39. BÖLÜM

611 17 1
                                    

 
Babam:
“Çok mu seviyorsun şu Bora denen çocuğu?”

“Çok mu bahsettim?” dedim utangaçlıkla.

Babam:
“Eh, biraz.”

“Sana hemen alışamayacağım, biliyorsun değil mi?”

Babam:
“Bana kızıyorsun değil mi?”

“Biraz. Birazcık kızıyorum ama artık küslük darlık olsun istemiyorum.”

Babam:
“Haklısın. Birazda bana alışmanı beklerim.”

“Annem, annem ile konuşman gerek baba. Bana anlatamadığını gidip ona anlatman gerek.”

  Babam… bu bile iyi hissettiriyordu. Benim aklım ise şimdi annemdeydi. Nereye gitmişti?

Atlas:
“Bence bu akşam tam zamanı.” dedi Atlas bana göz kırparak.

  Hızlıca ayaklandım, “Evet, bu dramatik konuşmaların  ardından hemen duruma alışma modunu açıyorum. Babacım ve cancağız kuzenlerim annemi bulmamız gerek. O hep ağlarken benim yanımdaydı. Şimdi sıra bende. Kalkın gidiyoruz. Bugün aranızı yapma günüdür.”

Babam:
“Bence her şey için erken kızım.”

Ahenk:
“Nesi erken baba? Ayy, yani amca. Off ben şimdi ne diyeceğim sana ya?”

Babam:
“Babadan devam et kızım.”

Atlas:
“12 sene beklemişsiniz bence geç bile.”

“Yürüyün be! Kuzenlerim benim! Şimdi gidip anneme kol kanat gereceğiz. Kalkın hadi.” diyerek hepsini yerinden kaldırdım. Deniz kenarında olduğunu düşünerek o yöne gidiyordum.

Babam:
“Ya çocuklar. Sedef benim yüzüme bile bakmaz yapmayın.”

Ahenk:
“Bence yengem sana hala aşık babamca.”

Atlas ve ben, “Babamca?”

Ahenk:
“İkisini birleştirdim, böyle daha iyi.”

    Babama hemen alışmıştım. Altı sene onla, on iki sene onsuz geçirmiştim. Artık yeniden bir aile olalım istiyordum. Herkesi bulmuşken alışalım istiyordum. Deniz kenarına geldiğimde annem dizlerini kendine çekmiş denize bakıyordu. Herkese ‘sessiz olun’ işareti yapıp annemin yanına ilk ben gittim. Onlarda bizi duyabilmek için iyice yaklaştılar.

“Anne?”

  Annem başını bana çevirdi. Ağlıyordu, hızla yere çöküp ona sarıldım.

Annem:
“Beni bulmuşsun.”

“Senin kızınım ben. Her şekilde sana çekmişim.”
  Annem hafif kıkırdadı. Sonra yine suratı düştü.

“Seni suçladığım için özür dilerim anne. Kalbini kırdıysam özür dilerim. Bence artık olayı tüm gerçekliği ile dinlemelisin.”

Annem:
“O ne demek?”

“Her şeyi dinleyeceğine söz verir misin?”

  Annem ilk duraksasa da sonra başını ‘evet’ anlamında salladı. Arkamdan babamı çağırdım.

“Sevdiğin adamla konuşmaya ne dersin?” diyerek yerimden kalktım ve oturduğum yeri babama verdim. Babam da amma yakışıklı he.
  Atlas ve Ahenk’in yanına koşarak gittim ve onlarla sahilden çıktık.

Ahenk:
“Sizce bu harika çift barışır mı?”

“Artık gerçek bir ailem olsun istiyorum. Hem ikisi de hala aşık. Her şey çözülecek eminim.”

Atlas:
“Şimdi, bizim kuzenimizi kim üzmüştü? Hıh, şu şerefsiz Bora. Onu bulduğum yerde döveceğim.”

Ahenk hemen beni dürttü, “Kuzenciğim, hayırlı olsun. Koruma modu açıldı.” İkimiz kıkırdarken her şeyin ani gelişmesi ve bizi bunu hemen kabullenip ayak uydurmamız çok hoşuma gitmişti.
*****

  Uzun zaman sonra tekrar sahalardayım gençler. Jjjsjsjs. Nasılsınız? Ben iyiyim, çok çok iyiyim. Herşey tıkırında. Tabi siz daha buralardasınız.
  Kitapta okumak, görmek istediğiniz sahneler varsa lütfen bana yorumlarda belirtin. Tabi yorum yazan yok. Tek tük kişilerle gidiyoruz bu yollarda ama. Sorun değil. Yazmaya devam. Başladık sonunu getirmeli en azından.

Görüşürüz

YAZLIKWhere stories live. Discover now