Ev

5.8K 336 10
                                    

Akşam eve gittiğimde kendimi çok halsiz hissediyordum. Bir de bu münazara işi çıkmıştı başıma.  Ama ne hakla bu çocuk Türklere barbar diyebilirdi? Biz Türkler ki 600 yıldan fazla dünyaya hoşgörüyle, adaletle hakim olmuş bir devlettik, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk gibi bir liderimiz vardı. O çocuğa münazarada gününü gösterecektim.

Tam yatmaya hazırlanmıştım ki kapı çalmaya başladı. Biraz da olsa korktum.Bu saatte kim gelebilirdi ki? İlk başta açmasam da kapı ısrarla çalınca delikten baktığımda Lily yi gördüm. Kapıyı açtığımda elinde bavul vardı ve ağlıyordu. Hemen içeri geçirdim ve çay yaptım. Çayın suyu kaynarken konuşmaya başladık.

"Be-ben özür dilerim Beyza. Bu saatte rahatsız etmek istemezdim ama yardımına ihtiyacım var."

"Tabi ki, elimden geldiğince yardım edeceğim. Sonuçta arkadaşlık bunun içindir. Ne oldu ?" diye sordum merakla. Daha önce Lily'yi hiç ağlarken görmemiştim. O iyi bir arkadaştı. Diğerleri bana terörist derken o her zaman bana destek oldu. Yakın zamanda çok iyi arkadaş olmuştuk Lily'le. Okuldaki kızlar,biz bahçedeyken bana laf attıkları zaman;Lily korumuştu beni. Sıra bendeydi. Bu sefer arkadaşıma ben destek olacaktım.

"Dayanamıyorum Beyza. O üvey baba olacak adam resmen bana yabancı muamelesi yapıyor,beni evde kabullenmiyor. Ben de sinirlendim topladım bavulumu çıktım. Ama nereye gideceğimi bilemedim. Aklıma en yakın burası geldi. Biliyorum seni rahatsız ettim bu saatte ama lütfen burada kalmama izin ver." dedi ağlayarak.

"Tabi ki, istediğin kadar kalabilirsin. Hatta daha memnun olurum. Biliyorsun evde yalnız kalmak bir süre sonra insanı ürkütüyor."dedim gülerek. "Hadi sil artık o gözyaşlarını. Allah'ın izniyle her şey düzene girer bak gör. Şimdi şöyle güzel bir çay içelim seninle."dedim gülerek ve çayları koydum.

Çay bahane sohbet şahane olayı vardı bizde de. Bunu ingilizce olarak açıklayamazdım belki ama, bir bardak çay,muhabbet etmek için güzel bahaneydi doğrusu. Gece 1 e kadar konuşmuştuk. Havadan sudan,bazen kendimizden bahsetmiştik birbirimize. Lily bana eski babasından bahsetmişti. İyi bir insandı ancak annesiyle anlaşamamıştı. Bu yüzden de boşanmışlardı. Lily her ne kadar üzülse de anne babası mutluysa kendisinin de mutlu olduğunu söyledi.

Bir an tereddüt etsem de ben de babamdan bahsetmeye karar verdim. Birlikte neler yaptığımızı, o öldükten sonra intihar etmeye çalıştığımı... Bileğimdeki kesik izlerini göstermiştim. Hala bana o anı hatırlatmak istermişcesine orada duruyorlardı. Telaşlandı ve olayı daha ayrıntılı anlatmamı istedi. Ben de baştan sona kadar her şeyi anlattım. Beni İslamiyet'in kurtardığını da. Oturma odasına bir yatak hazırladım ve Lily'nin bavulunu yerleştirmesine yardım ettim.

Ertesi gün Lily annesiyle konuştu ve bundan sonra bende kalacakları konusunda anlaştılar. O kadar iyi denk gelmişti ki Lily'nin bende kalması. Yalnız olmak güzel şey ama insan bir süre sonra sıkılıyor. Sabah erkenden hazırlanıp okula gittik. Lily olanları Marshall ve William'a anlatmıştı. İkisi de endişelenmiş,sürekli Lily'te sorular sormuşlardı. Belli ki çok değer veriyorlardı arkadaşlarına. Öğle arasına kadar dersler yine sıradan geçmişti. Telefona baktığımda ezan okunmuştu. Abdestim de vardı. Bu yüzden namaz kılmaya,namazı eve bırakmamaya karar verdim ve bodrum katına indim.

Müdür Bey'e namaz durumunu anlattığımda beni anlayşla karşıladı ve bodrum katında küçük bir odayı mescid yaptı. Aslında sadece ben namaz kılıyordum orada ama yine de buraya birkaç etek ve eşarp getirmiştim. Bodrum kata inerken arkadan bir ses duydum. Baktığımda kimse yoktu. Hayal görmüştüm herhalde. Mescid'e girdim ama çok havasızdı. Küçük bir penceresi vardı ancak çok zor hava giriyordu. Kimse buraya gelmez diye kapıyı açıp öyle namaz kıldım. Okulda namaz kılmayı daha bir ayrı seviyordum. Dünyevi işlerden uzaklaşıp Allah'la iletişim kurabiliyordum. Bu beni rahatlatıyordu.

Namazımı kılıp dua ettikten sonra yemek yemeğe çıktım. Lily'nin yanına gidecektim ama yanında bir adam vardı. Rahatsız etmek istemediğimden yakınlarına bir yere oturdum. O adam bana mı bakıyordu yoksa bana mı öyle geliyordu? Her ne kadar önce adama dik dik baksam da sonradan yemeğimi yemeye koyuldum.

Multimedya Beyza'nın evi

Hayat Şimdi BaşlıyorWhere stories live. Discover now