30. BÖLÜM

708 22 3
                                    


   Gözlerimi açtığımda Bora ile sarmaş dolaştık. Kokusunu içime çektim ve yavaşça doğruldum. O sırada belimden tutup yine kendine çekti Bora. Gözlerini açtı ve gülümseyerek bana baktı.

Bora:
“Günaydın sevgilim.”

“Günaydın.”

Bora:
“Nereye?”

  Gözlerimi devirerek cevap verdim, “ izninle lavaboya gideceğim.”

Bora doladığı eli serbest bıraktı. Hızla kalkıp lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama tekrardan girdiğimde Bora aşağı inmişti. Dolabımı açıp üstümü değiştirdim. Basit bir şort ve tişörtüm ile odamdan çıktım.

   Bizimkiler kahvaltıyı hazırlıyordu. Bende mutfağa geçip yardım ettim. Hep beraber kahvaltının başına oturduk.

Kayla:
“Laracım, bugün Bora ile dışarıda vakit mi geçirseniz? Hep bizimle birliktesiniz.”

Bora’ya baktığımda bana göz kırptı.

“Olur.”

Bora:
“O zaman çabuk kahvaltını bitir sevgilim. Çünkü seni çok sevdiğin bir yere götüreceğim.”
***

   Kahvaltıyı toparladıktan sonra tekrardan odama çıkıp hazırlandım. Gideceğimiz yeri çok merak ediyordum. Acaba beni nasıl bir yere götürecekti?
Aşağı indiğimde Bora arabaya yaslanmış beni bekliyordu. İşte o an aklımda yine şimşekler çaktı.

“Bora nereye götüreceksin beni? Bak gözlerim kapalı iyice heyecanlanıyorum.”
   Bora küçük bir kahkaha attı.
“Merak etme sevgilim. Harika bir yere geldik.”

   Gözlerimi açtığımda karşımda çok güzel bir yer ile karşılaştım. Harika bir piknik alanındaydık. Etrafta güneş süzmeleri dolaşıyordu. Ağaçların dalları birbirine girmişti. Her yerde çiçekler. Masallardan fırlamış gibiydi. Birazdan bir tek boynuzlu at çıkacaktı sanki.

“Bora… Burası neresi?”

Bora:
“Burası aşıkların bulunabileceği özel bir yer sevgilim.”

Hızla Bora’ya sarıldığımda dengesini kaybediyordu. Beni sıkıca tutup etrafında döndürdüğünde gülmeye başladım. Bu çocuk benim aklımı başımdan alıyordu.

   Başımın dönmesi ile kapıya tutunmaya çalıştım ama elim kaydı. Merdivenlere düşmem bir olduğunda başım zonkluyordu.

Bora:
“Lara! Lara ne oldu?”

“Ben bir şeyler hatırladım, yine.”

Bora: “Tamam, tamam gel.” Kucaklayarak bahçeye tekrar girdi. Sandalyeye oturduğumda Gece yanıma ilaçlarım ile geldi.

Bora:
“Hadi gel bunları iç. İyi hissedeceksin.”

   İlaçları içmeme rağmen hiçbir etkisi yoktu.

“Etki etmiyor. Başım dönüyor.”

Kayla:
“Ama hep işe yarardı. Ne olu ki?”

   Tekrardan gözlerimi sıkıca kapattığımda bu sefer bir şey hatırladım.
*****

  Daha sonra Atlas ile sohbetimiz devam ederken Bora’ya doğru baktığımda Ahenk ile konuştuğunu gördüm. Ahenk Bora’nın dediklerine gülümsüyor, arada o da bir şeyler diyordu. Atlas onlara arkası dönük olduğu için hiçbir şeyin farkında değildi. Gözlerimi ayırıp Atlas’a baktığımda tek kaşı kalkmış bana bakıyordu.

“Pardon, çok özür dilerim. Cidden, benim sadece gözüm dalmış.”

