Buğra

4.3K 278 5
                                    

Beyza'nın Ağzından

Otobüs okula vardığında hava yeni yeni kararıyordu. Ve ben bir kez daha dışarıyı izleyemeden otobüste uyuyakalmıştım. Aşağı indiğimde valizimi almaya yeltendiğimde birisi beni kendine çevirdi ve " Valizinizi ben alabilirim isterseniz matmazel ?" dedi. İnanamıyorum. Ben mi hayal görüyordum yoksa gerçekten karşımdaki Buğra mıydı ? Küçük bir çığlık attıktan sonra hemen boynuna sarıldım. Tabi küçük çığlık dediysem , baya bir çığlık atmış olmayılım ki çoğu kişi dönüp bize baktı. Onlara aldırış etmeden Buğra'ya sarılmaya devam ettim.

" Tanıdığım bir insanı , hele de kardeşimi görüp de bu kadar sevineceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. " dedim Buğra'nın kulağına. " Ben de seni çok özledim Beyza. " dedi ve yanağıma sulu sulu bir öpücük kondurdu. Öpülmeyi ne kadar sevdiğimi bildiğinden her zaman yanağıma sulu öpücükler kondururdu. Lily bu sırada yanıma geldi ve Buğra'ya selamlaşmak için elini uzattı. Buğra ise sadece kafasını sallamakla yetindi ve Lily'nin elini havada bıraktı. " Özür dilerim. Kadınlarla el sıkışmıyorum. " dedi Lily'ye açıklama yaparak. İşte benim nadirane , muhteşem kardeşim.

Buğra'yı ne kadar çok sevdiğimi ve kardeşliğin değerini , bir kardeşinin olmasını babam öldüğünde daha net anlamıştım. Babamın ölümüyle birçok şey kaybetmiştim , bunun yanında birçok şey de kazanmıştım.

" Dur bir dakika diğerlerine hoşçakal deyip geliyorum. " diyerek Marshall ve William'ı aramaya başladım. Onları gördüğümde ikisi birden hızla uzaklaşıyordu. William daha çok sürükleniyor gibiydi. Ona el sallayınca o da bana el salladı ve gülümsedi. Buğra'nın yanına döndüğümde elinde Lily ve benim valizlerim vardı. Birlikte eve doğru yürürken Buğra'ya sanki hiç buraya gelmemiş ve burada kalmamış gibi buraları anlatmaya başladım. Yeşil alanların bol olduğundan , her yerin temiz ve düzenli olduğundan bahsettim. Yüzüne baktığımda yüzü gergindi ve bir söyleyeceği varmış gibi duruyordu. " Buğra ne oldu iyi misin ?" diye sordum. Lily anlamasın diye Türkçe sormuştum.

" Eve gidince konuşuruz. " dedi ve önüne bakmaya devam etti. Eğer Buğra gerginse ve bunun nedenini bana söylüyorsa , demek ki olay çok ciddi bir şey demektir.

Marshall'ın Ağzından

"Yürü hadi William bir an önce gidelim." dedim sinirli bir şekilde. Niye sinirlenmiştim ki birden bire böyle ? Evet neden sinirlendiğimi biliyordum çünkü eskiden Beyza'ya olan düşüncem şimdi tamamen değişmişti. Onun diğer kızlardan farklı olduğunu sanmıştım ve onunla konuşmuştum. Anlaşabileceğimizi düşünmüştüm. Ama o da diğerleri gibiymiş. Baksana çocuğa nasıl da yapıştı öyle , nasıl sarıldı ve çocuk onu nasıl öptü..

" William el sallamayı kes ve doğru düzgün yürü. Resmen sürüklüyorum seni gel diye. " dedim. " Sakin ol şampiyon , bu kadar sinir biraz fazla. Kanser olacaksın yakında. Her gün en az beş altı kez sinirleniyorsun. Bu senin sağlığın için kötü bir şey . " dedi William.

" En azından daha çabuk ölürüm kanser olursam. Keşke öyle bir şey olsa da ben de bu cehennemden farksız yerden kurtulsam." dedim. Gerçekten neden ölmüyordum ki ben ? Kafama bir piyano düşse şimdi mesela. Çizgi filmlerdeki gibi. Ben de bu dünyadan çekip gitsem..

" Bunun şakasını bile yapma Marshall. Ben senin olmadığın bir dünyada yaşamak falan istemiyorum. Öleceksek birlikte ölelim. Ne zaman ölmek istesen ben de ölmek isteyeceğim. Çünkü sensiz bir dünyada ben kimle uğraşırım ?"

dedi William yüzüme bakarak . Gerçekten bana değer veren insanlardan biri de William'dı.

" Tamam tamam bu kasvetli konuyu kapatalım." dedim elimi sanki dumanı dağıtmak istercesine sallayarak. " Lily ile aranızda ne var sizin ? Kamp boyu neredeyse birlikteydiniz. Bir şey var da bana söylemiyorsan seni bir güzel pataklarım. " dedim gülerek.

Hayat Şimdi BaşlıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin