12. BÖLÜM

1.5K 33 1
                                    


  Sanki bu son öpüşümüzmüş gibi dolandık birbirimize. Ellerini belime dolayıp iyice çekti kendine. Sanki bu ilk ve sonmuş gibi… Öptükçe öpüyordum. Sanki bu mesafe bile yetmiyordu bize ki daha da birbirimize yaklaşıyorduk. Ellerimi boynuna doladım. Kendime çektim daha da. Artık biliyordum ki ayrılmalıydık. O sırada yine ilk öpüşmemiz geldi aklıma. 

3 sene önce

   En son ki arkadaşça konuşmamızda Bora bana bir konum attı ve oraya gelmemi istedi. Kalbim hızlı hızlı çarpıyordu. Attığı konum bir lunaparktı ve beni çağırma sebebini düşünüyordum. Aklımdan bir sürü senaryo geçiyordu. Taksiden inip lunaparka girdim. Telefonumu çıkartıp Bora’ya yazdım.

Lara: Ben geldim :)

Bora: güzel :)
Bora: şimdi gişeden dönme dolap için jeton al ve sarı olana bin.

Lara: peki

   Mesajlardan çıkıp gişeye ilerledim. Jeton aldıktan sonra dönme dolaba ilerledim. Dediğini yapıp sarı olana geçtim. Tekrardan telefondan mesajlara girdim. Oturduğum yerde çiçekler vardı. kalbim iyice hızlanmıştı. Yerinden uçup gidecekti sanki. Çiçekleri elime alıp kokladım.

Lara: ben geçtim. Şimdi ne yapacağım?

Bora: gözlerini kapat

Telefonumu koyup gözlerimi kapattım. Birkaç tıkırtı duydum. Sonra dönme dolap çalıştı. İlk sallanışta korktum. O sırada elimi biri tuttu. Ben ise olayın şaşkınlığı ile gözlerimi kapıyordum. Tam o sırada kulağıma sıcak bir nefes geldi.
Bora:
“Açabilirsin.” Diye fısıldadı.
   Gözlerimi açtığımda Bora ile burun buruna geldik. Gözleri üzerimde dolandı.

Bora:
“Çiçekleri beğendin mi?”

“Evet, çok güzeller.” Sesim titremişti.
Bora’nın yüzünde küçük bir tebessüm oluştu.

Bora:
“Üzgünüm, senin kadar güzel kokan bir çiçek bulamadım.”

  Kalbim bir kelebek gibiydi. İçim yumuş yumuş oldu. Hiç hissetmediğim bu hissi tarif edemiyordum. Kendimi kaybetmiştim. Kendimi onun fırtınasına bırakmıştım.

Bora:
“Sana bir şey itiraf etmem gerek Lara. Ben bir periye aşık oldum.”

Lara isminin anlamı su perisiydi ve bazen bana böye söylüyordu. Peri…

Bora:
“Ben sana aşık oldum.”

“İçimdeki kelebekler dışarı çıkacak birazdan.” Ayy bunu sesli mi söylemiştim?
   Bora’nın yüzündeki gülümseme büyüdü. Başını öne eğdi ve sonra tekrardan bakışlarını bana çıkardı. Dudaklarıma baktı.

Bora:
“O zaman birazdan yapacağım şeyle o kelebekler coşacak.” Anlık olarak afallamıştım. Ben dediği şeyi anlarken o şey çoktan gerçekleşmişti. Dudaklarımda hissettiğim baskı ile bir hikayeyi başlatmıştı. Bende öpüşüne karşılık vererek ona olan hislerimi belli ettim.

(Temsili)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Temsili)

    Hayatımın en güzel günü o gündü. O gün masum bir öpücükken şimdi hiç bitmesini istemediğimiz bir ateşin içine girmiştik. En sonunda dudaklarımı ondan ayırdım. Gözlerim dolmuştu, içim acımıştı.
    Bora bundan tatmin olmuş olamayacak ki tekrardan öpmeye başladı. Bitmesin istiyorduk. Ayrılamayalım. Çok yorulmuştum her şekilde ve sonumuzu ben getirdim.
    Nefes nefese ayrıldı dudaklarımız. Nefesi nefesime çarpıyordu. Kalbim göğsümü deliyordu.

Bora:
“Senin esirin oldum.”

  Daha fazla burada durmamam gerekiyordu.
“Bora gitmek istiyorum.”

