60. BÖLÜM

401 20 5
                                    

  Elimdeki telefonu kapatıp kızların yanına gitmiştim. Ağlıyordum ama bağıramıyordum. Tık çıkarmıyordum, ellerim titriyordu. Gözyaşlarım iki çeşme olmuş ağlıyordum. Kitlenmiştim, anın şokundaydım ve çıkamıyordum. Kızlar halimi görerek yanıma geldiklerinde iki kelimeyi birbirine zor getirmiştim. Babamın öldüğünü duyduklarında onlarda çok şaşırmıştı. Bana sarılarak destek oldular ilk. Kendime gelmem için su içirdiler. Boraları çağırdılar. Bora bahçeden içeri hızla girip yanıma geldi. bedenime yayılan onun sıcaklığı ile daha da ağlamaya başlamıştım. Gözyaşlarım onun omzunu ıslatıyordu. Bedenimi sımsıkı tutuyordu Bora, saçlarımı okşuyordu. Gece annemi ararken, Çınar Atlas'ı aradı tekrardan.

Bora:

"Sakin ol güzelim, buradayım." Yumuşacık sesi ile ağlayışımı dindirmeye çalışıyordu ama daha da şiddetli ağlıyordum.

"Haklıydın..." hıçkırıklarla ağlamaya devam ediyordum.

Bora:

"Güzelim lütfen..."

"Ben onu... kaybettim... geç kaldım..." daha da ağlıyordum. Bora elleri ile yanaklarımdaki gözyaşlarını sildi. Tekrardan beni göğsüne çekti. Eli ile başımı bastırdı göğsüne. Kokusunu içime çekip rahatlamayı denedim. Yavaş yavaş sadece iç çekişlerim kalıyordu. Bora'dan ayrıldığımda gözyaşlarımı sildi. Tekrardan su içirdi kendimi toparlamam için.

Gece:

"Kuzum, Sedef teyze ile konuştum. O hastaneye geçecekmiş, Lara gelmesin diyor."

"Hayır... gitmek istiyorum. Son kez görmek istiyorum."

Kayla:

"Laracım, daha da kötü olacaksın."

Hemen bakışlarımı yalvarır gibi Bora'ya çevirdim.

"Lütfen Bora. Beni babama götür, lütfen."

Bora en sonunda bir şey demeden elimi tuttu ve beni bahçeden çıkardı. Arabaya doğru ilerledik.

Arabada hastaneye giderken pencereyi sonuna kadar açmış dışarı bakıyordum. Sertçe rüzgar yüzüme çarpıyordu. Yanaklarımdaki gözyaşlarını kurutuyordu. Gözlerimi ağrıca kapatıp açıyordum. Bora o sırada elimi tuttu. Ona doğru başımı çevirdim. Tuttuğu elimi bırakıp yanaklarımı sildi. Tekrardan elimi tuttu.

Hastaneye vardığımızda annem, Atlas ve Ahenk'in morg bölümünde bizi bekliyorlardı. Annemin gözleri mahvolmuştu. Onu gördüğüm gibi koşarak sarıldım.

"O gitti... Benim yüzümden..." diye tekrarladım. Evet, benim yüzümden. Kalp krizi geçirmişti. Belki de benim dediklerime çok üzüldüğü içindi. Benim yüzümdendi...

Annem:

"Sen ne olacağını bilemezdim kızım... böyle deme."

Annemden ayrıldığımda gözlerinin içine baktım, "Görmek istiyorum."

Annem:

"Ben bile zor kaldırdım... Yapma..."

"Son kez, anne. Son kez görmek istiyorum, lütfen..."

***

Morg kapısından çıktığımda mahvolmuştum. Bora gelip yine bana sarılmıştı tam o sırada. Bedenimin ona sarılması ile kendimi daha iyi hissetmiştim.

Saat beş gibi kalkacaktı cenazesi. Ben yeterince yorgun olduğum için eve gönderdiler. Eve varınca sadece oturdum sessizce koltukta. Düşündüm... Çok geç kalmıştım, Bora'yı dinlememiştim, ağır konuşmuştum, üzmüştüm... Zarar vermiştim babama. Haksızlıktı. Onun ölünce değerini bilmek haksızlıktı, saçmalıktı. Ben bir aptaldım..!

"Ben bir aptalım..." diye tekrarladım.

Benim yüzünden oldu. Ben kırdım onun kalbini, ben acıttım canını.

"Benim yüzümden..."

Bora bir anda vücudumu kendisine çevirdi, "Kendimi suçlayamazsın. Onu sen öldürmedin, onun kalbini tek sen kırmadın, kendini suçlayamazsın."

"Seni dinlemedim... konuşsaydım..."

Bora:

"Konuşsaydın yine ölecekti belki de. Bu onun için yazılmıştı. Yapma... Sen harap oldukça bende oluyorum, lütfen." Diyerek başımı göğsüne çekti.

"Sen hiç gitme olur mu?.." diye bildiğim tek bu olmuştu o anda.

Bora:

"Beni senden hiçbir şey ayıramaz."

*****

Bora Lara'nın her zaman yanında. bir çiftte olması gereken şeylerden biri daha. sevdiğine destek olmak. BİR KAÇ ŞEY ÖĞRENİN. jsjsjjsj. Bölüm nasıldı arkadaşlar? 

YAZLIKحيث تعيش القصص. اكتشف الآن