15. BÖLÜM

1.3K 35 0
                                    

   Kahvaltımı yaparken annem ilaçlarım ile geldi. Masaya koyduğunda bıkkınca baktım ve göz devirdim.
Annem:
“Hiç kaçamazsınız hanımefendi. Bu ilaçları gözümle içtiğini gördüğümde işe gideceğim.”

Gece:
“Daha dün hastaneden çıktın hatırlatırız.”

“Off, tamam tamam.”

  Haplarımı içtiğimde annem bol bol tembihleyerek arabasına bindi. Bora’nın evlerine baktığımda kimse yoktu.

“Kızlar, Bora’yı hiç gördünüz mü?”

Kayla:
“Bora öldü.”

Dediği şeyle olduğum yerde çivilendim, “Ne diyorsun Kayla sen?”

Kayla:
“güzelim, dün çocuğu kendi ellerinle öldürdün ya hani. Anlattın bize de.”

“Kayla üzerime gelmeyin, yorgunum.” Diyerek bahçeye girdim ve hamağa uzandım. Onlarda peşimden gelip sandalyeye oturdular.

Gece:
“Ee, Kayla? Emre ile nasıl gidiyor?”

Kayla:
“Yani çok hızlı başladı. Zaten ondan hoşlandığımı biliyordunuz. O gün Bora ile Lara’nın kavga ettiği gece beni sevdiğini söylemişti. Bende ona açılınca olanlar oldu.”

“Ama yakışıyorsunuz, Emre iyi çocuktur. Zamanında az gıcıklık yapmadı kendisi bana.”

Gece:
“Hatırlıyor musun? Bora ile sevgili olduğunuzu okul bahçesinin ortasında, “O benim yengem oldu!” diye bağırmıştı.”

“Off hatırlamaz mıyım? Rezil olmuştum. Çok utanmıştım.”

Kayla:
“O zamanlar çok utangaçtın. Bir keresinde de Bora’nın üstüne düş diye seni ittirmişti benim hayvan sevgilim.”

  Aynı anda güldük.

“Neye uğradığıma şaşırmıştım.”

Gece bir iç çekti, “Güzel günlerdi. Umarım daha güzel günlerimiz olur.”

“Siz mutlusunuz. Burada olmamıza sizin daha çok birlikte vakit geçirmenize vesile oldu. Bizim ise daha çok üzülmemize.”

Kayla:
“Öyle deme. Hemen pes etme Lara. Bu kadar çok severken siz ayrı duramazsınız.”

Gece:
“Ne oldu senin üç çocuk, bir köpek ve bahçeli ev hayallerin?”

“Hayal olarak kaldı Gece.”

Kayla ve Gece birbirlerine baktılar hamağa gelip yanıma oturdular. Kayla elini kalbimin üzerine koydu.

Kayla:
“Biz asıl kalbinden geçenleri dinlemek istiyoruz Lara. Çünkü önemli olan buranın ne dediği.”

Gece:
“Evet, kalbin kırıldı. Bizde çok iyi biliyoruz geçirdiğin her bir günü. Senle beraber her şeye atlatmaya varız biz.”

   Duygulanmıştım, başımı tamam anlamında salladım. Çınar ve Emre Gece ile Kayla’yı çağırmıştı. Gitmek için ayaklandıklarında boğazımdaki düğüm ile konuştum.

“Aslında o hayallerin gerçekleşmesi için elimden gelen her şeyi yapardım kızlar. Ben onun kalbini kırdım, o da benim kalbimi. Birbirimizin merheme iken ben ne yapacağımı bilemedim ve onu kendimden uzaklaştırdım. Her gün ağlayarak kalkarken karşı tarafta onu görme sevinci ile kalkıyorum. Bana yaklaşmak için yaptığı her hareket kalbimi okşuyor ve ona ilk günkü kadar aşık hissediyorum. Olmuyor dediğim tek şey kalbimin yorgun olduğu için ona karşı bir duvar örmüş olması. Çünkü kalbimde tamir edilecek o kadar çok şey var ki. Ameliyata az zaman var ve ben daha fazla üzücü bir şey istemiyorum.”
 
   Kalbimden dökülen her söz ile kızlar yanıma gelip bana sarıldılar. Tanrım! Bu o kadar iyi geldi ki. Sarılamaya o kadar çok ihtiyacım vardı ki.
  
   Gitmemek için ısrar ettiler ama ben yine de yolladım. Onlar gidince yukarı çıkıp yarım kalan kitabımı aldım ve tekrardan hamağa yerleşip okumaya başladım. Kitabı bitirdikten sonra telefonuma gelen mesajlara baktım. İçeri girip meyve suyunu bardağa boşalttım. Tam o sırada elim boynuma gitti ve kolyemin olmadığını fark ettim. Ama kolyem neredeydi? Bu kolye benim için çok önemliydi. O kolyeyi bana Bora doğum günü hediyesi olarak almıştı.
   Sonra evin altını üstüne getirdim ama bir türlü bulamadım. Denizde düşürmüş olmaktan korktum ama bir dakika. Bu kolye şeyden beri yok. Bora’nın evinden ayrıldığım günden beri! Öpüştüğümüz gün! Orada düşmüş olabilir miydi? Her yeri arayıp bulmam gerekiyordu.
   Hemen evden çıkıp kapıyı kapattım. Bora’nın evinin arka bahçesine geldim. Arkadaki sürgülü kapı kitli değildi. İçeri dikkatli bir şekilde girdim. Kızlar Bora’yı dışarı çıkarken gördüğünü söylemişlerdi. Yine de eve gelmiş olabilir diye düşünerek sessiz oldum. Koridora geçip bakındım ama kolyem burada yoktu. Belki de onu bulmuştu ve bir kenara koymuştu. Olabilir miydi? Olabilirdi. Odasına çıksam mı ki?
   İç sesim çıktı ortaya yine, “Lara. Sen direk buna yakın olmak için bahane arıyorsun be kardeşim. İçinden dua da ediyorsun farkındayım.”
Saçmalama!
“Ben iç sesinim. Her şeyi biliyorum.” iyi halt ediyorsun!
    Yukarı doğru çıkmaya başladım. Odasına girince her zaman ki parfüm kokusunu aldım. Buram buram kokuyordu! Buraya benim dışında başka hiçbir kız girmemeli! 
   Masanın üzerine ve yerlere baktım. Burada da yoktu. Tam o sırada arkamdan bir ses geldi.

Bora:
“Bunu mu arıyordun?”

  Yavaş yavaş arkamı döndüm ve Bora’nın elindeki kolyemi gördüm.
*****
Bora aşkından ölüyor, yetişiveriiin! Jdjfjgj. Eveett yine ve yeniden ben. Bölüm nasıldı? Lara sende az hınzır değilsin he. Bora kıza hemen saldırma yani anladın işte. Karakterler hakkında fikriniz nedir?

YAZLIKWhere stories live. Discover now