Merhaba

4K 266 9
                                    

Hayır böyle olmaması gerekiyordu. Neden kalbim bu şekilde atıyordu? Ne çocuklar bana saldırdığında, ne kavga ettiğimde ,ne kızlar benimle yatmak için yalvardıklarında ne de annem ve babamın yerini öğrendiğimde bu kadar atmamıştı kalbim. Galiba hasta oluyordum. Çok büyük bir hastalığa tutulmak üzere olduğumu hissediyordum. Kalbimin atışlarının durmasını istiyordum. Ama kulaklarımda atıyordu kalbim. Bu kötüydü , ah lanet olsun ki gerçekten de kötüydü. Böyle olmaması gerekiyordu. Kahverengi gözlerde kaybolmamam ve kalbimin bu kadar atmaması gerekiyordu...

-Marshall

♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧

Beyza kapıda donakalmıştı adeta. Bir rüyadaydı sanki. " Asıl sürpriz."dedi annesi Beyza'ya gülerek.  William , Lily ve Marshall tam karşısında duruyordu. Beyza konuşamıyordu çünkü hala bunun bir rüya olduğunu düşünüyordu. Buğra,  Beyza'ya çimdik attığı zaman Beyza kendine geldi.  " Ben rüyada değilim değil mi ?"diye sormaya kalmadan Lily Beyza'nın boynuna atladı. Beyza hala şaşkındı. Ne olduğunu anlamamıştı. "Merhaba Beyza."dedi Lily türkçe olarak. " İçeri geç sana her şeyi açıklayacağım."diye ekledi. Ne ara tütkçe konuşmayı öğrenmişti ? Marshall ve William sadece selam vermekle yetindiler. Marshall'ın içinde anlamdıramadığı şeyler oluyordu. Kendini şu anda tamamlanmış ya da evine aitmiş gibi hissediyordu sanki. Kalbi sabit bir yerde kalmış ve yerini bulmuş gibiydi. Türkiye'ye ilk indiklerinde onları Beyza'nın akrabalarından biri karşılamıştı. O kadar sıcakkanlı ve sevecenlerdi ki. Hiçbir şekilde onları yadırgamamış , aksine misafirperver davranmışlardı. Üçünün de havaalanında aklına Beyza'nın sınıftaki bir çocukla yaptığı münazara gelmişti. Gerçekten de Beyza'nın dediği gibiydi. Türkler çok sıcakkanlı ve sevecendi.

Beyza içeri geçtiğinde Lily hala gülüyordu. Yüzündeki tebessüm bir an olsun silinmiyordu. Olayları anlatmaya başladı. İnternette gezinirken Türkiye'de okumak ile ilgili bir reklam gördüğünü , bu reklamdan sonra rehberlik öğretmenlerine gidip işin aslını öğrendiğini ve öğretmenden yardım istediğini , daha sonra Marshall ve William'ı ikna etmeye uğraştığını ve okullar ayarlandıktan sonra üçünün birden rehberlik öğretmeninin ayarladığı Türkçe kursuna gittiklerini anlattı. Beyza bunları pür dikkat dinlemişti. Üçünün nerede kalacağını sorduğunda Lily minnet duyar bir şekilde Beyza'nın dedesine baktı. " Deden bizim için her şeyi ayarlamış , buranın 100 m ilerisinde özel bir öğrenci yurdu var , kesin biliyorsundur. Orada kalacağız."dedi Lily. O kadar heyecanlı ve umutlu görünüyordu ki. Gözlerindeki umut ışığı aleni belli oluyordu.

Yemekler yendikten , eşyalar yurda yerleştirildikten sonra Marshall ve William işlemleri halletmek için yurtta kalmış , Beyza ve Lily ise şöylr bir yürüyüşe çıkmıştı. "Bizi oraya bağlayan hiçbir şey yoktu."dedi Lily yürümeye devam ederek. Türkçesi 6 aylık bir eğitime göre düzgündü. Bazı söyleyemediği şeyleri ingilizce ifade etmek zorunda kalıyordu. "Biliyorum annem var orada. Ancak ben orada mutlu değilim. Bir amacım , çabam , hayattan isteğim... Kısacası hiçbir şeyim yoktu benim orada. İnternette o reklamı gördükten sonra Robert öğretmenle konuşmaya gittim. Bana 'yeni ortamlar , yeni başlangıçlarda her zaman umut ve şans vardır. Eğer karar verirsen böyle bir şeye , sana her türlü yardımı sağlamaktan mutluluk duyarım.'dedi bana."dedi Lily. Bunları Beyza'ya anlatırken heyecanlıydı. "En zor kısmı Marshall ve William'ı ikna etmek oldu. Ama sonunda başardım. Onlara da bir şans yarattığımı hissediyorum buraya getirerek. Marshall buraya geldiğinden beri daha uysal ve kaşlarını daha az çatıyor."dedi Lily gülerek. Ne ara konu  Marshall'a gelmişti ? Bir süre daha sohbet ettikten sonra yurda diğerlerinin yanına gittiler. İşlemler halledilmişti. Her zaman olduğu gibi William ve Marshall aynı odalarda , Lily farklı bir odada kalacaktı. İki kız çok zor ayrıldı birbirinden. O kadar özlemişlerdi ki birbirlerini. Daha anlatacak çok şey , konuşulacak sonsuz konu vardı Beyza ve Lily için. Beyza dedesiyle birlikte eve döndü. Beyza eve geldiğinde hala ne diyeceğini bilemiyordu. " Bunu yaptığınıza hala inanamıyorum."dedi şaşkınlık ve mutluluk karışımı bir duyguyla. "Bizim yaptığımız pek bir şey yok aslında. Arkadaşlarının öğretmenini Buğra'dan dolayı önceden tanıyorduk ve bizi arayıp yardım isteyince biz geri kalan işleri hallettik."dedi Beyza'nın dedesi torununun başını okşayarak. " Birkaç ayarlama ve yardımla da arkadaşların Türkiye'ye giriş yaptı."dedi.

