64. BÖLÜM

373 15 6
                                    


1 yıl sonra...

"Ya Atlas! Ne mısır atıp duruyorsun kafama?"

Atlas kahkaha attı, "Canım istiyor. Canım senle uğraşmak istiyor." Atlas kafasına bir yastık yediğinde ikimizde şoka girmiştik. Yastığı atana baktığımda canım kardeşim Bulut'u gördüm.

Bulut:

"Sen kimsin lan benim ablamla uğraşıyorsun?"

Reis sakin!

"KARDEŞİM BENİM."

Bulut'ta aynıyı tepkiyi verip iki yana açtığım kollarım ile bedenime sarıldı.

Bulut:

"ABLAM BENİM."

Ahenk içeriden geldi ve koltuğa oturdu, "NE kardeşelr var. En azından sevgilisini dövmüyor."

Atlas:

"Sus Ahenk, hiç girme o konulara. O çocuğu sevmiyorum dedikçe sen gittin bana inatmış gibi onunla sevgili oldun. Asıl ne kardeşler var." Diyerek mısırdan yedi ve Bulut'un attığı yastığı Ahenk'e fırlattı.

Bulut ile sarılmayı bırakıp koltuğa yerleştiğimizde Ahenk'in kulağına fısıldadım, "Çok kırık var mı?"

Ahenk:

"Yaşaması mucize. Elinden zor kurtardım." Dediği şeyle kıkırdadım.

Film bittiğinde birlikte tabu oynadık. O sırada annem kapıdan girdi.

Annem:

"Ooo, gençler. Var mı bana da yer?"

Atlas:

"Olmaz mı Sedef ablam. Gel gel."

Annemin çantasını köşeye attı ve yanımıza geldi. Tabu oynamayı bırakıp masaya yaydık okeyleri. O kadar ciddiyete almıştık ki kavga çıkıyordu.

Atlas:

"Lara at şu taşı başlayacağım düşünmene ha!"

"Lan sus bir! Kaybetmek istemiyorum!"

Atlas:

"Lan at artık! Delirtme beni! Senin yerine atacağım şimdi!"

Atlas'a o kadar çok sinirlenmiştim ki elime geçen ilk taşı yolladım. Annem taşı aldı ve gülmeye başladı. Benim ise yüzüm düştü.

Annem:

"Gençler! Bu oyun biter."

"Al attım oldu mu?!"

Atlas:

"Lan düşündün o kadar beynin bu kadar mı yetti?"

Annem ise gülmeye devam ediyordu. Ahenk çay servisi yapıyor ve bizi izliyor, puanları tutuyordu. Bulut karşımda gülerek bizi izliyordu.

Atlas:

"Hay ben senin yapacağın işi ya!"

Bulut:

"Yüklenme ablama!"

"Duydun mu kardeşimi?" Bulut ile ellerimizi tokuşturduk. Onunla gerçekten kardeş gibi olmuştuk. Beni hep koruyor, kolluyordu. Bende aynı şekilde onu. O sırada telefonumun çalması ile masada çıkan tartışmayı bırakıp odama geçtim.

-Alo, sevgilim.

-Alo, çikolatalı makarnam. Bir balkon kapısını açar mısın?

Yüzüm anlamsız bir ifade kaplamıştı. Balkona doğru ilerleyip peresini çektiğimde karşımda Bora'yı gördüm. Elinde bir demet papatya sarılıydı.

YAZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin