu bilmiyorum ve bilmemek hiç de hoşuma gitmiyor. Ben böyle otururken ayak seslerini duymamla birlikte beynimde dönüp duran tüm sesleri susturup sessiz olmaya çalıştım. Çünkü aklımdakilerin saçma da olsa duyulmasından korkuyordum. Sanki birileri gelip aklımı okumak istiyormuş gibi düşünüyordum. Tık sesini duymamla birlikte daha da sessizliğe gömülmem bir oldu.

"Beyza orada mısın? "

Bu Marshall'ın sesiydi ve sesini duymamla beraber kalbim sanki diğer organlarımla beraber horon tepiyordu. Ben bir an önce gitmesi için dua ederken yanımdaki lanet kovayı devirmem bir olmuştu. Sakarlıklarım neden bu zamanlarda tutardı anlamıyordum. Yine de ses çıkarmamış gibi davranarak hiç sesimi çıkarmadım. Bir süre ses gelmediğinde Marshall'ın gitmiş olduğunu düşündüm ancak kapıya yaslanma sesini duyduğumda gitmediğini anladım. O da benim gibi kapıya yaslanıp oturmuştu, gölgesinden anlaşılıyordu. Aynı anda hem gitmesi hem de gitmemesi için dua ediyordum. Tüm devrelerim yanmıştı.

Bu duygular ya da bu tarz şeyler abartılacak şeyler değildi, ya da ben öyle sanıyordum ancak hissettiğim duygular beni öylesine heyecanlandırmıştı ki bundan korkuyordum. Aynı anda hem çığlık atmak, hem kusmak hem de ağlamak istiyordum. Başıma böyle tuhaf bir teklifin geleceğini hiç düşünmemiştim. Bırakın da tuhaf hissedeyim değil mi? Filmi ilk gördüğüm zaman sonucun böyle olacağını tahmin edememiştim. Mutluydum çünkü kendimi değerli hissetmiştim,  sanki bu sevgiye layık olduğumu düşünmüştüm. Ne hissedeceğimi biliyor muydum ki ben??

Ben yine kendi kendime iç sesimle bir şeyler tartışırken Marshall konuşmaya başladı.

" Beyza?"diye adımı söylediğinde içim titredi. Sadece sesi bike nefesimin hızlanmasına neden oluyordu. Niye böyke hissediyordum? Arada sessizlik olduğunda ses çıkarmamı istediğini anlamıştım. Ne diyecektim ki şimdi? Beynimde binlerce kelime varken ve tabiri caizse kelime çöplüğü içinde yüzerken, ağzımdan çıkan bir sözcükle saçmalamaktan korkuyordum. Bu yüzden sadece kısık sesle öksürmeyi tercih ettim. Ben öksürünce Marshall derin bir nefes aldı.

Hayat Şimdi BaşlıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin