18. BÖLÜM

1.2K 32 1
                                    


  Bora tam iki saattir mesaj atıyordu. Sabah ki olaydan sonra bir daha odamdan çıkmadım. Kimseyi görmedim ve konuşmadım. Akşam olmuştu ve ben yemeği odamda yemiştim. Kızların yüzüne bile bakmıyordum.
   En sonunda telefonumu açıp mesajlara girdim.

FIRTINAM

Fırtınam: nasılmış benim sevgilim?
Fırtınam: güzelim
Fırtınam: bebeğim
Fırtınam: neşe kaynağım
(17.45)

Fırtınam: allah’ım
Fırtınam: utangaçlıktan odasından da çıkamazmış
Fırtınam: şu mesajlara baksan mı be güzelim?
(18.50)

Fırtınam: şimdiden özledim seni
Fırtınam: olmuyor böyle
Fırtınam: seni ne zaman özleyeceğim hiç belli olmuyor
Fırtınam: bence uzatmadan evlenmeliyiz.
(19.20)

Fırtınam: mesajlara baksan ölür misin?
Fırtınam: Bari odanın camından başını çıkarda
Fırtınam: gözümüz gönlümüz açılsın
Fırtınam: aklıma harika bir fikir geldi.
Fırtınam: eğer biraz daha böyle yapacak olursan
Fırtınam: o gün indiğin merdivenlerden ben çıkıp geleceğim
Fırtınam: tam beş dakikan var
Fırtınam: başladı.
(19.21)

Fırtınam: Son üç dakika
(19.24)

Fırtınam: son bir
(19.25)

   Saate baktığım anda beş dakikam dolmuştu ve tam o sırada Bora çevrimiçi olmuştu.

Fırtınam: aa görmüşsün
Fırtınam: geliyorum güzelim

Su perim: Gelme!
Su perim: saçmalama
Su perim: çıkarım balkona
Su perim: görür gözün gönlün

Fırtınam: cık
Fırtınam: ben o fikirden vazgeçtim
Fırtınam: onunla yetinemem ki
Fırtınam: boşuna uğraşmayın hanımefendi
Fırtınam: balkonun önündeyim ve merdiveni dayayacağım
Fırtınam: yukarıda görüşürüz

Fırtınam çevrimdışı

   Allah’ım bu çocuk deliydi! Hemen balkon kapısını açtım. Tam o sırada karşımda Bora’yı gördüm.

Bora:
“Çok bekletmedim umarım.” Diyerek üstüme doğru yürümeye başladı. Geri geri adımlamaya başladım.

Bora güldü, “Hey, yemeyeceğim korkma.”

“Sana gelme demiştim. Sabah ki gibi yakalanmamızı mı istiyorsun?”

Bora:
“Çözülebilecek bir sorun.” Diyerek arkasındaki balkon kapısını hızla kapattı. Ardından Yanımdan geçip odamın kapısını kitledi. Anahtarı alıp masamın üzerine koydu. Şimdi abayı yakmıştım.

Bora:
“Şimdi nerede kalmıştık? Evet, hatırladım. Biz şimdi neyiz?”

“Hiçbir şeyiz Bora. O kulüpteyken kızla öpüşmeni hala unutmadım. Git ona de biz şimdi neyiz diye. Ya da git Ahenk’e de. Kumsalda gayet iyiydi sohbetiniz.” Ellerimi önümde bağlamıştım. Kıskançlık yapıyordum şuan ama umurumda değildi. Bana daha hak etmedi çünkü.
   Küçük bir kahkaha attı. Sen gülme çocuk be!

Bora:
“Allah’ım bu kıskançlıklarını bile özlemişim. Sen hep kıskan olur mu? Güzelim, valla bak. Alakası yok ya. O kız bir an sarhoştu o an öyle bir saçmalık yaptı ama ben sonra ayrıldım, haddini de bildirdim. Ahenk ile de sadece arkadaşız.”

“Numarasını istemiştin?”

Bora:
“seni kıskandırmak içindi o. Gayette işe yaramış. Benim gözüm senden başkasını görmüyor ki Lara’m.”

“Tamam şimdi gidebilirsin.”

Bora:
“Bir dakika, böyle kaçamazsın. Sen neden Atlas ile bu kadar yakınsın? Nereden tanıştın o çocukla? Konuşuyor musunuz? Siz de çok yakındınız?”

“Atlas ile arkadaşız ve parkta tanıştık. Kendisi ile o kadar yakın değiliz.”

Bora:
“Olamazsınız da. Olmazsın. Olmazsın demi?”

“isteğime bağlı.”

Bora:
“O ne demek ya?!” diyerek çattı kaşlarını.
  Hafif bir kıkırdadım.

“Duydun işte Bora. Hadi artık git.”

  Bora bana doğru adım atmaya başladı. Bende geriye doğru ilerlediğim sırada sırtım duvara çarptı. İşte tam o sırada Bora elini duvara koydu, çenemden tutup hafif yukarı çıkardı. Yutkundu ve gözlerini gözerime sabitledi.

Bora:
“Biz basılmadan önce kaldığımız yerden devam etsek olur mu?”

***

  Bora çüş evladım. Sen iyice şey yaptın yani. Neyse neyse. Sizce Lara Bora'yı affetmeli mı? Ne dersiniz bir kere daha basılırlar mı?

YAZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin