63. BÖLÜM

374 16 3
                                    

   Üniversitenin ilk günü ve ben Bora'yı bekliyordum. Arabası ile geldiğinde ön koltuğa geçip kemerimi taktım. Bora ile şarkı eşliğinde arabada gidiyorduk. İkimizde sessizdik sadece şarkıya eşlik ediyorduk. Arabayı bir köşeye park ettiğinde çantam ve eşyalarımla aşağı indim. Bora elimi tuttuğunda gülümsedim. Bana en güzel bakışlarını atıyordu şuan.

Bora:

"Bu okuldan mezun olduğumuzda elimden kurtulamayacaksın. Şu okulu tek sebep gösteriyorsun."

"Okuyun yavrum, okuyun." Dediğimin ardından ikimizde güldük. Birlikte okula girdik.

***

Okul bittikten sonra bizimkilerle yemek yemek için güzel bir restoran da buluştuk. Yemeğimden yerken bir çatalda Bora'ya uzatmıştım, gözlerimin içine baka baka onu yedi ya, eridim be çocuk.

Çınar:

"Oturmuş Gece'yi bekliyorum. Aa meğersem hanımefendi Mert diye bir çocukla konuşmakla meşgulmüş."

Gece:

"Ya geldi o konuştu Çınar."

Çınar:

"Kızım dibine girdi resmen. Dudaklarına bakıyordu ya... ulan dövecektim onu, nasıl tutarlar beni orada ya?"

Emre:

"Lan söyleseydin ya buraya geleceğimize gider çocuğu döverdik."

Kayla:

"Mafya mısınız siz Emre?"

Emre:

"Yengem yamuk yapmış yavrum. Ondan dedim."

Kayla:

"Hm?" Kayla yavrum kelimesin duyunca hemen eriyordu. Şimdi de elini çenesine dayamış Emre'ye bakıyordu. Tabi Emre'de durur mu? Dudaklarını dişlemeye başladı.

"Öhm! Aile var."

Emre anı bozmam ile gözlerini devirdi.

Emre:

"Sizi de gördük Lara hanım. Kaç defa bastık sayayım mı?"

Çınar:

"Ay hepsi de benim kaderimde varmış. Hep ilk ben gördüm."

Bora:

"Lan aklıma getirdin de şimdi iyice uyuz oldum. Sen niye bizi basıp durdun lan?"

Çınar:

"Basmasam aramızda bir abdulrezzak katılacaktı belki de. Amca olmaktan kurtuldum."

Çınar'ın dediği ile gülmeye başladım.

"Ya of iki dakikada konuyu bize nasıl getirmeye başardınız?"

Gece:

"Buna yetenek deniyor."

Çınar:

"Hayır canım, konuyu kaynatma deniyor. Biz hala sendeyiz."

"Ya gelmeyin kankamın üzerine. Aa, ayıp ayıp."

Yemeğimizi keyifle yiyip kalktıktan sonra Bora beni eve bırakmak için aracı sürmeye başladı.

"Güzel gündü. Beni okulda gördüğün her yerde yavşaman dışında."

Bora:

"Fırsat değerlendiriyorum."

Sitenin önünde durması ile kemerimi çıkardım. Bora'ya döndüm ve yanağına bir öpücük kondurdum.

"İyi geceler."

Bora:

"İyi geceler."

Siteden içeri girdiğimde Bora arabasını sürüp gitti. Bizim zile basmama rağmen kapıyı hala açan yoktu.

"Hayde!"

Kapıyı Bulut açtığında gözlerimi kıstım, "Birileri açmaya tenezzül etti sonunda Bulut bey." diyerek içeri girdim.

Bulut:

"Pardon abla, müzik dinliyordum. Sedef abla daha gelmedi."

"Hmm. Aç mısın?"

Bulut:

"Yok yedim ben."

"Bulut. Geçende öyle demiştin ama hiçbir şey yememişsin. Hani çekinmek yoktu. Bak artık burası senide evin. Rahat ol."

Bulut:

"Alışabilmiş değilim. Abla?"

"Efendim?" diyerek yıkadığım ellerimi havlu ile kuruladım.

Bulut:

"Bugün babamızın doğum günüydü ve ben ona bu saati almıştım." Cebinden çok güzel bir saat çıkardı. Bunu nasıl almıştı bilmiyorum ama özenerek aldığı belliydi.

Gözlerim yanmaya başlamıştı. Babamın doğum günü... bunu ben bilmiyordum bile.

Bulut gözlerimin yaşardığını gördüğünde elimden tuttu ve beni salona götürdü. Koltuğa oturduk ikimizde.

Bulut:

"Bu saate ona vermeyi çok isterdim ama olmadı işte. Onu kaybettik ikimizde. Ben aranızda onun asıl bir iletişim vardı bilmiyorum..."

"Yoktu. Ondan on iki sene boyunca bir iletişim kurmadım, kuramadım. Ne güzel bak. Sana çok güzel bir çocukluk yaşatmış. Onun doğum gününü biliyorsun. Ben onun doğum gününü bile bilmiyordum."

Bulut:

"Ben bunları sen üzül diye demiyorum abla. Lütfen dolmasın o güzel gözlerin. Bugün senle güzelce vakit geçirsek olur mu diyecektim yani işin yoksa eğer. Çünkü benim sana ihtiyacım var."

"Benimde böyle yakışıklı, delikanlı bir kardeşe ihtiyacım var. Gel buraya." Diyerek sarıldık birbirimize.

Bulut:

"Bu arada bunu bana babam vermişti. Küçükken senin en sevdiğin oyuncakmış bende bunu, seni bana ilk anlattığı zaman öğrendim. Şimdi gidip cipsleri hazırlayayım, sen beni burada bekle." Diyerek hızla kalkıp gitti. Elime ise bana verdiği o minik değneği olan, kanatlı bir peri oyuncak ile kalakaldım.

Kalkıp bunu odamdaki en güzel köşeye koydum. Yanağımdan süzülen yaşı sildim.

"Seni hep sevdim baba... hep seveceğim."

*****
  Profilimde PASTANE kitabım bulunmaktadır. Onu da beğeneceğinizden eminim.

Nasılsınız arkadaşlar? lafı çok uzatmayacağım. sorumu biliyorsunuz. Bölüm nasıldı? fikirleriniz neler? 
  Bunu söylemek istemezdim ama yarın vedalaşıyoruz... Mendillerinizi hazırlayın...

YAZLIKWhere stories live. Discover now