6.

2.5K 188 24
                                    

"Hiçbirinizi istemiyorum defolun buradan !!!" diye bağırdığında genç kızı engellemek imkansızdı. Muayene etmek istiyorduk ancak bir türlü ikna edemiyorduk. Anne babasıyla hasta genç kızın odasından çıktığımda ailesinin bana bakan çaresiz gözlerini gördüm. Bir anne değildim belki ama nasıl bir çaresizlik içinde olduklarını gözlerinden anlayabiliyordum az çok. Hanımefendi ve beyefendiyi odama alırken rahatlasınlar diye iki çay söylemiştim. Çayların gelmesini beklerken bana çaresizce bakan anne konuşmaya başladı.

"Beyza Hanım,biz ne yapacağımızı ge-gerçekten bilmiyoruz." Cümlenin yarısında ağlamaya başladığında eşi onu sakinleştirmek için yanına oturdu ve usulca sarıldı. Konuşma sırasını eşi almıştı.

" Beyza Hanım, biz Nisa'nın sadece klasik bir ergenlik döneminden geçtiğini sanıyorduk, ancak işlerin bu kadar büyüyeceğini bilemezdik.
Bu illete nasıl başladı, kim neden oldu bilmiyoruz."dedi Nisa'nın babası. Bense biraz sessiz kalarak duruma bir çözüm üretmeye çalışıyordum. Psikoloğa yönlendirmek istesem biliyordum ki her zamanki klasik cümlelerini söyleyip zavallı kızı göndereceklerdi. Bu genç kızın ruhunun maneviyata aç olduğunu hissediyordum. Zaten öyle olmasaydı uyuşturucu gibi bir illete bulaşmazdı.

Düşünmem bir çözüm getirmemişti. Ne yapacağımı bilmiyordum ve genç kızı psikoloğa mecburen göndermeden önce ben de yardım etmek istiyordum. Telefonumun zil sesini duyduğumda Nisa'nın anne babasından özür dileyerek dışarı çıktım. Arayan Marshall'dı.

" Hayatım hastaneye yaklaştım ben. Hazırsın değil mi?"diye sorduğunda saatin çıkış saatine geldiğini ancak fark edebilmiştim.
"Şimdi  hazırlanıyorum ama bir iki dakika bekletebilirim."dedim yorgun bir sesle. Bugün sabah hem çok hasta gelmiş, hem de Nisa meselesi kafamı kurcalıyordu.

"Beklerim, sorun değil. Aşağıda görüşürüz."dedi ve telefonu kapattı. Ben de içeriye, Nisa'nın anne babasının yanına geçtim.
" Mesaim bitti ancak yarın emin olun bir çözüm yolu bulup kızınıza elimden geldiğince yardım edeceğim. Son kez Nisa'ya bakıp ben gelene kadar nöbetçi doktora emanet edeceğim. Merak etmeyin, Nisa düzelecek inşallah."dedim ve destek verircesine Nisa'nın annesinin omzunu sıktım yavaşça.  Onlar odadan çıktıktan sonra çantamı da alıp aşağı inmeden önce Nisa'nın odasına uğradım. Kapının eşiğinden ona baktığımda uyuyordu. Kim bilir neler yaşamıştı ya da ne yanlışlar yapmıştı da bu duruma gelmişti. Bu kıza baktıkça ve bir çözüm bulamadıkça içim cız ediyordu. Ne yapıp edip Nisa'ya yardım etmeliydim. Ama nasıl? Yardım etmek sadece ona fiziksel anlamda değil, ruhsal anlamda da yardım etmekti. Aklımda binbir düşüncelerle Nisa'nın odasından ayrılıp aşağı indim.

Arabaya bindiğimde Marshall yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Bu öpücük tebessüm etmeme neden olmuştu. Ama aklım hala Nisa'daydı.

" Buradan biraz uzakta çok güzel bir lokanta var. Oraya gidelim diyorum hem değişiklik olur biraz. Şu sıralar ikimiz de çok yoğunuz. Rahatlamış oluruz hem."dediğinde Marshall'a sadece "Olur, neden olmasın?"demekle yetindim.

Lokantaya girip siparişleri verdiğimizde geldiğimiz yerin harika bir manzarası olduğunu fark ettim ve camdan dışarıya dalgın dalgın bakmaya başladım. Bu sırada yemeklerimiz geldi ve ancak yemeğin kokusunu alınca acıktığımı anladım. Yemeğimi yerken "Beyza?"diye seslenen Marshall'ın suratına anlamaz gözlerle baktım. " Manzara çok güzel değil mi diye sordum ama aklın başka yerlerde."dedi bana bakarak. "Canını sıkan bir şey mi var?"diye sorduğunda sanki bu soruyu bekliyormuş gibi hemen anlatmaya koyuldum, çünkü sanki çözüm üretme konusunda tıkanmıştım.

" Bugün hastaneye 16-17 yaşlarında genç bir kız geldi, uyuşturucu kullanmaktan dolayı metabolizması çökmüş. Sürekli kusuyor ve hiçbir şey yemiyor. Muayene etmemize de izin vermiyor. Belli başlı sıkıntılarının olduğu çok açık çünkü ailesine karşı çok asi davranıyor. Ailesi de ne yapacağını bilmez halde çaresizce bekliyorlar. Ben de kızı öylece psikoloğa yönlendirmek istemiyorum. En azından bir yardımım dokunsun istiyorum ama bir türlü nasıl yardım ederim bilmiyorum."dedim ve ağzım kuruduğu için bir bardak su içtim. Düşünme sırası Marshall'a gelmişti. Biraz düşündükten sonra gülerek suratıma bakmaya başladı. Çözüm ürettiği her halinden belli olan biricik kocama sabırsız bir şekilde bakıyordum artık.

Hayat Şimdi BaşlıyorWhere stories live. Discover now