47. BÖLÜM

553 16 3
                                    


  Saatler kalmıştı Bora ile buluşmaya gideceğim yere. Yani gelecek mi bilmiyorum aslında ama gelecek eminim. Gelir yani. Gelir dimi?
   Beyaz uzun elbisemi giymiş ve saçlarımı lüle haline getirmiştim. Aynanın karşısında kendime bakıyordum.

Çınar:
“Ya hadisene kızım!” diye bağırdı aşağıdan Çınar.

“Geliyorum!”
  Aşağı düşmemek için yavaşça indim. Merdivenleri bitirdiğimde salondaki herkes bana bakıyordu.

Kayla:
“Ya çok güzelsin. Heyecanlı mısın?”

“İlk günkü gibi.”

Gece:
“Ayy, bir gün seni bir de gelinlikle göreceğiz.”

Atlas:
“Kuzen olduğumuzu bilmesem gerçekten yavşardım.”

“Öhm. Hadi artık gidiyorum ben. Saat yaklaşıyor.”
  Kapıdan çıkıp koşarak beni bekleyen taksiye bindim.  Kalbim küt küt atarken o ilk çıkma teklifi ettiği gün aklımda film gibi tekrar edip duruyordu.
***

  Bir köşeye sinmiş Bora’nın gelmesini bekliyordum.  Ben geleli yarım saat olmuştu ama Bora yoktu. Sanırım gelmeyecekti düşüncesi aklımı kurcalarken bir tarafım umutla bekle hadi gelecek diyordu. Sizce gelecek miydi?
  Saat sekiz olmuştu ama Bora hala yoktu. Zaten buluşma saatimiz çoktan geçmişti. Evet, gelmemişti. Gelmeyecekti. Gitme zamanım gelmişti sanırım. Plan iki işe yaramamıştı. Sanırım Bora gerçekten beni silmişti.
   Bu kadar basit miydi? Gerçekten hemen vazgeçilecek kadar değersiz miydim?

“Gelseydin ne olurdu be vicdansız çocuk? Bu kadar mı hızlı sildin beni.” Diye dışımdan tekrar ettim. Derin bir soluk verip arkama döndüğümde bir bedene çarptım.
“Özür dilerim. Ben-
  Bakışlarımı yukarı çıkardığımda sinirden kuduran bir adet Bora duruyordu.
Bora:
“Ne o? Ektimi seni biricik Atlas’ın?!” dedi sesine hakim olamayarak. Dediği şey ile kıkırdamaya başladım. Anlamsız gözlerle beni süzdü. Bu halini gördükçe iyice gülesim geldi ve bu sefer gülüşümü saklamadan kahkaha atmaya başladım.

Bora:
“Neye gülüyorsun kızım? Komik bir şey mi var?”

“Ya, çok özür dilerim. Vallaha yani biraz erken gelseydin aslında ilk çıkma teklifimize benzetecektim bu buluşmayı.”

Bora:
“Atlas’la mı?” dedi sorgular ve huysuz sesi ile.

“Hala Atlas diyor. Yok Atlas matlas. Sen diyorum, sen erken gelseydin diyorum.”

  Elinden tutup dönme dolaba çekiştirmeye başladım neye uğradığına şaşıran Bora ise beni takip etti. Sarı   olana bindik. Hızlıca yanıma oturttuğumda dönme dolap çalışmaya başladı.

Bora:
“Sen, nasıl?”

“Balık oltaya geldi kısacası. Sinem ile ayrıldığını biliyorum. Sinem’in yaptıklarını. Yani bu hikayede çokta yer edinemedi kızcağız. Ayrılmanızı gözlerim ile şahit oldum. Her şeyi Sinem’den öğrendim. Atlas sadece oyunun parçası. Her şey bizim içindi Bora. Şimdi üç sene sonra aynı yerde, tekrardan biz olalım mı?”

Bora yüzümün her bir detayına öyle bir bakıyordu ki. Her an yiyecekmiş gibi. Burada iç sesimin çıkıp laf etmesi gerekiyordu. Cidden o nerelere kaçtı?

“Merak etme buradayım. Yediğin haltları izliyorum. Ve şimdiki güzelliğinize. Hadi kız öp artık.”  Hoş geldin iç ses. Şükür buradasın.

Bora:
“Senden asla vazgeçemem Lara. Sensiz bırakma beni olur mu?”

“Asla.”

Bora:
“Bence bundan sonrası için kelimelere ihtiyaç yok.” dediğinde çoktan dudaklarıma kapanmıştı. Bir eli ile elimi tutarken, diğer eli boynuma gitmişti. Öpüşüne karşılık verirken ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Fazla ayrı kalmıştık. Evet, karışık bir hikayemiz olabilirdi ama her şeyine değmişti. Biz bizsiz yapamıyorduk.
  Dudaklarından ayrıldığımda bir tanesi ile tatmin olmuşa benzemiyordu ki bir defa daha nefes nefese öpmeye başladım. Eli boynumdan belime gitti. Sıkıca kavrayıp beni kendine çekti. Göğsüm göğsüne çarptı. Ellerimi onun boynuna sardım ve iyice kendime çektim. Ayrıldığımızda alnını alnıma yasladı. Nefeslerimiz birbirine çarpıyordu.

“Seni çok seviyorum.”

Bora:
“seni çok seviyorum.”
*****

AGAAGAAGAAG
DELİRİYORUMMMMM.

Bölüm nasıldı?

Lara ve Bora barıştı. Sizce bundan sonra mutlu olurlar mı?

Bundan sonra hikaye nasıl ilerler?

Ben giderrrr..

YAZLIKWhere stories live. Discover now