6 Ay Aradan Sonra

4.3K 224 10
                                    

Marshall'ın Düşünceleri

Kimin veya neyin yokluğunu çekiyordum şu an , neden rahat değildi içim , neden bir şeyler beni terk etmiş gibi hissediyor veya o şeyleri özlüyordum ? Ne olduğunu inanın ben de bilmiyordum. Hayatım tuhaftı , daha da tuhaf bir hal alıyordu. Şu zamana kadar kendime pekçok şeyi itiraf etmedim , hep kaçtım beni korkutan gerçeklerden. Ama kaçmak nereye kadar sürerdi ki ? Anne ve babamın neden beni buraya terk ettiklerini bir türlü anlayamıyordum. O kadar mı nefret etmişlerdi benden , o kadar mı yük olmuştum onlara. Birkaç hafta önce nerede olduklarını , nerede oturduklarını öğrenmiştim. Ama gitmeyecektim. Gidemezdim. Karşılarına geçip "Merhaba ben sizin terk ettiğiniz ve sizin sevginize muhtaç olan çocuğunuzum."mu diyecektim ? Hayır öyle bir şey asla olmayacaktı. Onlara sinirliydim hatta onlardan nefret ediyordum. Beni sevgiye muhtaç bıraktıkları için , bir şeylere bağlanmaktan korkarak büyümeme neden oldukları için onlardan nefret ediyordum. Anne babam , beni bu dünyaya getiren kişiler bile beni terk ettiyse eğer , Tanrı ne yapardı ? Bu yüzden bir dine mensup değildim. Korkuyordum. Ya Tanrı da beni anne babam gibi bırakırsa , istemezse beni o zaman ne yapacaktım ? Bunları bilmiyordum. Nedense bu konuyu ne zaman düşünsem aklıma Beyza geliyordu. Çevremdeki tek mutlu insan oydu belki de. Ara sıra mutluluğu bana da yansıyordu. O görmese bile bazen ona bakarken gülümsediğim oluyordu. Bunu fark ettiğimde ben de şaşırmıştım. Ama kim ona baksa eminim gülümserdi. Elindekilerle mutlu olan bir tek onu görmüştüm bu hayatta. Kimsenin tabağına el uzatmayan ve kendi önündekiyle yetinen biriydi. Onun yanında huzur bulduğumu hissediyordum. Ona aşık mıydım bilmiyorum. Henüz bunu kendime itiraf edemiyordum. Ama bildiğim tek şey ona bağlanmaktan da korkuyordum. Bizim bir arada bulunmamız veya ortak bir şeyler yapmamız bile imkânsızken ben ona bağlanırsam , hayal kırıklığına uğrayacaktım. Kararımı vermiştim. Ona bağlanmayacak ve unutacaktım. Her ne kadar bunu nasıl yapacağımı bilmesem de...

6 Ay Sonra

YGS ve LYS sınavı nihayet bittiğinde omzumdan çok büyük bir yük kalkmıştı. Çalışmalarımın emeğini almıştım ve sınavlarım çok güzel geçmişti. Diğer arkadaşlarımı aradığımda onların da sınavlarının çok güzel geçtiğini duydum. Buna sevinmiştim. Elbette onlar benim rakiplerimdi ancak aynı zamanda arkadaşlarımdı. Onların başarısı sanki ben kazanmışım gibi beni mutlu ediyordu. Olması gereken de buydu.

Sınıf grubunun konuşmalarını açtığımda bir buluşma ayarlandığını gördüm. Sınavdan sonra bu buluşma gerçekten de iyi olacaktı. Sevde beni aradığında telefonu mutulukla açtım. "Çok şükür bitti şu lanet sınav. Hayır anlamıyorum ki bize bu yaşta bu kadar yüklenmeleri çok fazla de..."sözünü kestim . "Olan oldu biten bitti Sevde daha ne uzatıp moralimi bozuyorsun ?"dedim sahte bir kızgınlıkla. "Tamam tamam ben biraz fazla atarlandım galiba. Ee buluşmaya geliyorsun değil mi ?"diye sordu Sevde merakla. "Evet geliyorum da ne oldu ?"diye sordum tedirginlikle. Lütfen düşündüğüm şey olmasın. "Şey çünkü gruba baktığımda o da buluşmaya geleceğini söylemiş.  Biliyorum varlığı seni rahatsız ediyor ama.." lafını ikinci kere böldüm. "Önemli değil Sevde. Sonuçta o da bizim sınıfta. Umulur ki bir daha yüzünü hiç görmesem ama yapacak bir şey yok."dedim moralim bozuk bir şekilde. Levent'in buluşmaya gelecek olması kötüydü. Ben kapanmadan önce yakın arkadaştık. Birkaç kere bana sarkıntılık yapmış ancak ben bunlara aldırmamıştım ve anlamamazlıktan gelmiştim. Duygularını bana açtığında onu kibar bir şekilde reddetmiştim ancak bu reddedilişi kendine yedirememiş , kapanışım da ona çok büyük bir malzeme olmuştu.  Bana demediği şey , etmediği kötülük kalmamıştı. Ama ben yine de affetmiştim onu. Çünkü Allah affediciydi ve affedenleri severdi. Belki benim günahlarımı da bu nedenden affederdi. Sıkıntıyla  iç geçirdiğimde üstüme ne giysem diye düşünüp dolabı açtım. Bol bir pantolon ve uzun bir gömlek , üstüneyse dünya haritalı bir başörtü güzel bir kombinasyondu. Ütülenecekleri ütü masasına koyup içeri geçtim. Başörtüme bakarken diğer kapalı insanlar aklıma gelmişti. Bazıları benden çok daha güzel kapanırlarken , bazıları nasıl kapanıyordu anlamış değildim. Kafalarındaki koskocaman topuzu nasıl yapıyorlardı bilemiyorum. Ya da nasıl rahat bir şekilde dapdaracık bir pantolon ile üst giydiklerini. Normalde kapanmak dış hatlarını belli etmeyecek ve mahrem yerlerini kapatacak şekilde giyinmek değil miydi ? O zaman neden onlar böyle giyiniyordu ? İnsanlar dış görünüşlerine göre değerlendirilmemeliydi bana göre. Açık bir insan kapalı bir insandan daha iyi olabilirdi. Ya da tam tersi bunu bilemeyiz. Düşündüğüm zaman önyargının gerçekten kötü bir şey olduğunu bir kez daha anlamıştım.

Hayat Şimdi BaşlıyorWhere stories live. Discover now