" Bence bunlar küçümsenecek bir şey değil dede. Sizin yerinizde başka biri olsa , belki de bu işi çok saçma bulur ve bu işi kabul etmezdi. Sen birtanesin."dedi Beyza ve dedesinin yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Pijamalarını giyindi ve yatağına uzandı. Tavana bakarak düşünmeye başladı. Sanki iki farklı hayatı tek bir noktada birleşmiş gibiydi. Türkiye'deki hayatı ile diğer ülkedeki hayatı birleşmiş gibiydi. Mutlu olmuştu. Nedense kendini yarım kalmamış hissediyordu. Bu harika bir histi. Saat 22.00 ı gösteriyordu. Beyza şokun etkisinden çıkınca , heyecanı da ortaya çıkmıştı. Bu olayı birine söylemezse eğer çatlayacaktı. Sevde ve Bengi'yle ortak bir arama açtı. Görüntülü olarak konuşacaklardı.

" Kızlar uyandırdım mı?"diye sordu Beyza mahçup bir şekilde. "Biz senin gibi tavuk muyuz kızım , saat 10 da uyuyalım ?"dedi gülerek Bengi. Sevde de Bengi'ye hak vermişti. " Aman çok komik. Niye aradığımı sormayın da dalga geçin siz benle."dedi Beyza yüzünü buruşturarak. "Ne oldu hemen anlat!"dedi Sevde heyecanlı bir şekilde. Eğer Beyza bu saatte bir şey söylemek için aradıysa önemli bir şey olmalıydı. "Size Lily,William ve Marshall'dan bahsetmiştim hatırlıyor musunuz ?"diye sorduğunda hem Sevde hem de Bengi pis pis sırıttılar. " Daha çok Marshall'dan bahsettin aslında ama eee ne olmuş onlara ?"dedi Sevde gülerek. Beyza yanaklarının kızardığını hissediyordu. "Böyle yapacaksanız anlatmıyorum , sözümü kesip duruyorsunuz."dedi Beyza. " Tamam tamam susuyoruz. Neymiş bu önemli haber?" dedi Bengi.

"Onlar Türkiye'ye geldi. Buraya , Ankara'da okumaya." Beyza bunu dediğinde iki kız birden şaşkınlıkla Beyza'ya bakmış ve çığlık atmışlardı. "Sen ciddi misin ?"diye sordu Bengi hayretle. Beyza kafasını olumlu anlamda salladığında Sevde konuşmaya başladı. "Size teorimin gerçek olduğunu söylemiştim. Böyle olacağını tahmin etmiştim."dedi gururla. Teorisi şuydu ki  eğer bir şeye takıntı yaparsan ve sürekli onu görmek istersen hiçbir zaman göremezsin. Ama ona takıntı yapmaktan vazgeçtiğin anda senin dibinde biter. Belki bir insan belki de başka bir şey. Ama bu her zaman böyledir. Kaçan kovalanır hesabı. Otobüsü dakikalarca beklersin ama gelmez. Tam boşverip yürümeye karar verdiğinide bir bakmışsın otobüs gelmiş. Bu işler her zaman böyle yürür. "Seni ciddiye almıyorduk ama gerçekten haklıymışsın."dedi Bengi sanki ibretlik bir şey öğrenmiş gibi. "Hey benim Marshall'a taktığım falan yok. Bunu da nereden çıkardınız , hem ayrıca ben takıntı yaptım demedim. Ya takıntı yaparsam dedim. Ama belli oldu ki takıntı yapmamışım. Ah sizi niye aradıysam sanki."dedi Beuza ve sinirle kamerayı kapattı. Yatağına girip bir güzel uykuya daldı. Arkadaşlarına sinirli olmasına rağmen bugünkü mutluluğunu bu kadar küçük bir şey bozamayacaktı. Beyza Marshall'a takıntı yapmadığını biliyordu. Bu yüzden içi rahattı. Güzel bir uyku uyudu.

Hayat Şimdi BaşlıyorWhere stories live. Discover now