5. BÖLÜM

1.7K 45 3
                                    


    Etrafta renkli ışıklar ve loş bir hava vardı. İnsanlar dans ediyor, içiyor ve bla bla bla… Ahenk ile güzel bir sobet yürütüyorduk. Ortak yönlerimiz çoktu. İzlediği filmler, okul hayatı… Benzer bir ilişki o da yaşamıştı. Çocukluğumuzdan, okulumuzdan, çevremizdeki insanlardan konuştuk. Kız arkadaşları ile tanıştırdı beni. Daha sonra arkadaşları yanına çağırınca gitti. Beni de götürmek istedi ama ben pek oralı olmadım. Otururken içtiğim normal meyve suyu, bakın normal, bakışırken yanıma Atlas geldi.

Atlas:
“Seni buralar sarmadı sanırım.”

“Sizden başka arkadaş edinmedim ve pek bu mekanlarda takılmam.”

Atlas:
“Bu yüzden meyve suyu ile bakışıyorsun.”
  Gülmeden edemedim. Meyve suyumdan bir yudum daha aldım. O sırada atlas bir bardak içki istedi.

Atlas:
“Gitmek istediğin bir yer varsa gidebiliriz. Bizim için sorun yok.”

“Hayır, takılın siz. Ben böyle de gayet iyiyim. meyve suyum bana yetiyor.”
   O da bu sözlerime karşılık güldü.

Atlas:
“Herkes sana bakıyor.”

  Kaşlarım havalandı ve çevreme baktım. Evet, bazı erkeklerin baktığı doğruydu.

Atlas:
“Fazla göz kamaştırıyorsun.”

  Bu dediğine karşılık tebessüm ettim, “Teşekkürler. Sende yakışıklısın.” İltifata karşılık, iltifat.
Bakışları gözlerimde derinleşti ve yüzündeki gülücük biraz küçüldü.
“Teşekkürler hanımefendi.”
   Etrafa bakınırken mekandan içeri giren bizimkileri gördüm. En başta Bora’yı. Gözleri ile karşılaşmamak için başımı hızla Atlas’a çevirdim. Ne zaman bu kadar yakın olduğumuzu bilmiyordum ama yaptığım hareket ile burun buruna gelmiştik. Vücudum alarm çalıyordu, çükü yanlış anlaşılmak istemezdim. Ani bir hareketle sandalyemden kalktım.
Atlas:
“Hey, hey sakin ol! Ne oldu?”

“Arkadaşlarım buraya gelmişler.”

Atlas:
“O bahçedekiler mi?”

  Başımı olumlu anlamda salladım. Çevreye göz gezdirdi. Sonra tekrardan bana döndü.

Atlas:
“Onlardan kaçıyor musun?”

“Karşılaşmak istemiyorum. Hele senle birlikte hiç. Olayı çok yanlış anlayıp kavga çıksın istemem.”

Atlas:
“Belki de sandığın kadar kötü bir şey olmaz.”

“Ne demek istiyorsun?” anlamsız bir yüz ifadesi ile ona baktı. Atlas bardağı kafasına dikti ve masanın üzerine koydu.

Atlas:
“Bora, eski sevgilin. Belki de hak ettiği cezayı ona kıskandırarak verebilirsin.”

“Benim amacım bu değil. Dün söylediği sözler çok kırıcıydı. Ama asıl ayrılmak isteyen bendim. Onu böyle büyük bir şey ile cezalandırmaya hakkım yok.”

  Atlas gözlerini kısıp biraz yüzüme yaklaştı, “Ondan severek mi ayrıldın?”

İç sesim, “Maalesef, evet!” diye bağırırken ben, “Hayır!” dedim.

Atlas:
“O zaman onu takmayı bırak ve hayatına devam ettiğini göster. Hadi gel biraz ortama karış.” Dedi ve kolumdan tuttuğu gibi insanların arasına aldı. Ahenk’te yanımıza girdi. Dans etme çabalarına girmişken Bora’nın çatık kaşları ve öfke saçan gözleri ile denk geldim. O sırada telefonunu eline aldı. Aradan beş dakika sonra masaya Atlas ve Ahenk ile tekrardan oturduk. Ahenk biraz içkiyi fazla kaçırmıştı ve saçmalıyordu. Onun bu haline Atlas ile gülerken telefonuma bildirim geldi. Yazan Bora’ydı.

FIRTINAM

Fırtınam: şu çocuklarla gülmeyi kes.

Su perim: seni ilgilendirmez Bora.

Fırtınam: öyle mi?

Su perim: öyle!

Fırtınam çevrimdışı

Su perim çevrimdışı

  Telefonumu cebime attıktan sonra Bora’nın ayaklandığını gördüm. Ne yapacaktı?
*****

Sizce kavga çıkacak mı?

Bora hâlâ Lara'yı seviyor mu?

Atlas hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ahenk hakkında ne düşünüyorsunuz?

Her bölümde ayrı birşey. Hadi ben kaçar gençlik.

(Allah'ım sevinçten öleceğim. Sabah baktığım da sadece 4 kişi okumuştu ama şimdi 19 gözüküyor. Hadi artsın artsın. Bu arada bugün bir yazmışım, üfff. 28. Bölüme geldim. Kankiler olaylar olaylar. Jjfjfjdjs, hadi bays.)

YAZLIKWhere stories live. Discover now