Sır

1.7K 93 10
                                    

Benim sevgili okuyucularım, biliyorum sizleri çok bekletiyorum bu bölümler konusunda ama yazarınızın güzel yerler kazanabilmesi için çalışması gerek. Bu yazıyı yazmak çok içimden geldiği için ve artık patlayacağımı hissettiğim için yazıyorum.

Şimdi biraz Allah ve O'nun dostluğundan bahsetmek istiyorum. Allah bizim için öyle bir dost ki, eğer bunu tam anlamıyla kavrayabilsek bizim hiçbir insana ihtiyacımız kalmazdı belki de.

Balkonda otururken dışarıyı seyrettim biraz;yıldızları, ağaçları izledim , rüzgarın ahengini dinledim sessizce. Aslında sanki hepsi bize bir şeyler anlatıyor, Allah'ın varlığını hatırlatıyor. O kadar huzur buldum ki.

Şöyle bir hayatımızı gözden geçirdiğimiz zaman aslında ne kadar boş yaşadığımızı görüyoruz. İnsanlarla konuşurken ne kadar Allah'tan bahsediyoruz ya da 24 saatlik zaman dilimi içinde kaç kere O'nu hatırlıyoruz? Kaç kere başka bir insana derdimizi anlatmak yerine O'na gidip başvuruyoruz? İşte en büyük hatamız bu bizim. Hiçbir şeye değmeyecek insanlara iki çift lafımızı dinletmek için çırpınırken, asıl bizi dinleyeni ve bize derman olanı unutuyoruz. Rüzgar ağaçların yapraklarını hışırdatırken bile bize Allah'ı hatırlatıyor aslında. "Onun rahmeti bu ağaca tecelli ediyor, hala ibret almayacak mısın?"diyor bizlere. Ben de yeni keşfettim böyle olduğunu. Sizlerle de paylaşmak istedim bunu.

Her zaman yanımızda bulunacak bir dostumuzun olmasını isteriz. Çoğu zaman dertlerimizi dinlesin, bizimle ilgilensin, bize yol göstersin, bizi sevsin diye düşünürüz. Bunun için de olur olmadık arayışlara gireriz. Değerinden fazla değer verdiğimiz insanlar yeri gelir kalbimizi kırar, beklentilerimizi karşılamaz ve verdiğiniz emeklere, konuşma çabanıza yazık olur. Kimsenin sizin beklentilerinizi karşılayamayacağını düşünürsünüz önce,sonra kendinizi değersiz bulursunuz ben bunları haketmiyorum o yüzden bu beklentilerim karşılanmıyor diye.
Ama sen dermanı yanlış yerde arıyorsan beklentilerin nasıl karşılansın ki?

Bir sır vereyim mi size? Sizin beklentilerinizi karşılayan biri var aslında. Bunun farkında değilsiniz, değiliz. Şöyle bir düşününce O'nun kim olduğunu bulmak zor değil. Siz O'na bir adım atsanız size bin adım gelen, sizi sizden daha iyi bilen, bir isteğiniz olduğunda onu sizin için en hayırlı hale getiren, hata yaptığınızda ne kadar yapmış olursanız olun sizi her seferinde affeden, sizin gibi küçücük aciz bir varlığa belki de dünyadaki en büyük değeri veren ve her daim nerede olursanız olun sizin yanınızda olan,sizi koruyup kollayan ve en güçlü olan biri... Sizi en mükemmel biçimde yaratan, Rahman ve Rahim olan Allah.

Bunları hatırlasak ve hayatımıza yerleştirsek aslında ne kadar sevildiğimizi anlayacağız. Hz. Adem cennetten kovulduğunda Allah ona tövbeyi öğretti ve Hz.Adem tövbe etti. Allah'ın buradaki merhameti o kadar büyük ki, nasıl özür dileneceğini bile O öğretiyor bizlere.

Hata yaptığınızda bile sizi terk etmeyen biri var. Bir arkadaşınıza,dostum dediğiniz insana üst üste kaç kere yanlış yapabilirsiniz? Eminim 3.yanlışınızdan sonra sizden uzaklaşmaya başlayacaktır. Yaşanmıyor mu tüm bunlar? Kendi hayatınızdan düşünün. Ama Allah sizi her halinizle kabul ediyor. Bu satırları yazarken ağladığım için çok zorlanıyorum yazmakta. Ama O öyle bir affedici ki, hata yapıp ondan uzaklaştığınızda bile size küsmüyor, aksine özür dilersen seni affederim kulum diyor. Ve biz buna rağmen uzak duruyorsak, O'na kulak vermiyorsak vay halimize...

Bu yazımı biraz kısa tutmak zorundayım çünkü içimde öyle şeyler yaşanıyor ki, bunu nasıl kelimelere dökeceğimi şaşırıyorum. Ama size tavsiyem şu ki Allah'ı uzaklarda aramanıza hiç gerek yok. O her yerde ve her zaman bizimle. Belki bir ağacın yaprağında, belki en korktuğunuz böceğin üzerinde, belki de minik bir taş parçasında veya bir yağmur damlasında tecelli ediyor rahmeti. Onlara kulak verin, belki size bir sır verecektir ne dersiniz?

Hayat Şimdi BaşlıyorWhere stories live. Discover now