Olamaz

3.2K 239 18
                                    

Hayır bu olmamalıydı. Kendimi böyle bir durumda karanlığa bırakamaz ve pes edemezdim. Son bir kez daha sürünerek de olsa Levent'ten uzaklaşmaya çalıştım. Kemer hala elinde duruyordu ve bir yandan konuşmaya devam ediyordu. "O küçük ve cılız bedenin bu kadar değerli öyle mi? Üstünde izler bıraktığımda da değerli olacak mı bakalım?"

Allahım düşündüğüm şey miydi bu? Kemeri eline birkaç kez doladı ve havaya kaldırıp tam da karnımın oraya sertçe indirdi. Daha fazla karnımdaki acıya dayanamayarak olduğum yerde gözlerim karardı ve bu sefer istemeden de olsa  kendimi karanlığa bırakmak zorunda kaldım.

Uyandığımda gözlerimi küçük bir hastane odasında açtım. Yanımda annem ve Lily uyuyakalmıştı. Doğrulmaya çalıştığımda karnımdaki ağrıyla birlikte küçük bir inilti çıktı ağzımdan. Allahım bu nasıl bir acıydı ?

Sesimi duymuş olacaklar ki annem ve Lily birden uyandı. "Ah güzel kızım benim. Birtanecik kızım benim. " annem bunları söylerken bir yandan da alnımdan ve yanaklarımdan öpüyordu. Ben hala ne olduğunu anlayamazken aklıma olanlar gelince neden burada olduğumu anladım.

" Anne bana bir şişe su getirir misin?"diye anneme rica ettiğimde annem hemen ayaklandı ve kantime doğru yol aldı.

Lily'ye döndüm." Ben buraya nasıl geldim?"diye sordum doğal olarak.  Levent'in karnıma kemeri indirdiğinde çıkan ses hala kulaklarımda çınlıyordu. Tişörtümü biraz sıyırdığımda karnımı sarmış olduklarını gördüm.

" Seni korkutmak istemem ama seni hastaneye getirdiklerinde karnın feci durumdaydı. Hayvan herif, bir kere değil defalarca vurmuş karnına. Marshall seni öyle yerde yatarken görünce , William ile birlikte Levent'in üstüne saldırdılar. Marshall neredeyse öldürüyordu Levent'i. Ağzından, burnundan kanlar geldi Marshall ve William dövdükçe."dediğinde Lily'yi durdurdum. "Sen neden bahsediyorsun Lily? Siz oraya ne zaman geldiniz ve beni nasıl buldunuz ?"diye sorularımı peşpeşe sıraladım. " Yemeğe gidecektik hep birlikte, gitmeden seni de alıp beraber yiyelim dedik. Önce Marshall'ı aldık okulundan. Sonra senin okuluna geldik ama sen yoktun ortalarda. Epey aradık ama cevap vermedin. Tam dışarı çıkmıştık ki arkadan gelen gürültüleri duyduk. Birisi deli gibi bağırıp anlayamadığımız şeyler söylüyordu. Arkaya gittiğimizde seni o halde görünce olanlar oldu zaten. Levent'i de akıl hastanesine yatırdılar zaten. Biraz araştırınca bu takıntıyı sadece sana değil, birkaç kıza da yapmış. Anlayacağın tahtası eksikmiş."dediğinde bozulan sinirlerim daha da bozuldu ve gülmeye başladım. Neden gülüyordum bunu ben de bilmiyordum. Ama tek bildiğim şey Allah'ın Lily ve diğerlerini göndererek bana yardım etmiş olmasıydı, dualarımı kabul etmiş olmasıydı. Lily beni anlayışla karşılayarak gülmeme hiçbir tepki vermedi. Ellerimi yüzüme kapatıp ağlamaya başladım. Lily koltuktan doğrularak yatağımın kenarına geldi ve bana sımsıkı sarıldı.

" Tamam geçti artık, hepimiz yanındayız." Yavaş yavaş sırtımı sıvazlıyordu bunları söylerken. " Siz gelmeseydiniz ne olurdu? Be..ben çok korktum ve bir an için aklıma her türlü şey geldi."dedim bir taraftan ağlarken. Aklıma gelsin istemiyordum, bu olayı unutmak istiyordum ancak o ses hala kulaklarımda insanı çıldırtacak derecede yankılanıyordu sanki.

Biraz sakinledikten sonra saate baktım. " Namaz vakti geçmek üzere."dedim ve yataktan hızla doğrulmaya çalışırken karnıma  giren ağrıyla yatağa yığıldım.

" Dur yardım edeyim."dedi Lily be yavaşça belimden tutup doğrulttu beni. Teşekkür ettikten sonra doğruca lavaboya abdest almaya gittim. Ah hadi ama, bu lavabolar neden bu kadar yüksekti?

Zor da olsa abdest almayı başardığımda üzerimdeki bütün yüklerin kalktığını hissettim. Abdest almak, anlamıyla abdest alan hangi insanı rahatlatmazdı ki? Yazmamı bağlayıp eteğimi de üstüme geçirdikten sonra namaz için niyet ettim ve namazımı oturarak kıldım. Benim dinim kolaylık diniydi çünkü. Hastaysan oturarak, hatta gözlerinle bile kılabilirdin namazı. Yeter ki sen iste...

Hayat Şimdi BaşlıyorKde žijí příběhy. Začni objevovat