Düşünce Havuzu

4.7K 238 21
                                    

Bir cumartesi sabahı yine mutlulukla uyanmıştı Beyza. Okulların tatil olmasının verdiği mutluluk dışında , Beyza'nın içinde daha büyük bir heyecan vardı. Dünkü sürpriz çok hoşuna gitmişti ve duygulanmasına neden olmuştu. Çocuklara hediye almak için hazırlandı ve çantasını omzunda geçirip hediyeleri almaya çıktı. Normalde Lily ile birlikte çıkmayı planlıyordu ancak Lily'nin uyuduğunu görünce uyandırmak istememiş , erkenden hediyeleri almaya gitmişti.

Son mağazadan da çıktığında ayaklarına kara sular inmişti. Neye baksa bir türlü beğenemiyor , hep daha güzel şeyler almak istiyordu. Yetimhaneye giriş yaptığında , saat 12ydi. Çocuklar Beyza'yı ve elindeki paketleri görünce koşa koşa Beyza'ya sarıldılar. Asıl sevindikleri ne hediyeler ne de Beyza'nın getirdikleriydi. Sevindikleri ve ihtiyaç duydukları ilgiydi. Birinin kendilerinin başını okşamasına , onlara sevgi vermesine ihtiyaçları vardı.

Beyza sırayla çocuklara hediyelerini vermeye başladı. Çocuklar hediyeleri gördükçe seviniyor ve Beyza'ya teşekkür ediyordu. Beyza hepsine ayriyeten birer Kur 'an-ı Kerim ,  öğretici kalem ve cüz almıştı. Çoğu biriktirdiği harçlığı bunlara gitmişti ama değerdi doğrusu.  Beyza çocuklara bu hediyeleri verdikten sonra her Cuma gelip onlara Kuran okumalarını öğreteceğini söyleyip çocukların yanından ayrıldı. Yukarıya çıkıp Marshall ve William'a da uğramaya karar verdi. İlk önce William'la karşılaştı ve selam verdi. Çocukları ziyaret etmek için geldiğini söyleyip halini hatrını sordu. Williamsa Beyza'nın bu ziyaretinden mutlu olmuş bir şekilde Beyza'yla sohbet etti. Gitmeden önce de Lily'nin canının neye sıkkın olduğunu sordu. Beyza'ysa bilmediğini ve duygu değişimlerinden geçtiğini , yakın zamanda düzeleceğini söyledi. Her ne kadar bu sözler   William'ın  içine sinmese de Beyza'ya veda edip yanından ayrıldı. Beyza Marshall'ın yanına uğrayacağı vakit içini küçük bir heyecan kapladı. Neden olduğunu bilmiyordu ama onun sessiz ve hırçın hali  , bir şekilde Beyza'nın hoşuna gidiyordu. Beyza Marshall'ın yanına gittiğinde gülümsedi ve selam verdi ancak Marshall her zamankinden daha soğuktu kıza karşı. Beyza yine tişört için teşekkür ettiğinde sadece kafa sallamakla yetinmiş , kaba bir şekilde kızı ortada bırakıp gitmişti. Beyza , Marshall'ın bu hareketleri karşısında hem şok olmuş , hem de sinirlenmişti. Neydi şimdi bu? Sürekli bir iyi bir kötü davranmasından bıkmıştı artıl Beyza.  Kendisine hiçbir şey yapmamasına rağmen , Marshall'ın bu dengesiz hareketleri Beyza'nın canını sıkıyordu ve gittikçe sinirlenmesine neden oluyordu. En önemlisi kendini aptal gibi hissetmesine ve kendini ' ben ne yaptım da bana soğuk davranıyor ? 'diye sorgulamasına neden oluyordu. Sinirli bir şekilde yetimhaneden çıktı ve eve doğru yürümeye başladı.

Cuma Akşamı Mesajdan Sonra ;

Marshall , Beyza'nın attığı mesajın verdiği o tuhaf mutlulukla Jones'un yanına doğru gitmeye başladı. Çocuğa yaklaştıkça siniri daha da artıyordu. Savunmasız bir kızı taciz etmenin ne demek olduğunu ona gösterecekti. Jones'un omzunu sert bir şekilde sıktı ve "Sen ne yaptığını sanıyorsun ? Savunmasız bir kızı taciz etmek ancak senin gibi bir or*spu çocuğundan beklenirdi." dedi Marshall Jones'a sinirli bir şekilde bakarak. Jones beklenmedik bir şekilde Marshall'ın elini kendi omzundan çekmiş ve sert bir şekilde Marshall'ı itmişti. " Ne oldu yoksa or*spularına değer vermeye mi başladın Marshall ? O her zamanki nefret sayesinde güçlü olan Marshall , şimdi koruyucu melek kesildi başımıza öyle mi ?" dedi Jones çevresindekilere bakıp gülerek. Kimse konuşmalara karışmıyor , herkes sadece olanları seyrediyordu. Nedeni Marshall ve Jones'dan çekinmeleriydi. Marshall sanki bir şeyi fark etmiş gibi duraksadı. Artık çevresindekilere ve Jones'un  söylediklerine aldırmıyordu.  Sahi ne işi vardı burada ? Neden buraya gelmiş ve bu yeni kızın hakkını savunuyordu , ona mı düşmüştü hem bu iş ? Sinirle oradan uzaklaştı ve Jones'un gülüşlerine aldırmadan ilerledi. İçip kafayı dağıtmak ve bütün bu olanları unutmak istese de bu sefer öyle yapmadı. Bu konuyu düşünüp bir çözüm getirmeliydi.

