6. BÖLÜM

1.6K 40 6
                                    


   Ne olur kavga çıkmasın! Ne olur… hobaaa! Bora bir kıza sarılıyor? Efendim! Ne?! Bir dakika dalga mı geçiyor bu benimle? Ahahahah! Güleyim de boşa gitmesin!
   Sakin ol Lara! Kurduma, kudurma, kudurma! KUDURUYORUM! Kıskanma, kıskanma, kıskanma! Lan! Kızı öptü! Hem de yanağından! Sarılıyorlar!
   Benim avuç içim niye acıyor? Ha, sıkıyormuşum, pardon! Kıza bak ya, nasıl yılışıyor! Ha, birde gülüşüyorlar!
   İç sesim haykırdı:
Kendisi istedi! Yavşa kız Atlas’a! Yavşanmayacak gibi değil de neyse.”
   Saçmalama iç ses. O yapıyor diye bende yapacak değilim!
   O sırada kulağıma Atlas’ın sesi geldi, “Lara!”

“Hı?”
  Hı mı dedim ben? “HE, dedin valla.”

Atlas:
“Hı mı? Bora’ya öyle bir bakıyorsun ki? Öldürecekmişsin gibi. Çok göze batıyor. Kıskandın mı sen?”

Küçük bir kahkaha patlattım, “Saçmalama Atlas. Ben, ben kıskanacağım?”
   Bora ile kıza tekrardan göz kenarı ile baktığımda içimdeki alev büyüdü. Dip dibeydi ve kız şansımı bulmuşken şey yapayım diyor.

Atlas:
“Artık kalkalım mı ne dersin?”

   Çatılan kaşlarım ile sinirle kalktım. Atlas Ahenk’i kucağına aldı ve dışarı çıktık. Atlas arabaya Ahenk’i sokarken telefonumu içerdeki masanın üzerinde unuttuğumu fark ettim. Off, tekrar içeri girmek istemiyordum.
“Atlas. Telefonumu içeride unutmuşum.”

Atlas:
“Tamam. Ahenk uyudu. Gel beraber alalım.” Başım ile onayladım ve içeri tekrar girdik.
  İçki masasından tekrar telefonumu almışken arkamı dönmem ile birlikte Gece ve Kayla’yı karşımda gördük. Başları öne eğik ikisi de elleri ile oynuyordu. Heh, barışmaya gelmişler.
Gece:
“Güzelim, bebeğim, canım ciğerim.”

Kayla:
“Kelebeğim, çiçeğim, tatlım, çikolatalı makarnam.”
  Ah, Kayla. Çikolatalı markana diye bana Bora söylüyordu!

Geçmiş
Bora’nın evinde, odasını kurcalıyordum. O sırada karnım gürüldedi.
Bora:
“ooo, birileri acıkmış.” İçeri Bora girdi.

“Neredesin Bora? Odana attın beni. Telefonun çaldı, sonra da gittin.”
Yanıma kadar geldi ve elini belime dolayıp kendine doğru çekti.

Bora:
“Buna odaya atmak denmez çikolatalı makarnam. Çok istersen asıl odaya atmayı gösterebilirim.”

“Edepsiz.” Diyerek omzuna vurdum.
  Canı acımış gibi omzunu tutup ah çekti. Şaka yapıyordu pislik ama bu haline bile kıyamıyordum. Vurduğum yeri tekrardan öptüm. Bora’da alnımdan öptü.

Bora:
“Bak şimdi sen öpünce geçti, çikolatalı makarnam.” Bu dediğine karşılık gülmeden edemedim.

   Çikolatalı makarnam…
O sırada Kayla konuşmaya devam etti.
Kayla:
“Kulun köpeğin olalım, affet. Çok yanlış yaptık ama o akşam gitmememiz için çok ısrar ettiler. Bora’yı sakinleştirmek ile uğraştık. Zaten ben geldiğimde etraf dağılmıştı. Bora…”

Gece araya girdi, “Sonra işte etrafı topladık şu bu derken kapıyı kilitlemiştin ve biz eve giremedik. Senden uyudun diye uyandırmak istemedik. Valla yeminlen başka hiçbir şey olmadı. Lütfen affet.”

Atlas’a baktım. Başı ile affetmemi söylüyordu. Sonra biraz düşündüm.
“Affediyorum. Eve gidince konuşacaklarımız var, haberiniz olsun.”

  İkisi birden üstüme atılıp sarıldı.
Gece:
“ee, hadi o zaman bizim masaya gel.”

“Hayır, hayır. O ortama girecek havada değilim. Atlas beni evime bırakacak. Sonra sizde gelirsiniz. Lütfen keyfinize bakın ve biraz geç gelin.”
  İkisi de olur anlamında başı ile onayladı. Tam masaya geri dönecekleri sırada oldukları yerde durdular. Bora’ya son kez baktığımda kızların ney baktığını gördüm.
  Bora o kızla öpüşüyordu…
*****

Hekrese selamlar. Bora, karşim ne yapıyorsun? Kafa nerede? Bu bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Bence bizim Lara Bora'nın burnundan getirir. Atlas ile Lara'nın arasında birşey olabilir mi?
Haydin görüşürüz.

YAZLIKWhere stories live. Discover now