Atlas gülmeye başladı, “Sakin ol, bana açıklama yapmana gerek yok. neye bakıyordun ki?” diyerek Ahenk’e döndü. Gördüğü şeyle olduğu halde kaldı. Ben ise içimde büyüyen heyecan ile ne olacak diye bakıyordum.
  Atlas gözlerini kapayıp bir küfür savurdu.

Atlas:
“Bunlar niye dip dibe lan?” diyerek ayaklandı. Bende arkasından tabi.

“Arkadaş olmuşlar işte ama baya yakın olmuşlar.” Sanırım şuan ikisinin uzaklaşması için kavga çıksın istiyordum. Az değildim bende. Bir dakika ya? Ne yapıyorum ben?

Atlas:
“Çok güzel yakın yapacağım şimdi ben onları.” Diyerek Onlara doğru yürümeye başladı. Yavaş adımlarla arkasından gittim. Uzaktan izlemek olmazdı.

   Bizimkilerde dinlenmek için oturdukları yerden kalkıp ne olduğuna bakmaya başladı.

Atlas:
“Ahenk!” diye seslendi Atlas. Emre ve Çınar koşarak kavga çıkmasın diye yanlarına gitti. Kızlarda hemen yanıma geldi.

Gece:
“Ne oluyor ya?”

Kayla:
“Lara. Sen bir şey mi yaptın? Bu sırıtış hiç hayla alamet değil.”

“Şey… Ben biraz Bora’yı kıskanmış olabilirim. Atlas’ta kardeşini kıskanmış olabilir.” Diyerek ellerimi iki yana açtım. Tam o sırada Atlas Bora’ya yumruk attı. Çınar ve Emre araya girdi. Ahenk’ten bir çığlık koptu. Ellerim havada öylece dona kaldım kızlar ise gözerini kısıp bana baktı.

“Tamam, evet. Hak etti bence.” Diyerek gülümsedim.
     O sırada Bora’da Atlas’a yumruk attı. Atlas yine üstüne atılacak gibi oldu ki ben olayın daha fazla uzamasını istemediğim için koşarak araya girdim. Ellerimi ikisini durdurmak için açtım.
“Yeter! Uzatmayın.”

   İkisi  de olduğu yerde durdu. Bora elini serbest bıraktı. Atlas yakasını düzeltti. Atlas’a dönüktüm. Ahenk’e kızgın bir boğa gibi bakıyordu. Ahenk hızla Atlas’ın arabasına doğru yürüdü. İkisi de çok kızgındı. O iki kardeşin kavga etmesini istemiyordum. Atlas’ta giderken ona bir şey demek için birkaç adım attım ve bileğimden biri çekiştirince arkamı döndüğüm anda Bora’nın göğsüne çarptım.
   Kaşları çatıktı, gözlerinden alev püskürüyordu. İlk başta dondum kaldım. Nefesi yüzüme çarpıyordu.

“Ne oldu?” dedim sakince.

Bora:
“Birde ne oldu diyor ya! Sen beni deli mi etmek istiyorsun? Hem Ahenk ile aramı yapmak istiyorsun, hem de kıskanıp olay çıkartıyorsun. Sen ne istiyorsun? Sen benden, bizden ne istiyorsun?! Hatırlatırım bizi bitiren sendin!” Yüzüme öyle bir haykırmıştı ki korkmuştum. Öylece ona bakıyordum. Kendimi toparladım ve kaşlarımı çattım.

   Bu an… Atlas dün gece anlatmıştı ama bu kadar detaylı değildi. Bora  bana neden kızıyordu? Ben neyi bitirmiştim? Ahenk ile Bora’nın arasını neden yapmak istemiştim? Biz Bora ile ayrılmış mıydık? Yoksa Bora ben böyle her şeyi unuttum diye mi benle sevgili? Bora beni gerçekten sevmiyor mu? Bora bir başkasını mı seviyor? Bora’nın sevgilisi mi var? Yoksa… Bora’nın sevgilisi Ahenk mi?
*****

Lara'nın kafası çok karıştı. Peki bu fikirlerden dolayı ne olacak? Herşey ortaya çıktığında ne olabilir? Bölümü beğendiniz?
Bugün iyi misiniz?

YAZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin