7.BÖLÜM

1.6K 38 2
                                    


  Bu kadar ileri gitmezdi. Gitmemeliydi ama yaptı. Kalbimi tam ortadan ikiye böldü. Ve ben sadece köşeden bakakaldım. İkisi ayrıldığında Bora kızı ittirdi. Çınar ve Emre’de ayaklanmıştı. Ben ne zaman çatıldığını bilmediğim kaşlarım ile öfkeden içim fakur fakur olmuş bir halde burnumdan soluk alıyordum. Ama hiçbirine hakkım yoktu. Ne kızmaya, ne gidip tokat atmaya, ne de başka bir şeye… olduğum yerde bakmakla yetindim. Gözlerimi çokça ayırmak istedim ama birisi sanki beni o manzaraya bağlamıştı. Gözlerim donmuş kalmıştı.
   Atlas kolumdan nazik bir biçimde tuttu ve kulağıma doğru yaklaştı, “Bence görmen gerekeni gördün. O seni unutmuş. Artık gitmeye ne dersin?”
   Haklıydı, sonuna kadar haklıydı. Ona dönüp dolmuş gözlerimle baktım ve kısık çıkan sesimle “Olur.” Dedim. Arkamı dönmüş mekandan çıkarken duyduğum son ses Bora’nın bana seslenişi oldu. Ben onun sesini duyunca korkmuş yavru ceylan gibi adımlarımı hızlandırdım ve Atlas’ın arabasına bindim.
   Atlas’ta arabayı çalıştırdı ve eve doğru sürdü. Ahenk arkada horul horul uyuyordu. Başımı arkaya doğru bıraktım. Gözyaşlarım sessizce dökülüyordu. Boğazımda bir yumru vardı. yutkunmama rağmen geçmiyordu. Gözyaşlarım sakince inerken Bora ile yaşadıklarım aklıma geldikçe geliyordu. Bu sefer hıçkıra hıçkıra ağladım. Ellerim ile yüzümü kapattım.
    Atlas’ın ne zaman arabayı durduğundan haberim bile yoktu ki ellerimi tutup yavaşça geri çekti.
Atlas:
“Seni ağlatmaya hakkı yok.” elindeki peçeteyi bana uzattı. Mahcup bir şekilde gözlerimi ondan kaçırıp mendili aldım. Gözyaşlarımı sildim, kendimi iyice toparladıktan sonra bana bakmaya devam eden Atlas ile göz göze geldim.
   Kemerini hızla çözdü ve arabadan çıktı. Arabanın önünden dolaşıp benim kapımı açtı. Başı ve göğsü ile dip dibe geldim. Kemerimi çözdü ve tekrardan arabadan çıktı. elini bana doğru uzattı.
Atlas:
“Hadi gel.”
   Elini tutup tutmama konusunda gidip geliyordum. En sonunda elinden tuttum ve arabadan indim. Deniz tam olarak karşımızda ve uçsuz bucaksızdı.
  Derin bir nefes aldım, derin bir nefes verdim…

Atlas:
“Daha iyi misin?”

Buruk bir tebessüm ile dönüp baktım, “Eh işte şöyle böyle.”
  İkimizde sessiz kaldık. Tek kelime etmedik.

“Sen haklıydın. O beni unuttu. Görmem gerekeni gördüm. Bu benim onun için son ağlayışımdı. Artık gözümde hiçbir değeri yok.”

Atlas elini omzuma koydu, “Gitmek ister misin?” başımı olur anlamında salladım ve arabaya tekrar bindik. Penceremi açtım ve oradan dışarıyı izledim.  
  Benim kalbimi olduğu yerden ikiye bölmüştü. Hiç düşünmeden. Belki de ben orada değilim diye böyle bir hareket yaptı. Sabahına yine benim peşimde koşacaktı belki de. Hatta belki de sevgiliyken de başka kızlarla buluştu. Buluşmuş mudur?
  Ona olan bütün güvenim yerle bir olmuştu şimdi. Enkazda bırakmıştı beni. Ve ben kendi enkazımda çiçek arıyordum, yepyeni bir umut…
*****

  Yine ben, evet evet biliyorum. Çok konuşmayacağım.bölüm hakkında fikirleri alayım?

YAZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin