1.

3.5K 244 11
                                    

"Sakın yapayım deme Lily!!" diye bağırdığımda Lily hala elindeki kamerayı tutuyor ve benim prova yapışlarımı videoya çekiyordu.

" Sayın seyirciler, gelinimiz şu an aşırı heyecanlı olduğu için beni, yani en iyi arkadaşını..." bunu dediğinde kameraya pis bir sırıtışla bakıp devam etti. "... çok azarlıyor. Ama emin olun şu an heyecandan çatlamak üzere" dediğinde ne durumda olduğuma aldırmadan belinde bir adet avuç içimin izi çıkacak şekilde vurdum beline ve ardından histerik bir kahkaha attım. " Evet sayın seyirciler, son dakika haberiyle karşınızdayız. Gelin çıldırdı!! Evet duydunuz, çılgın gelin arkadaşının yaptıkları canına tak edince kafayı yedi ve arkadaşını doğradı. Birazdan müstakbel kocasının yanına gidecek. Umalım ki onu da doğramasın."deyip kameraya karşı tek kaşımı kaldırdım. Marshall'ın bunu izleyeceğinden adım gibi emindim çünkü Lily ona her şeyi yetiştiriyordu.

" Tamam bu kadar şaklabanlık yeter. " deyip kamerayı kapattım ve Lily'yi dışarı zorla sürükleyip gelinliğimi çıkarmak için kapıyı kapattım. Bu gelinlik hayal ettiğim gelinlikti gibi banel cümleler kurmak istemiyorum. Hiç de hayal ettiğim gibi bir gelinlik değildi. Bunu kötü anlamda söylememiştim ama hiç bu gelinliği giyecek olmam gençken aklımdan bile geçmezdi. Lisedeyken hep saçlarımın belime kadar geleceği ve strablez bir gelinlikle ne kadar güzel olacağını düşünüp durmuştum. Ama tabi ki şu an öyle bir şansım yoktu. Aynada kendime bakarken gülümsedim. Ne çok değişmiştim böyle. Hiç de pişman değildim bu değişimimden.

Ben böyle kendi alemimde düşünceden düşünceye huzurlu bir şekilde ayak basarken Lily kendi kendine konuşmaya devam ediyordu.  " Demek beni incitirsin ha, beni...beni Lily'ni." diyerek küçük bir kahkaha atınca ben de gülümsemeden duramadım. Aslında şu son birkaç aydır ağzım kulaklarımdaydı. " Hem benden önce evleniyorsun hem de bana vuruyorsun, bu haksızlık." dedi sahte bir üzüntüyle ben kapıyı açarken.

" Eee, kime niyet, kime kısmet demişler."dedim Lily'e bakarak ve devam ettim. "Böyle şakalarla kendini affettirebileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun Lil. Hala sana bana söylemediğin için kızgınım."dedim ciddi bir şekilde kaşlarımı çatarak. Biraz vicdan azabı çekmeliydi değil mi?

"Sana bunu defalarca açıkladım ama Beyza. Eğer sana söyleseydim Marshall'ın yaptıklarını, tüm sürpriz bozulacaktı."dedi üzgün bir şekilde. 

" Hem söylemek istemediğimi mi sanıyorsun? İlk duyduğumda sana koşa koşa gelmemem için Marshall ve William zor tuttular beni. Eğer söylersem bir daha bana asla güvenmeyeceklerini söylediler. Ne yapsaydım peki?"diye sorduğunda ben de devam ettim.

" En azından orada şok içerisinde otururken okulun içine kaçtığımda peşimden gelebilirdim. Ah çok utanmıştım, herkes bana bakıyordu -ki ben bakışlardan hiç rahatsız olmam aslında.- Hele Marshall'ın anne ve babası da oradaydı ve ben rezil olmuştum."dedim tekrardan.

" Marshall bizi durdurdu ve seni aramaya kendi gideceğini söyleyince biz de karışmadık."dediğinde konuşmalarımızı düşünüp gülümsedim. Marshall o kadar sabırlı ve anlayışlıydı ki orada. Ben olsam benimle orada konuşurken çıldırırdım.

" Aman tek derdimiz bu olsun Lily. Allah'a o kadar şükrediyorum ki bu güzel hayatı bana verdiği için. Şaka maka epey sene geçti aradan. Ama sanki 2 3 saat geçmiş gibi hissediyorum. Bu geçen zamanda çok şeyler oldu. Benim değişimim, sizin değişiminiz, Marshall... Bunları düşündükçe aslında ne kadar şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Müslüman olmasına rağmen böyle yaşamayan ve Allah'ın huzurundan mahrum olan, O'ndan kaçmaya çalışan pek çok insan var."dedim uzaklara dalarak.

" Beyza sen de bulduğun ilk fırsatta felsefe yapıyorsun. Ne bu kasvet? Neşelen biraz. "dedi cümlelerimi yanlış anlayarak. "Ben zaten mutluyum."dedim huzurla gülümseyerek. Sevdiğim güzel insanlar, güzel arkadaşlarım ve güzel bir adam vardı. Kalbi güzel, ruhu güzel, yüzü güzel, bedeni güzel bir adam...

Hayat Şimdi BaşlıyorWhere stories live. Discover now