Barın birkaç sokak yukarısında tenha bir yere girip yere çökmüş , ilk sigarasını yakmıştı. Düşünmeye ve bu işe bir çözüm getirmeye karar verdi. En başta Lily'yi düşündü. Ona karşı bakış açısını düşündü. Onu çok seviyordu ama arkadaş olarak. Diğer kaltaklar gibi değildi Lily Marshall'ın gözünde. Sonra aklına Helen geldi. Kesinlikle ondan nefret ediyordu. Kızın güzel bir fiziği ve çekiciliği vardı. Her ne kadar bu kızı yarı çıplak görmek Marshall'da bazı duygular uyandırsa da bu kesinlikle duygusal şeyler değildi. Marshall hiçbir zaman duyguları geri plana atan biri değildi. Aksine duygular her zaman ön planda olmalıydı onun için. Duygu olmayan bir ilişki , çıkar ilişkisinden başka bir şey değildi. Her zaman ileride ömrünü geçireceği o muhteşem kadını düşünürdü Marshall. Ve içten içe , ona ihanet etmekten korkardı. İnsanın ömrünü beraber geçireceği ve ilk gecelerini yaşayacağı insan , kullanılmamış ve özel olmalıydı Marshall için . Tüm ilklerini kendisiyle yaşamalıydı. İşte bu düşüncelerinden dolayı nefret ediyordu Helenden. Helen onun gözünde sadece bazı arzuları dizginlemek için kullanılan bir et parçasıydı. En son aklına gelen ve en büyük sorun olan Beyza'yı düşündü. Normalde her insana karşı hissettikleri net bir çizgiyle çekilmişti Marshall'ın.  Ama bu kıza karşı ne hissettiğini bilmiyordu. Nefret mi ediyordu , yoksa aşık mıydı , ya da sadece arkadaş olarak mı görüyordu bilmiyordu. Ama tek bir şeyden emindi ki ,  bu kızın yanında huzur buluyordu. İşte Marshall'ı asıl korkutan buydu. Belki de bir şeye , bir kişiye bağımlı kalmaktan korkuyordu. İlk olarak Beyza'nın yanında huzuru hissettiğinde içinde tarif edilemez duygular oluşmuş ancak o an bitince , huzurun yerini büyük bir boşluk ve ihtiyaç kaplamıştı. Muhtaç olmak istemiyordu Marshall. Çünkü muhtaç olmak demek , zayıf olmak ve insanlara fırsat vermek demekti. Belki de bu yüzden içindeki nefret biraz daha arttı Beyza için. Kendini bu huzura mahkum bıraktığı için , ilk defa yaklaşılmaması gereken bir düşman gibi görüyordu Beyza'yı. Sanki bünyesini tehdit eden bir maddeymiş gibi bakıyordu ona. Sigara ya da içki gibi bağımlılık yapabileceğini düşünüyordu. Sigarayı ya da içkiyi bir yerden satın alabilirdiniz , ama bir insanı asla !

Nefret duygusunu bu yüzden seviyordu Marshall , kendisini asla başka şeylere muhtaç bırakmıyor , kendi ayaklarının üzerinde durabilmeni sağlıyordu. Beyza'yla elinden geldiğince konuşmama kararı almıştı şimdi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Marshall , Beyza'yı o şaşkın haliyle bıraktıktan sonra bara gitmeye karar verdi. Bir an için konuşmama kararı aldığına mutlu olmuştu. Ama sadece bir anlık...

Bara geldiğinde Helen hemen gözüne çarptı. Uzun boyu ve güzel fiziğiyle , giyinişiyle -ki buna giyinmek denirse- dikkat çekmeyi başarıyordu.  Yanına gitti ve selam verdi. Helen cilveli bir şekilde konuşurken masaya içkiler geldi ve teker teker içmeye başladılar.  Belli bir zaman sonra Jones da bara girdi ve Marshall Jones'u gördüğü an , ortamdaki gerilim arttı. Jones bulaşmak istemiyordu çünkü içten içe Marshall'dan korkuyordu. Belli bir dövüş geçmişi olduğunu bildiğinden sessizce Helen'in yanına geçti. Marshall içtikçe içiyor ancak bir türlü düşünceleri aklından çıkaramıyordu. Bu düşünceleri aklından çıkarabilmek için şu an her şeyi yapabilirdi. Gözlerini sımsıkı kapattı. Dudaklarında bir sıcaklık hissetmesiyle beraber gözlerini yavaşça açtı. Helen , Marshall'a yaklaşmış ve onu yavaşça öpüyordu. Marshall o anda dondu kaldı , sarhoşluğun da etkisiyle ne yapacağını bilemedi.

Hayat Şimdi BaşlıyorOnde histórias criam vida. Descubra agora