Bora:
“Yine mi?” dedi kırgın çıkan sesi ile. Hiç gitmemi istemediği o kadar belliydi ki. Çok bağlıydık birbirimize. Nasıl uzak duracaktık bu kadar yakınken?

Bora:
“peki. O zaman sadece cevap ver ve sonra özgürsün. Neden benden kaçıyorsun?”

“Çünkü biz ayrıldık.”

“Hadi canım, şaka yapıyorsun?” diye konuştu iç sesim.

Bora:
“Bu bir cevap değil.” Gözlerini gözlerime dikti. Eli elime sürtüyordu. Sanki hipnoz etmişti beni kendine. İlk günkü heyecanla atıyordu ama bu benim için iyi bir şey değildi.

“Bora… Senden kaçtığım yok. Bu durumumuza ikimizde alışabilmiş değiliz.”

Bora:
“Alışmak zorunda değiliz ki Lara. Biz tam üç seneyi birlikte çok mutlu geçirdik. Aramızda her şey yolundayken bir anda geldin ve ayrıldın. Açıklama yapmadın bile doğru düzgün. Lütfen, bir şey de artık. Saklıyorsun farkındayım.”

“Sana kızgınım Bora. O gün, Gece ile tartıştığımız ve sonrasında tekrar geri geldiğimde söylediğin laflar ağırdı. Üç senemize yazıksa neden hala…”

Bora:
“Sinirle söyledim. Kaldıramıyordum böyle olmayı. Bu manalı konuşmaları, benden uzak olmanı. O an patlak verdim ve hiç gerçeği olmayan sözler döküldü dilimden.”
Bir adım uzaklaştım ondan.

“Peki ya bir başka kızı öpmen?”

Bora:
“Ben onu öpmedim ki aniden… Bir dakika, sen beni kıskandın mı?” yüzünde yayılan gülümseme ile kendime kızdım. Ele vermiştim.

“Alakası yok. Sadece ayrıldığımız için böyle üzülürken başka bir kız ile öpüşmen ve daha sonra da çok marifetmiş gibi ‘pekte iyi değildi’ demen hiç hoş değildi. Hem sana olan güvenim iyice zedelendi bu hareketten sonra. Benimle birlikteyken…”

Bora sinirle susturdu beni, lafımı böldü.
Bora:
“Sakın, Lara! Ben senleyken, senden başkasını görmezken bunu sakın söyleme. Ayrıca o kız bizim bölümdendi. Öyle bir hareket yapacağı aklıma gelmemişti.”

“Hiç üste çıkma. Atlas ile beni görmeyi sindiremedin de o kızla o kadar yakın oldun.”

Bora:
“Evet yaptım! Peki sen ne için Atlas ile bu kadar yakınsın?”

“Ben Atlas ile arkadaşım. Hem Sanane ya! Ayrıldık biz.”

Bora:
“Bazen erkeklerinde kırılabileceğini sana kaç defa hatırlatmam gerek.”

  Kalbim paramparça olmuştu. Aramızda her seferinde büyüyen boşluk, derinleşmişti. Gözlerimiz sabitlenmişti. Göğsü aşağı inip kalkıyordu. Sinirlenmişti, kıskanmıştı, kırılmıştı, mahvolmuştu… Bende ondan farksız değildim.
   Cebinden çıkardığı anahtar ile yanımdan geçip kapıyı açtı ve eli ile yol gösterdi.

Bora:
“Al. Alamadığım cevaplara rağmen, git. Daha fazla kalbimizi kırmayalım.”

  Bora’ya baktım. Gitmek isterken ayaklarım ilerlemiyordu. O sırada göğsüm ağrıdı. Kaldıramıyordum. Daha fazla durmak itemediğim için çıkıp gittim. Arkamdan ise bakmak ile yetindi. Sonrada kapı çarpma sesi duydum. Kendi kapımı açıp eve girdim ve bende kapattım. Göğüs kafesime bir ağrı çökmüştü. Elim ile ovalamaya başladım. Salona geçip koltuğuma oturdum. Derin derin nefesler aldım. Ağrım biraz geçince mutfağa ilerleyip ilaçlarımı içtim.
   Tekrardan temizliğe geri döndüm ama aklım hep Bora’daydı.
*****
   Bora'ya yakıyoruz bugün. Ama o çocuğa da yazık be.

YAZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin